Related Articles
Pulitzer ödüllü yazar Stephen Kinzer: Washington Türkiye’yi baş ağrısı olarak görüyor
Pulitzer ödüllü yazar Stephen Kinzer, Türkiye’de yaşanan darbe girişmi ve sonrasında yapılan tasfiyeleri New York Times için değerlendirdi.
New York Times Gazetesi’nin İstanbul Büro eski şefi olarak uzun yıllar bölgede gazetecilik yapan Kinzer, yaşanan gelişmeler ışığında ABD – Türkiye ilişkilerini de masaya yatırdı.
“Kızgın Erdoğan ile nasıl güzel oynayabilirsin” başlıklı yazısında Kinzer, Washington’un Türkiye’yi bir “baş ağrısı olarak” gördüğünü savundu.
Türkiye’yi yakından takip eden ünlü gazeteci yazısında, “Washington’un bakış açısına göre Türkiye bir müttefik olarak baş ağrısı haline geldi. Daha önce hiçbir NATO üyesi yoldan bu kadar sapmamıştı. Bu ABD’yi zorlu tercihlere doğru yönlendiriyor. Bu Erdoğan’ı onaylamayarak Türkiye ilişkileri bozabilirsiniz hatta, Türkiye’yi NATO’dan çıkarmayı bile deneyebilirsiniz. Bu zorbalığa karşı ahlaki bir ders olur. Bu, aynı zamanda NATO’nun Suriye politikasına da bir uyum getirir. Şu an ABD gruplaşmayı savunurken, Türkiye saldırı ve bombalama politikalarından yana” değerlendirmesinde bulundu.
Nobel ödüllü gazeteci, Türkiye – ABD ilişkilerinde bir başka alternatif olarak ABD’nin, “Cesaretini toplayarak, Türkiye’yi jeopolitik önemine bakarak, eşsiz görerek Erdoğan’ı olduğu gibi kabul edersin. Bu daha karışık ve daha az soylu bir seçenektir ama daha uygun olabilir çünkü Amerikan’ın çıkarlarına en uygunu budur. Türkiye, uluslararası yalnızlığa ve galiba ekonomik kriz ile sivil savaşa doğru gidiyor” dedi.
Türkiye istikrarına olan tehditlerin büyüdüğüne dikkat çeken Amerikalı gazeteci, “Bu durumda Erdoğan belki Amerika tavsiyelerine daha açık olabilir ve Suriye’ye yönelik bakışında değişiklikleri kabul eder. Bunun anlamı, militan gruplara yaptığı yardımları bitirebilir ve onlara karşı mücadeleye katılabilir. Suriye Devlet Başkanı Başar Esad’a olan düşmanlığı yumuşar ve Kürtlerle yaptığı barış sürecine tekrar başlayabilir. İhtimaller böyle bir sapmaya karşı olabilir ama bazı versiyonları mümkün olabilir. Amerika’nın etkisi olmadan bunlar anlaşılmaz” ifadelerini kullandı.
Darbe girişimi sonrasi başlayan tasfiyelerin ‘uzun zamandır yapıldığını’ hatırlatan Kinzer, “3 yıldan fazladır Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Türk medyası, sivil toplum örgütlerine sert baskılar uyguluyor. Suriye’de bulunan aşırıcı gruplara destek verdi, Kürtlerle yapılan barış görüşmelerini bozdu, diktatör gibi hareket etmek için durmaksızın ülke anayasasını değiştirmek için çalıştı” dedi.
Bir başka yol olarak Erdoğan’ın Türkiye’yi Washington’un istediği duruma getirebileceğini kaydeden Kinzer, “Bu da ülkede muhaliflere yapılan baskıları geri almasını sağlar. Bunun güvenlik politikasını değiştirmekten daha az şansı var. Erdoğan, Türkiye’nin Kürtler, laikler, gazeteciler, üniversite dekanları, hakimler ve Pennsylvania merkezli din alimi Fethullah Gülen tarafından desteklenen sinsi güçlerin acımasız saldırı altında olduğu anlayışı inşaa etti. Bu görüş birçok Türk seçmen arasında yankı buldu” değerlendirmesinde bulundu.
Fethullah Gülen’in Türkiye’ye iade edilmesine ilişkin Kinzer ABD’nin Türkiye’nin ısrarlı taleplerini görüşmek için bir araya gelememesi gerektiğini kaydetti. Uzlaşı için ABD’nin Türkiye’ye politika değişikliğine gitmesi durumunda elde edeceği kazançları teklif etmesi önerisinde bulunan Kinzer, “Uzun bir direnmeden sonra Gülen’in iade edilmesi anlaşmadan çok uzak olacaktır” dedi.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment