Çocuklarda düzensiz ve fast-food beslenme başağrısı sebebi

Çocuklarda düzensiz ve fast-food beslenme başağrısı sebebi

Başağrısı, erişkinlerde olduğu gibi çocuklarda da en çok şikayet edilen rahatsızlıkların başında geliyor. Küçüklerdeki başağrılarının beslenme bozukluğundan da kaynaklandığını belirten Dr. Osman Ayataç, “Genetiği değiştirilmiş besinler bolca tüketiliyor. Katkı maddeli içecekler sık kullanılırken, düzenli beslenme göz ardı ediliyor. Fast-food (hızlı ve ayakta) beslenmenin tüm toplumda yaygınlaştı. Her yaş gurubunda baş ağrılarının oranı hızla artmaktadır.” dedi.

Avusturya Sen Jorj Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Osman Ayataç, çocuklarda baş ağrısı ve nedenleri hakkında bilgiler verdi. Ayataç, “Ağrı, ağrı olarak ifade edilmeden ve duyulmadan önce pek çok aşamadan geçer, önce bir uyaran (fiziksel, kimyasal, ısı ile ilgili) vücudun belirli bölgesindeki algılayıcı (reseptör) sinir uçlarını uyarır, bu elektrik sinyali çeşitli ve karmaşık mekanizmalardan geçer ve beynimizin çeşitli bölgelerine ulaşır burada idrak edilir (ağrı şeklinde duyulur.) Her çocukta ağrı eşiği ve ağrı toleransı vardır. Ağrı eşiği bir kişinin ağrı hissini duyduğu en hafif uyaran şiddetini, ağrı toleransı ise bir kişinin tahammül edebileceği en çok ağrı derecesini ifade eder, ayrıca psişik faktörlerle ağrı arasında yakın ilişki vardır. Çocukluk dönemi baş ağrıları, ifade edilişindeki güçlüklerden dolayı belirlenmesi zordur. Çocuklar genellikle iki yaşından sonra baş ağrılarını söylerler, daha küçük bir çocuk parmaklarını ve ellerini sıkarak ağrılarını ifade etmeye çalışır.” diye konuştu.

Yenidoğan bebekler ve yenidoğan yoğun bakımdaki ciddi solunum ve diğer hastalıkları olan bebekler ağrı duymakta ve bu nedenle uygun ağrı gidericiler kullanılmaktadır diyen Dr. Osman Ayataç, “Baş ağrısının oluş mekanizması tam olarak bilinmiyor, ancak merkezi ağrı sisteminde bir bozukluk olduğu düşünülüyor, baş ağrısına sebep olan hastalığa göre (örneğin beyin tümöründe kafa içi basıncı artması ağrıya neden olur veya bazen de ağrı oluşmaz) belirti verir ve tanımlanır.

Yapılan istatistikler bize eczanelerden satın alınan ilaçların başında ağrı kesicilerin geldiğini göstermektedir. Çevre ve atmosferin ileri derecede kirlendiği, radyasyon ve nükleer tehlikenin büyük boyutlara ulaştığı, genetiği değiştirilmiş besinlerin bolca tüketildiği, katkı maddeli içeceklerin sık kullanıldığı, düzenli beslenmenin göz ardı edildiği, fast-food (hızlı ve ayakta beslenme) beslenmenin tüm toplumda yaygınlaştığı, hormonal ve genetik mutasyon (değişim), endokrin sistemi bozan maddeler, aşırı stres, gerginlik ve yaygın depresyon, yaygın deterjan kullanımı, az hareketli (statik) bir yaşam tarzı, çağdaş teknolojinin getirdiklerinin yanında götürdükleri bir toplumda tüm dünyada ve her yaş gurubunda baş ağrılarının oranı hızla artmaktadır.” ifadelerini kullandı.

Çocuklarda yüzde 40 başarğrısı bulunduğunu belirten Dr. Ayataç, “Çocuklarda yaklaşık yedi sekiz yaş civarında yüzde 40 oranında baş ağrısı olduğu ve bunların yüzde 2’sinin gerçek migren olduğu gösterilmiştir. 15 yaş civarında çocuklarda baş ağrısı yüzde 70 civarında, migren oranı ise yüzde 5 in üzerinde bulunmuştur. Baş ağrıları ani (akut), kronik (süre gelen) ilerleyici ve ilerleyici olmayan, tekrar eden veya etmeyen, zonklayıcı özellikli, uyku ile geçen veya geçmeyen, ağrı kesiciler ile azalan, geçen veya geçmeyen özelliklerine göre ve belirli bölgelere yayılıp yayılmadığına göre değerlendirilir. Çocuklarda baş ağrısı önemli bir uyarıdır, beraberinde sistemik bir hastalık, kusma, baş dönmesi, ateşlenme, karın ağrısı, sistemik tansiyon ile ilişkisi, ense sertliği, vücutta döküntü, burun kanaması ile olması önemini daha da arttırır. Adolesan (ergenlik dönemi) dönemindeki baş ağrıları çok daha önemlidir. Bu dönem çocuğun fiziksel, ruhsal, sosyal ve cinsel olarak aklının çok karıştığı, ebeveyn ve çevre ile çatışma içine girdiği bir dönemdir. İntihar girişimleri, madde bağımlılığı, eğitim ve öğrenim sıkıntıları, cinsel sorunların yaşandığı, ergenlerin önemli şikayetlerinden bir tanesi de baş ağrısıdır.” dedi.

