Yeni yasaya ABD’deki Türk doktorlardan sert tepki

Yeni yasaya ABD’deki Türk doktorlardan sert tepki

18 Ocak 2014’te kabul edilerek Resmi gazetede yayınlanan ve 1 Şubat’ta uygulaması başlayan yeni yasaya göre ‘olağanüstü durumlarda mesleğini icraya yetkili kişilerce acil  hizmeti ulaşana kadar verilecek olan sağlık hizmeti hariç, ruhsatsız olarak sağlık hizmeti sunan veya yetkisiz kişilerce sağlık hizmeti verdirenler, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacak.’

Genel olarak bakıldığında söz konusu madde, başta Gezi Parkı olmak üzere eylemlerde hastaları tedavi eden doktorlara yönelik bir tepki olarak algılanıyor. Aslında yasanın devamı okuduğunda bunun algıdan öte olduğu kanaati iyice belirginleşiyor. Yeni yasaya göre “Özel izne tabi hizmet birimlerini Sağlık Bakanlığı’ndan izin almaksızın açan veya buralarda verilecek hizmetleri sunan sağlık kurum ve kuruluşları, bir önceki aya ait brüt hizmet gelirinin yarısına kadar idari para cezası ile cezalandırılacak.”

Olağanüstü durumlarda doktor müdahalesini koşullara bağlayan bu yeni düzenleme, doktorlara büyük sorumluluk yüklediği ve her hangi bir ortamda veya yolda sağlık durumu kötüleşen bir hastaya müdahale etmelerini zorlaştırdığı için  ABD’de yaşayan Türk doktorlardan  tepki  alıyor.

“Tıbbi personel, doktor, hemşire her ortamda, her koşulda, savaşta, düşman dahil hayat kurtarma ve insana yardım etme ile yükümlüdür. Bu gerçek evrenseldir. Yöresel, kişisel “Ben söylerim oldu” gibi temelsiz kararlar ile değişmez. insan hayatına saygı kalıcıdır ve dönemsel güçlerin bu gerçeğe hiçbir etkisi olmaz.” 

 

Dr. Özgen Doğan, Kardiyoloji Uzmanı, New York

“ABD’de bunun tam tersini görüyorsunuz. Acil bir durumda, sokakta,uçakta veya diğer yerlerde hekimler hiç çekinmeden müdahele edebilsinler diye, “Malpractice” denilen hekimin hasta tedavi ederken yapabileceği hatalardan sonra mahkemeye verilmesi olasılığı acil durumlarda tamamen kaldırılmıştır. Örneğin sokakta aniden yıkılan bir insana yoldan geçen bir hekim yardım ettiğinde, sonuç kötü bile olsa ölen kişinin yakınlarının acil durumda yardım eden hekimden şikayet etme hakkı yoktur. Öte yandan yine Türkiye’de getirilmeye çalışılan (sırf politik nedenlerden dolayı) düzenlemenin tam tersi olarak, eğer acil bir durumda hayati tehlike yaşayan bir hastaya, orada bulunan bir hekim müdahale etmez ise mahkemeye verilebilir. Biz hekimler insanlara yardım etmek için bu mesleği seçtik. Acil bir durumda tıbbi yardıma ihtiyacı olan bir kişiye elimizi uzatmamayı düşünemeyiz. Zaten bu, etik olarak da yanlış olur. Her hekim mezun olurken Hipokrat yemini eder. Bu kutsal yemine göre davranmamızı siyasi bir uygulama değiştiremeyecektir.” 

Dr. Hakan Kaya Onkolog, Kuzey-Batı Kanser Merkezi, Spokane, Washington

“Bir doktor olarak bu yasayı hoş karşılamak mümkün değil, tamamen siyasi bir karar olarak değerlendiriyorum. Bu, “politikacılar meclis dışında politika yapamaz” demek gibi bir şey ki onlar sadece konuşuyor ancak doktorlar hayat kurtarıyor. Yolda giderken bir doktor acil bir durumla karşılaşsa duruma müdahale etmek için ambülans mı arayacak? Belki o esnada geç kalıp hastanın ölümüne ikinci dereceden sebep olacak! Ancak tabi bu yasa ile doktorun hem bu dünyada hem ahirette sorumluluğunu hükümet almış oluyor. Esefle karşılıyorum.” 

Dr. Mehmet Aygen, Çocuk Hastaları Uzmanı, New Jersey

“Böyle bir durum her türlü ahlak ve tıbbi etik kurallarına aykırı olup Hipokrat yemini ile bağdaşmaz.” 

Dr. Hüseyin Çopur, Kadın Doğum Uzmanı, New Jersey

“İnsan haklarına aykırı bir yasa. Bütün dünyada doktorlar ‘Good Samaritan’ kanunu gereği ihtiyacı olan hastaya müdahale ve tedavi sağlıyor. Aynı zamanda Hipokrat yeminine de aykırı.” 

