Amerikalılar, ‘sosyalist’ birini başkan seçer mi?

Amerikalılar, ‘sosyalist’ birini başkan seçer mi?

Yalnızca Demokrat Parti’nin değil ülkenin gündeminde olan bir isim Vermont Senatörü ve liberal partinin başkan aday adayı Bernie Sanders ya da tam adı ile Bernard ‘Bernie’ Sanders.

Amerikan halkı Kasım ayında yapılacak başkanlık seçimi yarışı telaşına geçen yıllın sonbahar aylarında yavaş yavaş girmeye başlamıştı. Özellikle Cumhuriyetçi Parti’de yaşanan başkan aday adaylığı yarışı yalnızca ABD’nin değil dünyanın da dikkatini çekmeyi başardı. Cumhuriyetçi Parti içindeki başkan adaylığı yarışı hemen herkesin kafasını yoruyor ve kimin kazanacağı üzerine tartışmalar hız kesmeden devam ediyor.

Demokrat Parti de ise durum geçen sonbahara kadar işler garanti gibi görünüyor, liberallerin neredeyse tek başkan aday adayı olduğu ve kesin olarak da onun kazanacağı düşünülüyordu. Evet, Demokratlar da geçen sonbahara kadar eski Dışişleri Bakanı Hillary Clinton tartışmasız tek favori başkan aday adayıydı.

Sonbahar aylarının rüzgarı Clinton’ın seçim kampanyalarına ters esmeye başladı. Bakanlığı döneminde resmi elektronik posta adresi yerine şahsına ait olanı kullanması ve Federal Soruşturma Ofisi’nin soruşturma açması, aile vakfı üzerinden yurt dışından milyonlarca dolar bağış alınması, Bingazi terör saldırıları, Cumhuriyetçi Parti’nin tüm başkan aday adaylarının eleştirilerin merkezinde kalması Clinton için sıkıntılı ama rakibi Sanders için ise bir fırsat oluverdi.

Sanders, Iowa ile New Hampshire eyaletlerinde Clinton’dan daha favori isim durumunda. Iowa’da yarışın kıran kırana geçeceği ancak New Hampshire da anketlere göre Bernie Sanders’ın rahat kazanacağı öngörülüyor. Uzun yıllardır siyaset sahnesinde olan deneyimli politikacı ülke genelinde geçen birkaç aya kadar tanınan bir isim değildi. Bugün 74 yaşında olan tecrübeli politikacının en fazla eleştiri aldığı yönü kendisini ‘sosyalist demokrat’ diye tanımlaması. Gerçi bu kimliği Sanders’a gençler arasında çok pirim kazandırıyor ama seçmen üzerinde ciddi korku, soru işaretlerine de beraberinde getiriyor.

Yıldızı her geçen ay daha da parlayan Bernie Sanders kimdir, görüşleri nedir, hayat hikayesi, eğitim durumu, yaşam tarzını inceledik.

Bernard ‘Bernie’ Sanders, 8 Eylül 1941 tarihinde New York şehrinin Brooklyn ilçesinde Dorothy ile Eli Sanders’ın çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası Polonya göçmeni bir Yahudi ve ABD’ye de 1921 yılında göç etti. Babası tarafı II. Dünya Savaşı yıllarında Nazi Almanyası’nın soykırımına maruz kaldı. Sanders, politikaya ilgi duymasını da soykırım yıllarına dayandırıyor. Sanders politikya atılmasını şöyle izah ediyor; ‘‘Adı Adolf Hitler olan kişi 1932 yılında seçimi kazandı. Seçimi kazandı ve 50 milyon insan bu seçim sonucu neticesinde II. Dünya Savaşı’nda öldü, bunun içinde 6 milyon Yahudi’de vardı. Tüm bunlar bana, çocukluk yıllarımda öğrettiği politikanın ne kadar etkili olduğudur.’’

Sanders anne tarafından da Yahudi. Ancak annesi New York şehrinde doğmuş bir göçmen kızı, babası gibi sonradan ABD’ye gelmiş biri değil.

