MIT Technology Review’in ’35 Yenilikçi’ listesinde 3 Türk kadını var

MIT Technology Review’in ’35 Yenilikçi’ listesinde 3 Türk kadını var

Dünyanın en iyi üniversitelerinden Massachusetts Teknoloji Enstitüsü tarafından hazırlanan MIT Technology Review dergisi, bu yıl ’35 Yaş Altı 35 Yenilikçi’ listesinde 3 Türk kadınına yer verdi. Listeye Adana Gündoğdu Koleji (AGK) mezunları Gözde Durmuş ve Canan Dağdeviren ile birlikte Duygu Kayaman girdi.

1999’dan beri yapılan ve daha önce Facebook’tan Mark Zuckerberg, Google’dan Sergey Brin ve Grafen’in öncüsü Nobel Fizik ödüllü Konstantin Novoselov gibi isimlerin olduğu liste, ABD’de bilim alanında en prestijli seçkiler arasında gösteriliyor. İsimler; mucitler, girişimciler, vizyonerler, iyilikseverler ve öncüler olmak üzere 5 başlıkta belirleniyor. Listeye giren üç kadın çalışmalarını ve planlarını anlattı. ‘Mucitler’ başlığı altındaki 9 isimden biri olan 30 yaşındaki malzeme bilimcisi AGK Mezunu Canan Dağdeviren, dünyada medikal teknolojilerde çığır açıcı buluşlarıyla adından söz ettiriyor. Sabancı Üniversitesi mezuniyeti sonrası 2009’da ABD Illinois Üniversitesi’nde malzeme bilimi ve mühendisliğinde Fulbright bursu ile doktorasını tamamlayan Dağdeviren, çalışmalarına genç akademi üyesi olarak Harvard Üniversitesi’nde ve Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde devam ediyor. Geliştirdiği en önemli icatlar arasında esnek bir yapıya sahip, cilt kalitesini ölçümleyebilen bir sensör yer alıyor. Bu cihaz cilt kanserinin görüntülenmesi ve erken teşhisinde zorlu biyopsilere gerek bırakmayacak büyük bir adım olarak değerlendiriliyor. Dağdeviren’in medikal teknoloji alanında diğer önemli buluşu ise kendi enerjisini üreten ve kalp pillerinin yerini alması beklenen bir cihaz. Hayvanlar üzerinde yapılan testlerde olumlu sonuçlar alınan cihaz, organların hareketleri ile kendi enerjisini üretebiliyor.

“Bu prestijli listede olmaktan ve güzel ülkemi temsil etmekten dolayı mutluyum” diyen Dağdeviren şunları söyledi: “Kendi alanım dışında olağanüstü işlere imza atmış genç araştırmacılar ile tanışacak olmak beni heyecanlandırıyor. Gelecek vadeden takım çalışmalarına adım atmada harika bir platform. Başarıların tespit, takdir ve teşvik edilmesi güzel. Bilimsel farkındalık ve ‘Ben de yapabilirim’ fikrinin genç arkadaşların kafasında ve kalbinde oluşması için bu tür listelerin gerekli olduğunu düşünüyorum. Şimdi Parkinson ve farklı beyin hastalarına yardımcı olabilmesi için iğne şeklinde bir pil üzerinde çalışıyorum. Geçen hafta maymunlar üzerindeki denemeler başarıyla sonuçlandı. Çok heyecanlı ve umutluyum. Yaptığım alet, beynin en ücra köşelerine kadar inerek, harap olmuş beyin devrelerini bulmamızı ve farklı ilaçlar ile tedavi etmemizi sağlıyor. Günümüz tıbbında, ilaçları ağız veya damar yolu ile alıyoruz, vücuda gereksiz yere etkide bulunuyoruz. Beyin hücre topluluklarına, geliştirilen saç teli kalınlığındaki alet sayesinde inebiliyor ve kontrollü bir şekilde ilaç verebiliyoruz. ”

HÜCRELERE ‘HAVA’LI TESPİT

Listede ‘Öncüler’ grubu içindeki 9 kişi arasında yer alan 30 yaşındaki Gözde Durmuş, ABD Stanford Üniversitesi Gen Teknolojileri Merkezi’nde hücre konusunda çalışmalar yapıyor. Durmuş, hücrelerin fiziksel yapılarını tanılayan bir cihazla dünyada adından söz ettiriyor. Bu cihaz hücreleri manyetik bir alanda havaya kaldırıyor. Nasıl yükseldiklerini analiz ediyor. Bu sayede kan, kanser ve bakteri hücreleri tespit edilebiliyor. Çünkü farklı hücreler,değişen yoğunluk nedeniyle yer çekimine farklı tepkiler veriyor. Maliyeti bir doların altındaki cihaz, kanserde zahmetli ve pahalı teşhisleri sadece bir saat içinde yapabiliyor.

Gözde Durmuş, listede yer almanın büyük motivasyon kaynağı olduğunu belirterek şöyle konuştu: “Girişimciliğin ödüllendirilmesi bir bilim kadını olarak gurur veriyor. Küçüklükten beri hayalim olan mesleği yapıyorum, laboratuvarda çok severek çalışıyorum ve yıllardan beri hem benim, hem de ailemin emeklerinin karşılıksız kalmadığını düşünüyorum. 35 kişinin olduğu listedeki isimlerin yüzde 10’u Türkiye’den. Bu liste ABD’de çok önemseniyor. Her genç bilim insanının hayali. Birkaç gündür çeşitli üniversitelerdeki arkadaşlarımdan tebrikler alıyorum. Bu cihazı kendi hayatımdan yola çıkarak geliştirdim, diyebilirim. Antibiyotiklerin yanlış ve gereksiz olma ihtimali yüzde 50. Bu durum da son yıllarda herkesin korkulu rüyası haline gelen antibiyotik direncinin ve tedavi edilmez bulaşıcı hastalıkların yayılmasında en büyük etkenlerden biri. Geliştirdiğimiz bu aletle bakterilerin antibiyotiklere olan dirençlerini 1 saatte tarayabiliyoruz. Bu sayede, enfeksiyonun tedavisi için en doğru antibiyotiği bulmak için günler süren testleri 1 saate düşürebiliyoruz. Kanser hücrelerinin tespitinde, kişiye özel tedavilerin geliştirilmesinde yaptığımız deneylerde olumlu sonuçlar elde ettik.”

Write a comment

No Comments

No Comments Yet!

Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.

Write a comment

Only registered users can comment.