[HABER YORUM] Cumhuriyetçilerde körüklenen İslam karşıtlığı zirve yaptı

[HABER YORUM] Cumhuriyetçilerde körüklenen İslam karşıtlığı zirve yaptı

Salı gecesi Las Vegas şehrinden canlı yayında kozlarını paylaşan Cumhuriyetçi Parti’nin başkan aday adaylarının terör, IŞİD ve askeri müdahale merkezli tartışmalarında ortaya koydukları stratejiler dudak uçuklattı.

İslam karşıtlığının terör gerekçesi ile zirveye tırmandırıldığı gecede kimisi III. Dünya Savaşı’nı ilan etti kimileri de toptan öldürmeleri savundu.

Tartışma programında ABD’nin III. Dünya Savaşı’na girdiğini ilan eden bir başkan aday adayının Cumhuriyetçi Parti içinde olması ABD siyasetinde muhafazakar kesimin merkezden ne kadar savrulduğunu adeta belgeler durumdaydı.  

Ortaya atılan fikirlerin sahiplerinden birinin ABD Başkanlık yarışını kazanması durumunda yalnızca Amerika’nın değil dünyanın da en güçlü lideri olacağından, bir ahenk oluşturan farklılıkların da ne büyük tehdit altında olduğunun anlaşılması adına tartışmadaki kimi anlar korku vericiydi.

Tartışma programında hızını alamayan bir başka başkan aday adayı ‘carpet’ bombası diye tarif edilen ve atıldığı yerde tüm canlıları öldüren bombanın teröre karşı kullanımı gerekliğini savundu.  Dün akşamki tartışma programında siyasetten ziyade savaş rüzgarları estirildi.

Cumhuriyetçi Partili 13 başkan aday adayı iki bölümden oluşan ve CNN’den yayınlanan canlı tartışma programında ter döktü. Paris ve San Bernardino terör saldırılarından sonra yapılan kamuoyu yoklamalarında Amerikan halkının ülkenin en öncelikli sorunu olarak terörü gördüğünü belirlenmesi Cumhuriyetçi başkan adaylarının sarıldığı can simidi oldu.

Halkta artan terör korkusunu fırsata dönüştürmek isteyen Cumhuriyetçi başkan aday adayları tartışma programını adeta savaş alanına çevirdi. İkinci derecede öneme sahip olan ve anketlerde son dört sırada bulunan başkan adaylarının katıldığı tartışmada Pennsylvania eski senatörü Rick Santorum, ‘‘Biz Üçüncü Dünya Savaşı’na girmiş bulunmaktayız’’ diyerek muhafazakar partideki savrulmanın ne denli büyük olduğunu gösterdi. 

Santorum’un canlı yayında başlattığı III. Dünya Savaşı ne salonda ne de karşısındaki rakipleri tarafından saçmalık olarak görülmedi aksine bu söylemi destekleyen açıklamalar birbirini takip etti. South Carolina Senatörü Lindsey Graham, “Savaştayız arkadaşlar, onlar sizlerin arabanızı çalma değil sizleri öldürme çabasında’’ sözleri ile puan toplamaya çalıştı. Graham hızını alamayarak, ‘‘Bir sonraki 11 Eylül yakında olacak’’ diye ekran başındaki milyonlarca Amerikalıya korku pompalamayı sürdürdü.

Başkan adaylığı yarışında güçlü isimlerden olan Florida Senatörü Marco Rubio, “Amerika savaşta. Bizlerin düşmanı aşırı şiddet, adı konulmamış kötü bir güç değil. Bizlerin düşmanı radikal İslamcı terörizm’’ dedi.

Emekli doktor olan Ben Carson da ABD’nin savaşta olduğunun artık Kongre tarafından deklare edilmesi gerektiğini savundu. Carson, “Artık P.C oyunundan kurtulmamız gerek, insanlar kaygılı acaba İslamifobik miyim ya da neyim diye. Bu delilik. Biz savaştayız. Bu nedenle Kongre’ye diyorum ki, savaşı deklare edin. Savaş için hazır olmalıyız. Milletimizin çok büyük tehlike altında olduğunu anlamalıyız’’ diyerek savaş çanlarının sesini iyice yükseltmeye çalıştığı görüldü.

Muhafazakar kimliği ile radyo yayınlarından tanınan ve tartışma programının moderatörlüğünü yapan üç sunucudan birisi olan Hugh Hewitt, Cumhuriyetçi başkan adaylarının savaş naraları atmalarından rahatsızlık duyduğunu açıkça dile getirdi.