Sanders, 1959’da henüz lisedeyken annesini kaybetti. Sanders baba acısını ise annesinin ölümünden üç yıl sonra yaşadı. Annesi öldüğünde 46, babası öldüğünde ise 57 yaşındaydı.

İlk, orta ve lise eğitimini Brooklyn de alan Bernie daha sonra Brooklyn Koleji’ne başladı. Bu okuldan bir yıl sonra Chicago Üniversitesi’ne transfer oldu. Takvimler 1964 yılını gösterdiğinde Sanders, Chicago Üniversitesi’nin siyasal (politika) bilimler dalından diplomasını aldı. Aynı yıl Debaroh Shiling ile evlendi ve Vermont eyaletinden bir yazlık ev satın aldı. Çiftin bu evlilikten çocukları olmadı ve 1966 yılında da boşandılar.

Sanders, boşandıktan sonra Vermont ile New York Şehri arasında gidip gelmeye başladı ve burada bazı işlerle meşgul oldu. Bir ara İsrail’e giderek burada ‘‘kibbutz’’ ile ilgilendi.

Kibbutz İbranice “toplama, kümelenme” anlamına gelir ve geleneksel tarıma dayalı İsrail’de kolektif bir topluluk oluşturma amacı ile 1909 yılında kurulur. Kibbutzim ütopik topluluklar, sosyalizm ve Siyonizm’in bir kombinasyonu olarak başlar ancak 1948 yılında Filistin’e karşı savaşta görev üstlenir.

1969 yılında Susan Campbell Mott ile yaşadığı evlilik dışı ilişkisinden oğlu Levi Sanders dünyaya geldi. Bernie 1988 yılında Jane O’Meara Driscoll ile dünya evine ikinci kez girdi. Bu evlilikten Sanders üç üvey çocuk sahibi daha oldu.

Sanders’nin Larry Sanders adında bir ağabeyi var. İngiltere’de yaşayan ağabeyi Larry, geçen yıl Yeşil Parti’den seçilebilmek için adaylık yarışına girmiş ancak beşinci sırada tamamlamıştı. CNN’de katıldığı bir programda Sanders ağabeysi için, ‘‘Kardeşime çok şey borçluyum; fikirlerimin çocuğunu ondan öğrendim’’ diye ilişkilerini tarif etmişti.

Bernie SandersSANDERS: YAHUDİ GEÇMİŞİM İÇİN GURUR DUYUYORUM AMA DİNDAR DEĞİLİM

Sanders, Yahudi geçmişi için ‘‘gurur duyuyorum’’ diye tanımlamış ‘‘dindar değilim’’ diyerek de din ile arasına mesafe koymuştu. Bernie’nin eşi Roman Katolik mezhebine bağlı bir Hristiyan. Sanders, Papa Francis’e duyduğu hayranlığı zaman zaman dile getiriyor. Sanders, Papa için, “Katolik Kilise onun ile gurur duymalı. Önemli şeyler söylüyor ve dinlememiz gerek’’ demişti. Sanders, Papa’nın ekonomide eşitlik fikri için de ‘‘İnanılmaz akıllı ve cesur birisi’’ diye övgüde bulunmuştu.

POLİTİK AKTİVİSTLİKTEN SENATÖRLÜĞE UZANAN BİR ÖMÜR

Bernie Sanders, politik hayata erken yaşlarda atanan biri. Henüz Chicago Üniversitesi yıllarında ‘Genç Sosyalistler Derneği’ne üye oldu. Bernie daha sonra Amerika Sosyalist Partisi’ne üye olmaya çalıştı. Sivil Haklar Hareketi’ne destek verdi.

Birçok protestoda boy gösterdi. Bunların içinde öğrencisi olduğu üniversitenin başkanını da haftalarca oturma, işgal eylemi ile protesto etmek de vardı. Üniversite başkanının ofisini işgal ederek 32 arkadaşı ile protesto eylemi yapan Sanders, Chicago şehrinde ilk Sivil Hak Hareketi’nin oturma eylemine imza atmış oldu. Sanders ve arkadaşlarının üniversite başkanını protesto etme nedeni ise, siyahi öğrencilere karşı uygulanan ayrımcı politikalardı.

Sanders yalnızca Sivil Hak Hareketi’ne destek vermekle kalmadı aynı zamanda Vietnam savaşı karşıtı eylemlerde de boy gösterdi. Politik kariyerine de bu eylemlerle başladı. 1971 yılında Özgürlükler Birliği Partisi’ne üye oldu ve anti savaş eylemleri için aktif olarak çalıştı. 1972 ve 1976 yıllarında Özgürlükler Birliği Partisi’nin Vermont vali adayı oldu.

Özgürlükler Birliği Partisi’nden 1979 yılında istifa etti ve Amerikan Halkının Tarihi Topluluğu (APHS) adlı sivil toplum kuruluşunda yazar ve direktör olarak çalışmaya başladı.

Seneler 1981’i gösterdiğinde Bernie nihayet onca politik eylemlerinin karşılığını almaya başladı. Bu yıl Bernie, Vermont eyaletinin Burlington şehri belediye başkanlığı için seçime girdi ve 6 dönemdir başkan olan Demokrat Partili Gordon Paquette’yi devirdi. Bağımsız olarak belediye başkanlığına gelen Bernie, 1989 yılına kadar bu görevi sürdürdü.

U.S. Democratic presidential candidate and U.S. Senator Bernie Sanders speaks at a campaign event at Music Man Square in Mason CityÜLKENİN EN İYİ BELEDİYE BAŞKANI SEÇİLİR

Sanders, kendisini belediye başkanlığı yıllarında ‘‘sosyalist’’ diye tanımlamaya başladı. Belediye başkanlığı yıllarında Amerika’nın Latin Amerika ülkelerine karşı izlediği dış politikaya sert muhaliflik etti. Belediye başkanlığında başarılı bir grafik çizen Bernie, 1987 yılında US News tarafından ülkenin en iyi belediye başkanı seçildi. Bernie 1989 yılında görevi süresi dolduktan sonra belediye başkanlığına yeniden aday olmadı.

Belediye başkanlığının ardından Sanders, Temsilciler Meclisi’ne girebilmek için bağımsız milletvekili adayı oldu. 1990 yılında seçimlere girdi kazandı.

Sanders’ın milletvekili olması ABD tarihinde de bir ilke imza attı. Sanders, bugüne kadar ülke tarihinde seçilen ilk sosyalist milletvekili oldu.

Temsilciler Meclisi’nde Sanders, bağımsız milletvekili olarak en uzun süre ile görev yapan kişi olarak ayrıca tarihe geçti.

Milletvekilliği yıllarında Sanders, Körfez Savaşı’na karşı oy kullanan ender seçilmişlerden birisi oldu. Irak’ın işgal edilmesine 2003 yılında Meclis’te karşı çıkan az sayıdaki milletvekillerinden birisiydi yine. Ancak Sanders, 11 Eylül saldırılarından sonra hükümete ‘Askeri Gücün Terörizme Karşı Kullanımı’ yetkisini veren tasarıya destek verdi. Fakat, Bernie, meşhur ‘Vatanseverlik Yasası’ aleyhinde oy kullanan 66 milletvekilinden birisi oldu.

Sanders, Bush hükümetine karşı sık sık muhalif duruşu ile gündeme geldi. Bush hükümetini özellikle federal devletin sosyal yardımları kısması nedeni ile sert şekilde eleştirdi.  

Supporters of U.S. Democratic presidential candidate and U.S. Senator Bernie Sanders react as they wait for Sanders arrival during a campaign event at Music Man Square in Mason City, IowaSENATO’YA DEMOKRAT PARTİ ADAYLIĞI SAYESİNDE GİRDİ

Sanders, 2008 yılında Vermont Senatörü olarak seçildi. Sanders, milletvekilliği döneminde Demokrat Parti ile yakın ilişki içinde oldu. Demokratların desteklediği yasalara veya karşı çıktıklarına paralel bir politika izledi. Hatta Sanders, Demokratlar ile 16 yıllık milletvekilliği döneminde yüzde 98 oranında aynı yönde politik ajanda izledi.

