Sahi niye gelmiştik?
Uzun yıllardır yaşıyorsanız Amerika’da, bu ülkeye ilk kez yolculuk yapanların uçak içindeki form doldurma heyecanını tebbessümle izlersiniz. Siz de yeni gelenler arasındaysanız, hele ki kulağınıza da birileri ‘Vizen hala garanti değil. Kapıdan çevrilebilirsin’ diye fısaldamışsa, içeri girene kadar bitmez sıkıntınız. Bu yüzden her adımınızı daha dikkatli atarsınız.
Uçak inince koşa koşa pasaport kontrolüne geçersiniz. Orada sorulan sorulara heyecanla anlayabildiğiniz kadarıyla cevap verirsiniz. Sıkıntıdan iyice terlemiş parmaklarınızın izleri alındıktan sonra biter çileniz. Şanslıysanız bavulunuz kaybolmaz ve annenizin güzelim elleriyle hazırlamış olduğu sarma ve böreklerle dolu bagajınızı alıp havaalanından çıkarsınız.
Hiç bir ilk unutulmadığı gibi sizi havaalanından ilk karşılayanı da asla unutmazsınız. Tabii bir karşılayanınız varsa! Geç kalmamışsa! Sizin için çok önemli olduğu halde gelen kişi için rutin bir olaydır bu karşılama. Tamamen onun insafına kalmıştır haliniz. Ne kadar geç kalırsa kalsın tebessümle karşılarsınız onu. Arkadaşlarınızın sizi ağırlayabilme durumuna göre bir yere yerleşirsiniz.
Siz, masum, çekingen otururken çevrenizdekiler rahattır ve her ne hikmetse hepsinin bir tavsiyesi vardır:
- “Oğlum ingilizce çok önemli… (Genellikle bunu söyleyenin İngilizcesi o kadar iyi değildir). Hemen bir işe girme. Şöyle bir 6 ay sadece İngilizce çalış.”
- “Hemen işe başla. Hazıra dağ dayanmaz. Burada herkesin durumu belli. Sıkıntıya girdin mi, kimse gözünün yaşına bakmaz.”
- “Günde çok değil sadece 1 kelime İngilizce öğren sana yeter. (Bunu da herkes söyler fakat kimse yapmaz)
Uzar gider bu liste gitmesine ve sizin de gözünüz yeterince korkmuştur. Bütün hayalleriniz muhatap olduğunuz insanlara bağlı olarak değişir. Hayatın gerçekleri vardır ve bunlarla yaşamak zorundasınızdır.
GEÇİM
Eğer yukarıdaki tavsiyelerden ilkine uyduysanız cebinizdeki para 4-5 ay içinde tükenecektir. Basit bir hesap yapalım. Eğer F1 vizeniz varsa ve bir dil kursuna gidiyorsanız aylık minumum 1,500-2000 dolar gideriniz vardır. Türkiye’de kaç aile vardır bu gideri hiç sıkıntı yaşamadan karşılayabilecek? Artık çalışma vakti gelmiştir. İş aramaya koyulmak lazımdır ne yazık ki çok da seçeneğiniz yoktur.
Üniversite mezunu olduğunuz halde üçüncü sınıf bir iş içinizi hiç acıtmaz. Aksine durum kötüyse mutlu bile olursunuz. Üniversiteden mezun olduktan sonra Türkiye’de bir benzin istasyonunda pompacılık yapmak aklınıza bile gelmezken burada mutlu olmak niye? Çünkü ‘Burası Amerika’.
Başlangıç için saati 7 dolarlık bir ortalamayla iş hayatınıza merhaba dersiniz. Dile kolay, haftada 60 saat çalışmanız gerekmektedir. Vize türünüzden dolayı okula devam etmek, okulu işe, işi okula uydurmak zorundasınızdır. Ne yazık ki bu tempo hem şahsınızı hem de maneviyatınızı alt üst edecektir.
- “Madem ki çalışıyorum, öyleyse her konuda haklıyım.”
- “Daha çok çalışmalıyım. Eğer 3-4 aylık okul paramı biriktirebilirsem o zaman rahatlarım.”
- “Arabasız olmaz. Hemen araba almalıyım. Hem bu bana daha iyi iş imkanı sağlar.”
Bu ve benzeri düşüncelerin ardı arkası kesilmez. Sonuçta siz artık bir iş makinesi olmuşsunuzdur. Her boş vakit, kazanılacak paradır. Araç amaca dönüşmüştür bile. Ardınan tavizler gelmeye başlar.
- En ucuz dil kursuna transfer olunur.
- Bütün tatil hakları hatta dil kursları arası transferden kaynaklanan iki aylık tatil hakkı bile en ince detayına kadar hesaplanır.
- Okul, sadece vize için devam edilmesi zorunlu bir yer halini alır.
Şimdi dinle beni ey genç kardeşim!
Hayatının en güzel dakikalarını, saatlerini, günlerini, haftalarını, aylarını, yıllarını boşa harcarken hiç mi Allah’tan korkmuyorsun?
Emeğinle kazandığın paranı gitmediğin ya da gitmek zorunda olduğun fakat hiç istifade edemediğin bir okula verirken hiç mi vicdanın sızlamıyor?
Kaybettiğin değerlere hiç mi yanmıyorsun?
Sahi niye gelmiştin sen Amerika’ya?
1 Comment
Only registered users can comment.
Tesbitler dogru said bey ama iste yeni gelenleri hemen uyarsaniz bile sizi anlamalari kolay olmuyor cunku o zaman ya sen herkese bir sey soruyorsun ya her sana birsey yada sen herkese kendini ispatlamaya calisiyorsun yada herkes kendini san