Rumi Forum’un Barış ve Diyalog Ödülleri sahiplerini buldu

ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Müslüman Toplumlar Özel Temsilcisi Farah Pandith ile Yahudi Karşıtlığıyla Mücadele Özel Temsilcisi Hannah Rosenthal ve Maryland eyaleti Valisi Martin O’Malley, ”Kamu Hizmetine Olağanüstü Bağlılık” ödülüne layık görüldü.
Pandith, törende yaptığı konuşmada, köprüler inşa eden ve karşılıklı saygıyı temel alan bir dünyanın yaratılmasının önemini vurgulayarak, bu amaç doğrultusunda yaptıkları çalışmalardan bahsetti. Pandith, bu yolda Rumi Forum’un ortaklığı ve dostluğunun kendisi için büyük anlam ifade ettiğini belirtti.

Rosenthal da önceden hazırlanmış video mesajıyla katılımcılara seslendiği konuşmasında, dünyada hoşgörüsüzlüğün, bağnazlığın, aşırı milliyetçiliğin vuku bulduğu bir dönemden geçtiklerine işaret ederek, karşılıklı saygının geliştirilmesi ve nefret suçlarıyla mücadele mesajları verilmesinin bugün her zamankinden daha büyük önem taşıdığını söyledi.
Rumi Forum’a, bu kötü eğilimlerin önlenmesi amacıyla yürüttüğü faaliyetlerden dolayı içten teşekkürlerini sunan Rosenthal, ”Birlikte, nefret suçlarına, bağnazlığa son vermek, karşılıklı saygıyı, hoşgörüyü, çoğulculuğu ve barışı ilerletmek için büyük gayretle çalışıyoruz” dedi.

Maryland Valisi O’Malley de video mesajında, bu ödüle layık görülmekten duyduğu onuru dile getirerek, ”Maryland eyaleti olarak, eğitimin geliştirilmesi, halkımızın ihtiyaçlarının desteklenmesi ve çeşitliliğin kutlanması yolunda Rumi Forum’un gösterdiği çabalara katılıyoruz” diye konuştu.
Washington Başpiskoposu Kardinal Theodore McCarrick de törende, ”Barışa Olağanüstü Bağlılık” ödülüne değer görüldü.

McCarrick, konuşmasında, Mevlana Celaleddin Rumi’nin, ”Hayattaki göreviniz sevgiyi aramak değil, sevginin karşısına kurduğunuz engelleri aramak ve ortadan kaldırmaktır” sözüne atıfta bulunarak, dini diyaloğun önemini vurguladı.
İnsanlar birbirleriyle yeteri kadar diyalog kurduğunda, mutlaka aralarında belirli bir anlayış sağlayacağını, bunu yaptıklarında da diğer insanların savunduklarını da takdir edebilme aşamasına erişebileceklerini kaydeden McCarrick, ”Birbirimizle çalışmalıyız. Her birimiz tek başına dünyayı değiştiremeyiz, ama Mevlana’nın bizden istediğini yaparsak, hayatlarımızdaki nefret, ayrımcılık, bencillik yüklerini atarsak, dünyayı değiştirebilmekte özgür hale gelebileceğiz” diye konuştu.

”Barış İnşasına Olağanüstü Bağlılık-Gençlik Ödülü”ne layık görülen Bosna Herkes Danışma Konseyi İcra Direktörü Ayla Delkiç de Bosna’da doğduğunu ve 1990’ların başında Bosna savaşı sırasında mülteci olarak ABD’ye geldiğini anlattı.
Bosna Sırp Cumhuriyeti’nin bugün hala soykırım ve etnik temizliği reddettiğini söyleyen Delkiç, ”Din ve etnisite insanları bölmek için kullanılıyor. En büyük korkum, Bosna’da bugünün çocuklarının bölünmüş şekilde yetişiyor olmaları. Aynı okullarda farklı sınıflara gidiyorlar. Örneğin, Müslüman çocukların sabah, Hristiyan Ortodoks öğrencilerin ise öğleden sonra gittiği okullar var, birbirleriyle etkileşim kurmuyorlar, aynı alanda oynamıyorlar, tarih kitapları bile farklı. Bu çocukların, bizi savaşa sürükleyenlerden de daha milliyetçi yetişmelerinden kaygı duyuyorum. Ama yine de tünelin sonunda her zaman ışık olduğuna inanıyorum. Bosna’ya yardım etmek bizim elimizde” diye konuştu.

Törenin açılış konuşmasını yapan Rumi Forum Danışma Kurulu üyesi, emekli ABD Dışişleri Bakanlığı mensubu Peter Kovach da Türkiye’nin, uyumlu ve modern İslam vizyonu ve derin tarihiyle büyüleyici bir ülke olduğunu belirtti. Kurulun bir diğer üyesi, yine ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan emekli David Newton da Müslümanların büyük çoğunluğunun barışçıl insanlar olduğuna vurgu yaptı.