Sanders, Senato yarışına ilk olarak 2005 yılında bağımsız aday olarak girdi ancak kaybetti. 2008 yılında bu defa Demokrat Parti adayı olarak tekrar şansını denedi ve kazandı.

Sanders’ın Senato’daki performansı halk tarafından son derece takdir ile karşılandı. Geçen Ağustos ayında Public Policy adlı kurumun yaptığı ankete göre Sanders’ın çalışmalarını olumlu bulanların oranı yüzde 67 olarak belirlendi. Bu sonuç, ülkede en fazla performansı takdir toplayan üç senatörden birisi olmasını sağladı.

Sanders, Demokrat Parti ile Senato’da uyumlu hareket etse de 2012 yılında Başkan Barack Obama’ya karşı seçime girmek istedi. Önseçim için çalışmalar yapan Sanders, anketlerde Obama karşısında şansı olmadığını fark etti ve yarıştan çekildi.

Sanders, Başkan’ın Wall Street reformunu da kıyasıya eleştirdi. Wall Street reformunun adının sadece reform olduğunu ve yine finans şirketlerini koruyan yasalara dokunulmadığını savundu.

Sanders’ın Obama hükümetine muhalifliği yalnızca finans reformu ile sınırlı kalmadı. Yaşlı Senatör, bireylerin silah edinmesine karşı Obama’nın yürüttüğü politikayı eleştirdi. Bireylerin silah edinme hakkının Anayasa ile güvence altında olduğunu savundu.

Sanders, başkan aday adaylığını açıkladıktan sonra bireylerin silah edinmesine karşı bazı zorlaştırıcı yasaların çıkarılmasını savundu ve eski politik ajandasının da yanlış olduğunu kabul etti.

U.S. Democratic presidential candidate and U.S. Senator Bernie Sanders pauses as he speaks during a campaign event at Music Man Square in Mason City, IowaBEYAZ SARAY DÜŞÜNÜ GERÇEKLEŞTİREBİLECEK Mİ?

Sanders, geçen yıl Senato’nun Bütçe Komisyonu üyesi olarak atandı. Senatörlük Sanders için son durak değildi. Gönlünde yatan Beyaz Saray düşlerini hayata geçirebilmek için 30 Nisan 2015 tarihinde Demokrat Parti’den başkan aday adayı olduğunu açıkladı. Başkan adaylığını açıkladığı konuşmasında, ABD’yi savunan herkesin büyük finans kuruluşlarının politikaya yön vermesine karşı olması gerektiğini dile getirdi. Bugün Sanders’ın seçim kampanyasının en temel ayaklarından birisi bu argümana dayalı.

Sanders, super PAC aracılığı ile seçim kampanyasına büyük bağış kabul etmiyor.  Sanders, geçen yıl 2.5 milyon insanın küçük bağışları ile seçim çalışmalarını finanse etmeyi başardı. Bu rakam Başkan Obama’nın 2012 yılında 2 milyon 2oo bin olan küçük bağışcı saysını da geride bırakarak yeni bir rekor olarak tarihe geçti. Geçen yıl Bernie Sanders destekçilerinden toplamda 73 milyon dolar kampanyasına bağış topladı. Bu bağışların ortalaması ise yalnızca 27 dolar 16 cent olduğu hesaplandı.

Sanders, seçim bağışı toplamak için Başkan Obama’nın 2012 yılında yaptığı gibi sosyal medyayı çok etkin şekilde kullandı.

Sanders, basında giderek daha fazla sesini duyurması ve gençler arasında artan ilgi neticesinde gittiği her yerde katılanların sayısını arttırdı. Son bir ay içinde Sanders, Arizona’da 11 bin, Seattle da 15 bin ve Portland da ise 28 bin kişiyi seçim toplantısına çekmeyi başardı.  

ARALIK AYI SANDERS İÇİN SIKINTILI GEÇTİ

Sanders, seçim kampanyasında yaşadığı en sıkıntılı dönemi geçtiğimiz Aralık ayında atlattı. Sanders’ın seçim kampanya ekibi çalışanlarından bazıları Ulusal Demokrat Parti’nin (DNC) veri tabanına girerek Clinton’a bağış yapanların listesini ele geçirdi. Bu yolsuzluğun ortaya çıkması üzerine Sanders, rakibi Hillary Clinton’dan defalarca özür diledi ve olaya karışan çalışanlarının işine de son verdi.  

Demokrat Partili her üç genç seçmenden ikisi Sanders’ı destekliyor. Ancak Sanders’ın orta yaş ve üzeri ile kadın seçmenler tarafından desteklenme oranı rakibi Clinton’a göre oldukça geride.

CLİNTON HALA FAVORİ

Huffington Post haber portalının 23 Ocak tarihinde açıkladığı ülke genelinde yapılan anket sonucuna göre Clinton, Sanders’ın yüzde 16 önünde bulunuyor. Ancak ikili arasındaki fark giderek kapanıyor. Kasım ayında ikili arasındaki fark yüzde 20 idi.

Ülke genelinin aksine önseçimlerin yapılacağı ilk iki eyalette Sanders, Clinton’a oranla önde görünüyor. Iowa’da yüzde 4, New Hampshire da ise yüzde 9 önde götürüyor.

U.S. Democratic presidential candidate Sanders speaks at a town hall in Iowa Falls, IowaAMACI ABD’Yİ DE BİR İSKANDİNAVYA ÜLKESİ GİBİ YAPMAK

Sanders, kendisini sosyalist demokrat olarak tanımlıyor. ABD’nin İskandinavya ülkeleri gibi daha sosyal bir devlet olması gerektiğini savunuyor. Yani zenginlerin daha çok vergi ödediği, zengin ile fakir arasındaki uçurumun daraldığı, devletin yardıma muhtaç insanlara daha fazla yardım ettiği bir düzen. İşçi sınıfının daha fazla hak ve ücret aldığı, çalışma koşulları daha iyi, saat ücretinin yükseldiği yine Sanders’ın seçim vaatlerinde yer alıyor.

Sanders Senato’da, Başkan Obama ile Demokrat Partililerin desteklediği NAFTA, CAFTA ve PNTR ekonomik işbirliğine karşı yönde oy kullandı. Sanders, bu anlaşmaların işçi sınıfının zararına olduğunu savunuyor. Sendikalaşmanın önündeki engellerin de kaldırılmasını savunuyor.

Sanders, öğrenci kredi faizlerinin yeniden ele alınması, kolejlerin ve üniversitelerin ücretsiz hale dönüştürülmesini istiyor.

Finans reformu, eşcinsel hakların desteklenmesi, kürtaja federal hükümet desteğinin verilmesi, adi suçlarda reform ve hapishanelerdeki mevcut şartların düzeltilmesi, idamın yeniden ele alınması, polislere tanınan haklarda kısıtlama, IŞİD ile mücadeleye devam ve Suriyeli mültecilerin kabul edilmesi, iklim değişikliğine karşı daha fazla adım atılması, yenilenebilir enerjiye daha çok yatırım yapılması Sanders’ın başlıca savunduğu politikalar arasında.

Sanders, Clinton’ı en fazla büyük finans kuruluşlarının seçim kampanyasına yaptığı bağış nedeni ile köşeye sıkıştırıyor. Sanders’ın seçim vaatlerinden birisi de super PAC aracılığı ile seçim kampanyalarına büyük bağış yapılmasının önüne geçilmesi.

Dışpolitika da Başkan Obama gibi sorunların çözümünde daha fazla soft power öncelikli ve askeri harcamaların kademeli küçültülmesini savunuyor. İran ile yapılan nükleer anlaşmayı destekliyor.

Bernie Sanders, ülke için daha fazla refahın olabilmesi için sosyal adaletin tesisine ve barışa yönelik çabaların arttırılmasına taraftar. Amerikan halkının Soğuk Savaş yıllarından kalma ‘sosyalist’ veya ‘kominist’ antipatisini Bernie yenebilecek mi onu zaman gösterecek ancak bugüne kadar aldığı yol 74 yaşındaki başkan aday adayının hiç de kolay ceviz olmadığı.

Write a comment

No Comments

No Comments Yet!

Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.

Write a comment

Only registered users can comment.