Bilinmeyen hazine; Hacet Namazı
Namaz, kulun bütün meşguliyetlerden sıyrılıp Allah’a yönelmesi… Dua, ilahi hazinesinden talepte bulunması… Hacet namazı ise bu ikisinin buluştuğu, ihtiyaç sahiplerine lütfedilmiş bir ibadet.
İnsan hayatı hep bir koşuşturma, hep bir imtihandır. Eğitim, iş, aile hayatı derken sürekli bir mücadele gerektirir. Ve insan kendi açısından daima en mükemmelini ister. İyi bir eğitim almak, iyi bir işte çalışmak, huzurlu bir yuva kurmak… Bunlara ulaşmaya çalışırken de sürekli engeller çıkar karşısına, yüce Yaratıcı’ya sığınıp dualarla aşması gereken… Sadece dünyevi arzular ya da sıkıntılar da değildir bizi duaya yönlendiren. Kimi zaman manevi değerler uğruna mücadele eder, İslam’ın güzelliğini her yerde duyurmak için çaba harcarız. Ülkemizin içinde bulunduğu sıkıntılı dönemlerin bir an önce aşılması için üzerimize düşen gayreti gösteririz ancak zahmetsiz rahmet olmaz misali genellikle bu yollar dikenlerle dolu olur. İşte o zaman Allah’a sığınıp, O’na el açarak yolumuzun açılmasını dileriz. Kısacası dünyevi, uhrevi ya da büyük küçük tüm dert ve arzularımız için en güzel silahtır duamız. Dua etmenin de çeşitli yolları vardır. Bunlardan biri de Hacet Namazı…
Hacet namazı, kulların çok da farkına varamadığı muhteşem bir hazine. Rivayete göre bir yaz günü Hazreti Enes’e (ra) bahçıvanı gelerek, yağmur yağmadığından ve bahçenin kuruduğundan yakınır. Bu haber üzerine Hazreti Enes, Resûlullah’ın, “Herhangi bir ihtiyacı olan kimse iki rekât namaz kıldıktan sonra Allah’a dua etsin.” şeklindeki tavsiyesini hatırlar. Su isteyerek abdest alıp namaza durur. Selam verdikten sonra bahçıvanına, “Gökyüzünde bir şey görebiliyor musun?” diye sorar. Bahçıvan, “Göremiyorum.” der. Hz. Enes, tekrar içeri girip namaz kılmaya devam eder. Birkaç kez bahçıvana, “Gökyüzünde bir şey görebiliyor musun?” diye sorunca adam, “Kuş kanadı gibi bir bulut görüyorum.” der. Bunun üzerine Hz. Enes, namazını ve duasını sürdürür. Az sonra bahçıvan, Hazreti Enes’in yanına gelir ve “Gök bulutla kaplandı ve yağmur yağmaya başladı.” der. Bunun üzerine Enes (ra), “Haydi, ata bin de yağmurun nerelere kadar yağdığına bak.” der. Bahçıvan, etrafı dolaştığında, yağmurun sadece Hazreti Enes’in büyük bahçesine yağdığını görür. (İbn-i Sa’d, et-Tabakâtü’l-Kübrâ, c. 7: 21-22)
Hacet namazının değerini bilmiyoruz
Kur’an-ı Kerim’in Bakara Sûresi’nin 153. ayetinde “Ey iman edenler! Allah’tan sabırla ve namazla yardım isteyin. Şüphesiz ki Allah, sabredenlerle beraberdir.” buyruluyor. Bu ayet de duanın namazla desteklenmesindeki önemi açıkça vurguluyor. Cemil Tokpınar, çeşitli nafile ibadetleri derlediği ‘Can Simitleri’ kitabında, hacet namazı gibi bir hazineden insanların istifade edemediğinden yakınıyor: “Biz müminler hacet namazı gibi benzersiz bir hazinemiz olmasına rağmen bu namazdan hakkıyla istifade edemiyoruz. Maalesef yaptığımız bir ankete katılan müminlerin yüzde 47’si hacet namazını hiç kılmadığını söyledi.” Tokpınar, hacet