Baş ağrılarının sebepleri ile ilgili Dr. Osman Ayataç şunları sıraladı: Gerilim tipi baş ağrıları. Migren. KBB hastalıkları (Sinüzitler, otitler, geniz eti (Adenoid veg.) Bademcik iltihapları. Göz hastalıkları. Diş hastalıkları. Daha ciddi MSS (merkez sinir sistemi)ni tutan hastalıklar (menenjitler) ve enfeksiyonlar. Kafa içinde problem oluşturan ciddi durumlar (Beyin tümörleri, anevrizma.) Metabolik hastalıklar (Diabet, böbrek yetmezliği vb. bunlara bağlı hipoglisemi ve üremi oluşumu.) Kan hastalıkları (Anemiler-kansızlıklar lösemi.) Romatizmal sınıf hastalıkları.”

Baş ağrılarının nedenlerinin farklı şekillerde olabileceğini ifade eden, Ayataç, “Baş ağrısı sebeplerinin en başında gerilim tipi baş ağrılarında adalelerin kasılması sonucu ortaya çıkar, psikolojik sebepler ön plandadır (okul başarısızlığı, sosyal uyum sorunları vb.), akut (ani) ve kronik (uzamış) tipleri vardır. Işık ve gürültü ile artar, bulantı ve kusma olmaz, hareketle ağrı artmaz. Migren genellikle başın yarısını içeri alan, zonklayıcı, yapılan işi engelleyen, beraberinde bulantı, kusma ve ışık ile ses’e duyarlılık olan genellikle 2 ile 48 saat sürebilen baş ağrılarıdır.” şeklinde konuştu.

Tanı yöntemleri ile Dr. Ayataç, “Aileden alınacak öykü önemlidir. Ağrının zamanı, yeri, ağrı cinsi, ağrıya eşlik eden diğer belirtiler, ağrının devam süresi, ne sıklıkla ortaya çıktığı, hareket, istirahat ve uyku ile değişip değişmediği, ağrının organik bir sebebe bağlı olup olmadığı, herhangi bir hastalığın yan belirtisi olup olmadığı öğrenilmelidir. Genel muayene yanında gerekirse Nörolojik, Psikiatrik, Göz, Kulak-Burun-Boğaz muayenesi ve diş muayenesi yapılmalıdır. Tekrarlayan baş ağrılarında EGG (Elektroensefalografi), BT (Bilgisayarlı tomografi), MRG (Manyetik görüntüleme), kan ve idrar tetkikleri yapılır.

Tedavi ile ilgili Dr. Ayataç şunları önerdi: “Çocuklarda ağrı tedavisi ağrıya neden olan sebebe yöneltilir, gerekirse analjezik (ağrı kesici) verilir. Ağrı ilaçlarının kullanılmasında öncelikli yöntem basit ilaçlarla başlamaktır. Migrenli çocuklarda en iyi şartlarda bile senede 4 ila 8 kez nöbet oluşabilir; sosyal sorunlar, öğrenme ve dikkat bozuklukları, stres ve üzüntüler bu sayıyı arttırır. Ağrılarda tedavi öncelikle sakinleştirme, psikolojik destek, ilaç tarzında olmalıdır. Migrende çocuk sakin ve karanlık bir odaya alınır, erkence ağrı kesiciler verilir, ilaç olarak parasetamol verilmesi uygundur. Ergotamin türü ilaçlar önleyici olarak kullanılacaksa iyice tetkik edilerek kullanılmalıdır. Gerilim tipi baş ağrılarında öncelikle gerilimi azaltıcı egzersizler ve baş ağrısına yol açan problemin ortadan kaldırılması gereklidir, ağrı kesiciler daha sonra kullanılmalıdır.”

Write a comment

No Comments

No Comments Yet!

Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.

Write a comment

Only registered users can comment.