Amerika’da hayata dair bilmeniz gereken basit ama altın kurallar

Amerika’da hayata dair bilmeniz gereken basit ama altın kurallar

  • Pek çok eyalette benzini arabanıza kendiniz doldurursunuz
  • Trafikte bir hata yaptığınızda polis aracı peşinize takılır ve ışıklarını yakar. Bu, aracınızı bir an önce sağa çekip beklemeniz gerektiği anlamına gelir. Bu sırada araçtan kesinlikle inmemeniz ve polisin yanınıza gelmesini beklemeniz gerekmektedir. İndiğiniz takdirde polisin sizi vurma yetkisi bile vardır.
  • Alışverişlerinizde vergi kasada eklenir. Marketlerdeki ürünlerin etiketi fiyatı vergiden önceki halidir. Her eyalette vergi oranı farklıdır. Oregon, NewHampshire, Montana, Delaware eyaletlerinde vergi yokken, Alabama yüzde 13.5 ile en fazla, Maine ise Yüzde 5.5 ile en düşük alışveriş vergisi ödenen eyaletlerdir.
  • Aldığınız bir ürünü 3 ay sonra bile geri verebilirsiniz. Hatta solmuş, kurumuş bir saksı çiçeğinizi bile aldığınız mağazaya geri götürseniz hiç soru sormadan iade alırlar, parasını geri öderler.
  • Sokakta yürürken, asansöre bindiğinizde selam vermeniz gerekir. Hele göz göze geldiyseniz bu neredeyse zorunluluktur.
  • Bahşiş vermek mecburi gibidir. Bahşiş miktarı genellikle faturaya eklenmiş olarak gelir. Bahşiş oranı, yaptığınız harcamanın yüzde 15’idir.
  • “Dur” işaretlerinde araçlar gerçekten durur. Durmadığı takdirde kırmızı ışıkta geçmiş gibi para cezası öder.
  • Trafikte kimse kimsenin önünü kesmez. Bir şerit ileride kapanıyorsa yüzlerce metre önceden araçlar kapanacak şeridi boşaltır ve diğer şeritlerde sıra halinde ilerler.
  • Özellikle küçük şehirlerde kavşaklarda dört aracın birbirine yol verip sırayla geçmek zorunda olduğu özel dur işaretleri vardır.
  • Okullar genelde çok sessizdir.  Tenefüslerde kovandan çıkan arılar gibi koşan öğrenci görmeniz zordur. Öğrenciler tenefüse de sıra halinde çıkar.
  • Okul çıkışları çocuğunuzu kendi arabanızla alacaksanız, bütün araçlar sıraya girer, tam okul kapısının önünde 10 araba aynı anda durur 10 cocuk biner. Diğer 10 araba aynı anda yaklaşır. Ve bunu her gün sabah ve akşam okul müdürü ve öğretmenler dışarıda organize eder ve çocukları tek tek araçlarına bindirir. Güvenlik önlemleri her şeyden önce gelir.
  • Filmlerde görülen üzerinde “School Bus” yazan okul otobüsleri gerçektir ve öğrenciler hala onu kullanır. Hatta 2016 model olanları bile fabrikadan aynı şekilde çıkar.
  • Okullarda kantin diye bir şey genelde yoktur. Çocuklar okula para götürmez.
  • Büyük şehirler haricinde, sokaklarda spor amaçlı yürüyüş yapan ve koşan kişiler dışında yürüyen insan görmek zordur.
  • Tuvaletlerde taharet musluğu olmamasına rağmen umumi tuvaletler temizdir, sabunludur, kağıt havluludur ve ücretsizdir.
  •  Köpekler için özel parklar vardır ve çoğu zaman çocuk parkından daha kalabalık olurlar.
  • Apartmanlarda genelde çamaşır makinesi yoktur ama her köşe başında para atıp çamaşır yıkayabileceğiniz yıkama ve kurutma makineleri vardır.
  • Çamaşır makineleri ve deterjanlar sakız gibi bembeyaz çamaşırları size unutturur ve grileşen beyazlarla yaşamaya mahkum eder.
  • Alışverişlerde indirimli bir ürünü daha da indirimli alabilmek için kupon kullanmak diye bir şey vardır.
  • Araba fiyatları, yıllık vergisi, benzini çok ucuzdur. Eyaletlerde değişiklik gösterse bile benzinin litre fiyatı yaklaşık 1 lira civarındadır.
  • Priz girişleri farklıdır, elektrik akımı 110 volttur.
  • Şehirler arası uçuşlar için bazı hava yolu şirketleri 25-35 dolar arası valiz ücreti alır.
  • Kafe ve restoranlarda su bedavadır. Hatta siz istemeseniz bile buz dolu büyük bardaklarla önünüze getirilir. Restoranlarda ve fast food zincirlerinde gazlı içecek aldığınızda bitirirseniz tekrar istediğiniz kadar ücretsiz doldurabilirsiniz.
  • Kişisel çek kullanımı çok yaygındır.
  • Öyle gözünüzün gönlünüzün sebze meyveye doyacağı pazarlar pek yoktur. Marketlerden aldığınız plastik dekorasyon malzemesi gibi görünen sebze meyvelerle yaşamaya çalışırsınız.
  • Bütün binalarda kapıya en yakın park yeri sadece engellilere ayrılmıştır. Park ihlalinde 500 dolara kadar para cezası ödeyebilirsiniz.
  • “Şöyle bir deniz kenarına oturayım. Hem çay içeyim, hem manzara izleyeyim” diyebileceğiniz çay bahçesi bulma şansınız çok az. Hem de nehir, göl çok olmasına rağmen.
  • Günlük hayatta kıyafetinize çok kafa yormak zorunda değilsiniz. Rahatlık birinci plandadır.
  • Türkiye’deki becerikli kuaförleri bulmanız neredeyse imkansızdır. Ya kuaförlüğü öğrenip gelin ya da makas izli saçlarınızla dolaşmaya hazır olun.
  • Kahve çok önemlidir. Kahvesiz yaşanmaz.
Write a comment

2 Comments

  1. Yasemin March 7, 12:32

    Ancak bu kadar doğru olabilir…insan alışıyor ve gerçekten doğru olan bunlar bence…

  2. Nur March 8, 00:28

    Sebze meyve konusu dogru degil.Sebze meyve bol ve Turkiyeden ucuzdur.Illa pazar ariyorsaniz yasadiginiz yere yakin Farmer Marketlere bakarsiniz. Ciftcilerin kendi yetistirdikleri sebze meyveyi ordan alirsiniz

Only registered users can comment.