Hewitt, Carson’a dönerek, “Bu gece çok insafsız şeylerden söz ediyoruz; carpet bombası, sıkı bir savaş. İnsanlar meraklanıyor, gerçekten de bunları yapabilir misiniz? Binlerce masum çocuk, sivilin ölmesine yol açacak hava operasyonu için emir verebilir misiniz?… Sizde Churchill’in Nazilere yaptığı gibi insafsızca savcılık yapar mısınız?’’ diye sordu.

Carson beklemediği bu soru karşısında kendisinin emekli doktor olduğunu ve işinin de çocukların, yetişkinlerin hayatını kurtarmak olduğunu söyleyerek geçiştirmeye çalıştı.

IŞİD TÖRÜRÜ İLE İSLAM DİNİ ARASINA AYRIM GETİRİLMEDİ

IŞİD’in barbarlığı ile İslam dininin ayrı tutulması bir tarafa aynı kefeye sokulma çabası tartışmanın dikkat çeken bir başka boyutu oldu.

IŞİD için sürekli ‘‘İslami terör’’ kelimesi tartışmada belki de en fazla dile getirilen ifade oldu. Yine İslam dini ile şiddet, cihat, radikalizm, nefret ifadeleri de sık sık yanyana kullanılan kelimeler oldu.

Başkan adaylarının üzerinde çokça durduğu diğer bir konuda ülke içinde arttığı belirtilen ‘‘cihatçı’’ tehdidin varlığı oldu. Ancak hiçbir muhafazakar parti başkan aday adayı ABD’de en fazla ölüm hadiselerinin silahlı şiddet, iklim değişikliği, ülke içindeki ‘yalnız kurt’ saldırıları veya beyaz ırkçı aşırıların yol açtığı katliamlardan söz etmedi.

Cumhuriyetçilerin yalnızca ‘İslami terör’ tehdidi üzerine konuşmalarını inşa etmelerinin altında halkın en çok bu kavramdan korkması.

CUMHURİYETÇİLER GERÇEKTEN DE İSLAM KARŞITI MI?

Müslüman karşıtlığı Cumhuriyetçiler de adeta pirim yapma aracına dönüştü.

Demokratlar terör ile İslam dini arasına mesafe korken Cumhuriyetçiler de bu tam tersi şeklinde kullanılarak oy devşirme aracına dönüştürülüyor. IŞİD ile savaş, aşırı İslamcılarla savaş çığlıklarının yanı sıra New York eski valisi ve başkan adaylarından olan George Pataki, Başkan Barack Obama’nın Suriyeli 10 bin mülteciyi kabul edileceğini açıklamasını eleştirdi. Pataki, ‘‘Suriyeli mülteciye hayır’’ diye çıkıştı.

Pataki hızını alamayarak 11 Eylül saldırısını 18 kişinin yaptığını, alınacak binlerce Suriyeli mülteci ile terör tehdidinin ne kadar artabileceğine dikkat çekti.

Cumhuriyetçi başkan adaylarının İslam karşıtlığından Amerikalı Müslümanlar da nasibini aldı. ABD’deki camilerin gözetim altında tutulması, Müslümanların takibini savunan Cumhuriyetçi başkan adayları, bu şekilde radikallerin tespit edilerek terör saldırısı yapmalarının önüne geçilebileceğini savundu.

Arkansas eski valisi ve başkan aday adayı Mike Huckabee, terör ile savaşta ne kadar sıkı duracağını şöyle izah etti; “Eğer bizler günlük yaşantımıza devam etmesek teröristler kazanmış olur… Artık anlamamız gereken bunların hepsinin yok edilmesi gerek, birazının değil hepsinin.’’

Cumhuriyetçi siyasilerin halkta korku ve kutuplaşmalara yol açacak siyasi argümanlar ciddi prim yapıyor. Donald Trump’ın aşırı sayılabilecek argümanları merkeze taşıması ve bunun muhafazakar Amerikalılar da karşılık bulması rakiplerini de adeta ikinci Trump yapma yoluna itti.

Cumhuriyetçiler eğer 2016 başkanlık seçimlerini kazanırsa bu argümanlarla Santorum’un dün ilan ettiği Üçüncü Dünya Savaşı muhtemelen önümüzdeki yıllarda vuku bulur.

Write a comment

No Comments

No Comments Yet!

Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.

Write a comment

Only registered users can comment.