namazının önemine dikkat çekmek için kitabında şöyle bir örnek veriyor: Sahabelerden Ebu Mı’lâk (ra) isminde ticaretle uğraşan bir zat vardı. Bir defasında ticaret için yolculuk yapıyordu. O zamanlarda yol güvenliği yoktu. Bu yüzden karşısına silahlı bir eşkıya çıktı. “Neyin varsa çıkar, seni öldüreceğim.” dedi. Bu tehdit karşısında Ebu Mı’lâk, “Maksadın mal almaksa al.” dedi. Hırsız ise malı almakla birlikte izini de kaybettirmek istiyordu. “Ben sadece senin canını istiyorum.” dedi. Ebu Mı’lâk da hırsızdan namaz kılması için izin istedi. Hırsızın izin vermesiyle birlikte Ebu Mı’lâk, namaz kılarak dua etti. Duasını üç defa tekrarlayan Ebu Mı’lak, duayı bitirir bitirmez silahlı bir atlının hırsıza hızla yaklaştığını gördü ve atlı, hırsızı bir mızrak saplayarak öldürdü. Ebu Mı’lâk, kim olduğu sorduğu atlıdan, melek olduğunu ve kıldığı namazla, ettiği dua vesilesiyle kendisine geldiği cevabını aldı: “Şunu bil ki abdest alıp dört rekat namaz kılan ve bu duayı yapan kimsenin, zorda olsun veya olmasın duası kabul edilir.” (İbn-i Hâcer, el-İsâbe, c. 4:182)
Hacet namazı nasıl kılınır?
Hacet namazı iki, dört ya da on iki rekat şeklinde kılınabilir. Efendimiz’den (sas) edilen bir rivayete göre hacet namazının ilk rekatında Fatiha’dan sonra üç defa Ayete’l-Kürsi, diğer rekatlarda da Fatiha’dan sonra sırasıyla birer defa İhlas, Felak ve Nas sûreleri okunur. Namazın bitiminde Allah’a hamd ve sena, Peygamber Efendimiz’e (sas) de salat ve selamdan sonra hacet duası olarak bilinen şu dua okunur:
“Allahümme innî es’elüke tevfîka ehli’l-hüdâ ve a’mele ehli’l yakîni ve münâsahete ehli’t-tevbeti ve azme ehli’s-sabri ve cidde ehli’l-haşyeti ve talebe ehli’r–rağbeti ve teabbüde ehli’l-vera’i ve irfâne ehli’l-ilmi hattâ ehâfek. Allahümme innî es’elüke mehâfeten tahcizünî an ma’siyetike hatta a’mele bi-tâatike amelen estehikku bihî rızâke ve hatt’a ünâsıhake bi’t-tevbeti havfen minke ve hattâ uhlisa leke’n-nasîhate hubben leke ve hattâ etevekkele aleyke fî’l-umûri husni zannın bike. Subhâne hâlikı’n-nûr.”
Duanın anlamı ise şöyle: “Allah’ım, Senden hidayet ehlinin başarısını, yakîn ehlinin amellerini, tevbe ehlinin öğütleşmesini, sabır ehlinin azmini, haşyet ehlinin ciddiyetini, rağbet ehlinin talebini, verâ ehlinin ibadetini, ilim ehlinin irfanını isterim ki, Senden gereği gibi korkayım. Allah’ım Senden öyle bir korku isterim ki, o beni Sana isyandan men etsin. Tâ ki, Sana itaat ile öyle amel edeyim ki, onunla Senin rızana ereyim. Senden korkarak tevbeyle Sana döneyim. Sırf Senin sevgini kazanmak için hâlis nasihat edeyim. Her işte Sana güvenip Sana dayanayım. Sana güzel zan besleyeyim. Nûrun yaratıcısı Allah’ı teşbih ederim.” Kimi kaynaklarda hacet namazının kılınma vakti yatsı namazından sonra olarak geçse de kişi kendi halet-i ruhiyesine göre anlık bir sıkıntıya düştüğünde ya da Allah’tan herhangi bir dileği olduğunda bu namazı kılabilir.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment