Kredi derecelendirme kuruluşlarından seçim sonrası ‘yapısal reform’ uyarısı

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları, seçim sonrası yaptıkları açıklamada, Türkiye’de siyasi belirsizliğin kısa vadede azaldığını ancak, yapısal reformların kredi notu üzerine etki oluşturacağını söyledi.

Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Rating, açıklamasında Türkiye’nin kredi profili ve değerlendirmesini “İstikrarlı ve öngörülebilir siyasi bir ortamın, yapısal reform ve ekonomik dengelerini oluşturmasına bağlıdır” olarak ifade etti.

Seçimlerden sonra “belirsizliğin azalması ve hükümet yapısının siyasi risklerinin azaldığı anlamına gelmediğine” dikkat çekildi.

Bir başka kredi derecelendirme kuruluşu, Moody’s’in seçim sonrası yaptığı değerlendirmede, AKP’nin parlamentoda çoğunluğu kazanmasının kısa vadede siyasi belirsizliği azalttığı ancak yüksek enflasyon, düşük büyüme ve değişen sermaye hareketlerine karşı oluşturulacak ekonomik stratejinin nasıl oluşturulacağına dair bir öngörü vermediğine dikkat çekti.

Moody’s Türkiye’deki bankaların gelişmekte olan ülkelere yönelik kaçış riski ve yüksek jeopolitik risklerle karşı karşıya olduğu uyarsında bulundu.

Özellikle kırılgan yatırımcı güveninin ve Türk Lirası’nın değişkenliği ile mücadele edebilecek ekonomik stratejileri geliştirmenin önemine dikkat çekildi.

“Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı gücünü genişletme çabalarına girerse, iç siyasi gerginliğini yüksek kalacağın” belirten Fitch de PKK ile Türkiye arasındaki çözüm süresinin bittiğini, seçimlerden sonra Halkın Demokrasi Partisi (HDP)’nin Meclis’e girmesine rağmen, barış sürecinde belirsizlik olduğuna vurgu yaptı.

Bölgedeki istikrarsızlıkla birlikte, Haziran ayından beri Türkiye’deki şiddetin tırmanması ile sonuçlandığı hatırlatıldı. Kuruluş, politik risklerin Türkiye’nin kredi notu üzerinde uzun zamandır üzerinde baskı oluşturduğunu ifade ederek, “İsteğe bağlı politika yapılması, hükümetin etkinliği, politika öngörülebilirliğini çökertmek ve sermaye akımlarını caydırmak (hayal kırıklığına uğratmak) gibi kaygılar Türkiye’nin kredi notu üzerinde baskı oluşturuyor” ifadelerine yer verdi.

Seçim sonuçları için “Yapısal reformları ve sermaye girişimlerini destekleyeceği, ekonomik dengenin sağlanması için politika yapıcıları arasındaki gerginliğin hafifleteceği ve enflasyonun azaltıp azaltmayacağı belli değil” değerlendirmesinde bulundu.

Fitch açıklamasında, “Kilit önemdeki ekonomi bakanlıklarına ilişkin görevlendirmelerin yapılması politika niyetine yönelik öncü işaret olabilir. Ekonomik istikrar için bir diğer önemli konu ise seçim sonrası Merkez Bankası’nın (MB) üzerindeki politik baskınının boyutu” olduğuna dikkat çekildi.

Derecelendirme kuruluşu, AKP hükümetinin detaylı programlarla istihdam piyasasındaki kilit zayıflıkları, enerji verimliliği, eğitim, özel sektör tasarruflarının ve yatırımlarının artırılması gibi önemli konuları ele aldığı belirtilirken, “Ağır seçim takvimi, AKP’nin ekonomik politikası ve kadrosu konusunda belirsizlikleri artırmıştır” değerlendirmesinde bulundu.

“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın MB üzerindeki konusunda yaptığı baskı örneğinde olduğu gibi, Türkiye’nin politika bütünlüğü ve kredibilitesi açısından aynı reytinge sahip diğer ülkelerden daha zayıf durumda kaldığını” ifade eden Fitch, “Politik belirsizliğin ve öngörülebilirlik sorunlarının çözülmesi, ekonomik büyüme ve dış açıkların azalması için yeniden reformların teşvik edilmesinin kredi notunu pozitif etkileyeceğine” değindi.