Dr. Mehmet Bayraktar Neonatologist, , Washington DC

“Amerika’da hastalara ve kaza mağdurlarına doktor tarafından acilen müdahale edilmesi durumunda doktorları kanunen koruyan “Good Samaritan” adlı bir kanun vardır. Mesela bunun en güzel örneği dünyaca ünlü Türk Kalp cerrahi Mehmet Öz’ün Manhattan New York’da bir trafik kazasında ayağı yaralanan bir kadına ilk müdaheleyi yapmasıdır. Ancak Gezi Parkı olayları çok ayrı bir durumdur. Çok sayıda insanın mağdur olduğu, yaralandığı ve ölduğu facialarda, bütün doktorlar seferber edilir ve ambulansın gelmesi beklenmez. Çünkü böyle durumlarda ambulans sayısı, mağdur sayısını karşılayamaz.’ 

Dr. Lachin Hatemi, Buffalo Hastanesi, Nukleer Tıp Bölümü, New York

Bu hüküm Hipokrat yemini ilgili değil, yasal koruma hakkında. Çoğu ülkede doktorları “kurtarma görevi” ilkelerine bağlı olmaya teşvik etmek için Good Samaritan yasası uygulanır. Hatta Arjantin’de, eğer doktor bu tip bir durumda mağdura yardımcı olmazsa cezalandırılır. ABD’de de kovuşturma korkusu olmaksınız  “kurtarma görevi”ni teşvik için Good Samaritan yasası uygulanır ve bunun yanı sıra Acil Tıbbi Tedavi ve Aktif İşgücü Yasası (Emergency Medical Treatment and Active Labor Act) var. Yani Türkiye’deki bu yeni yasa hiç mantıklı değil. Amerikalı bir doktorun acil bir olay karşısında hayat kurtarmak yerine ambülans araması durumunda meydana gelebilecek yankıları hayal edebiliyor musunuz?”

 Dr. Rahmi Öklü, Boston Radyoloji Bölümü

“Tamamıyla politik ve aceleyle alınmış bir karar ve hiç bir anlamı yok.  Hastaya renk, ırk , dil, din, mezhep ayrımı yapmadan zarar vermeden gerekli tedbir ve önlemleri almak, mümkün olduğu kadar  yardım edebilmek bir hekimin en önemli vasıflarından biridir. Bu kararın içeriğinin ahlaktan, etik değerlerden yoksun olduğunu görmek ve hatta varlığını idrak bile etmek artık Türkiye’de doktorluğun sonunun geldiğini göstermesi açısından çok anlamlı. 22 yıllık meslek hayatımda doktorların her açıdan bir hedef olduğunu biliyordum ama bu düzeye kadar inildiğini hiç hatırlamıyorum. Bir hekim olarak Türkiye’de yaşamanın gittikçe zorlastığının farkındaydım ama bu karar, Türkiye’de yaşayan ve hekimlik yapan sıradan bir doktorun vicdanına indirilmiş en büyük darbedir.” 

Dr. Şükrü Ekşinar M.D, FACP, Kansas

“Gezi olaylarında 6 kişi hayatını kaybetti. 11 kişi polisin hedefli atışları sayesinde gözünü kaybetti, 6 binden fazla kişi ağır yaralandı ki bunların arasında 181 beyin travması ve bir çok organ hasarı bulunmaktaydı. Dolayısıyla yaşananlar küçümsenecek, yok sayılacak boyutlarda değildi. Oysa Erdoğan hükümeti doktorların neden birden bu insanlara yardım ettiğini anlayamadı ve rahatsız oldu. O kadar rahatsız oldu ki, yeni bir kanun çıkarma ihtiyacı duydular. Bu yasanın ne kadar yanlış olduğun anlamak için ille de doktor olmak gerekmez. Bu öyle bir yasa ki, tıp doktorlarını yok sayan, insan sağlığına önemi yok sayan, Hipokrat yemini gibi evrensel düşünce sistemlerini yok sayan onun yerine “biz ne dersek onu yapacaksın” “biz sana kime bakacağını söyleriz” düşüncesini getirir. Lütfen söyleyin, bu Erdoğan ile geliştirilmeye çalışılan yeni düşünce sistemi dünyanın neresinde olsaydı, normal ve iyi karşılanırdı? Türkiye önemli bir yol ayrımına doğru ilerliyor. Erdoğan kendini bekleyen korkunç karanlığa ülkeyi de peşinden sürüklemeye çalışıyor. Peki, Türkiye onu takip mi edecek, yoksa herkesi şaşırtarak küllerinden yeniden mi doğacak?”

Dr. Hande Özdinler, Les Turner ALS Laboratuarı Direktörü, Northwestern Üniversitesi

Write a comment

No Comments

No Comments Yet!

Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.

Write a comment

Only registered users can comment.