Related Articles
“Ekonomik istikrar, politikada oluşacak güvenle ilerler”
New York merkezli özel araştırma grubu The Conference Board Başekonomisti Bart van Ark, Türkiye’de seçimlerden sonra ekonomik istikrarın sağlanması ile birlikte, ‘büyümeye yönelik bir model inşa’ edilmesi gerektiğini söyledi.
Ekonomik istikrarın, politik süreçte güven oluşturmakla ilerlediğine dikkat çeken Ark, Türkiye’nin özellikle global piyasalarda ihracat konusunda bağımsız hareket etmesinin önemine değindi.
Türkiye ekonomisini Zaman Amerika’ya değerlendiren Ark, Türkiye’nin yurtiçi ekonomisini güçlendirmesinin önemine vurgu yaptı.
Ak Parti’nin tek başına iktidara gelmesi konusu değerlendiren başekonomist, “Bir partinin büyük bir oy oranına sahip olması bir risktir. Bazı insanları mutsuz edebilir. Ülkenin politik geleceği hakkında belirsizlikler olabilir. Bu da güven konusunda olumsuz etkilere sahip olabilir” dedi. Ekonomik istikrar ile politik güvenirlik arasındaki ilişkinin önemine dikkat çeken ekonomi uzmanı “İnsanların politikalar konusunda güvenini kaybettiği zaman, bu da ekonomiyi olumsuz yönde etikler” şeklinde uyarıda bulundu.
2016’da Türkiye ekonomisini bekleyen en önemli zorluğu “Zayıf ekonomi ile mücadele etmek”olarak tanımlayan Ark, bunun için de Türkiye’nin iç ekonomisini güçlendirmesi gerektiğin kaydetti. Ülke ekonomisinin gelişmesi için, kurumların güçlü olması gerektiğine dikkat çeken Ark “İnsanların güveninin sağlanması, özel sektörün yatırım yapmasına imkan sağlanması, gelirlerin artırılması, bununla birlikte tüketici talebini artırır. Daha fazla üretim olur. Bu durumda ekonomiyi güçlendirir” şeklinde değerlendirmede bulundu.
DEMOKRASİ VE HUKUK VURGUSU
The Conference Board ekonomistlerinden Gad Levanon Türkiye’deki demokrasi ve hukuk üstünlüğü konularında bazı endişelerin olduğuna dikkat çekti. Ekonomist Levanon, ülkedeki demokrasi ve hukuk algısının daha da kötüye gitmesi halinde bunun iş dünyası üzerinde etkileri olabileceğini söyledi.
ERDOĞAN VERDİĞİ SÖZLERİ TUTABİLECEK Mİ?
Şirketin ‘gelişmekte olan ülke ekonomileri’ departmanı uzmanlarından Ken Goldstein ise Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın tahmin edilmeyecek bir başarı elde ettiğini ancak bundan sonra verdiği sözleri yerine getirip getirmeyeceğinin önemine dikkat çekti. Erdoğan seçimlerden önce “bana kontrolü verirseniz terör saldırılarını engellerim” mesajını verdiğini ve insanların bu nedenle ona oy verdiğini (tepki) kaydeden Goldstein, “Peki Erdoğan bu sözlerini tutacak mı? Kesinlikle yerine getirmeyecek” iddiasında bulundu.
Türkiye’nin sadece Suriye’de yaşanan iç savaş probleminin olmadığını bunun yanında Anadolu’daki Kürtlerle de sorun yaşadığını hatırlatan Goldstein, Erdoğan için “Kürtlere hayatı daha iyi hale getirmesi gerekir. Bunu nasıl yapacak. Bir noktada bunlar suni (hatalı) sözler vermiş oldu. Bu sorunların çözebileceğini zannetmiyorum. Bu durumda insanlar bir başka adaya yönelebilirler” ifadelerini kullandı.
Erdoğan’ın herkesi şaşırtıp ülkeyi birleştirerek yeni Atatürk olabileceğini savunan Amerikalı ekonomist, “ Ülkeyi refah ve zenginliğe ulaştırabilirse, bence bunu yapabilir, Türkiye’de bir 10 yıl daha cumhurbaşkanlığı yapabilir. Yeni Anayasa yapabilir. Ama ben sözleri yerine getireceği konusunda şüpheliyim” şeklinde konuştu. Erdoğan’ın atacağı adımların Türkiye ekonomisi üzerinde büyük bir etkiye sahip olduğunu ifade eden tecrübeli ekonomist, Türkiye’de insanlarının gelirlerinin artırılması ve adil paylaşımın olması gerektiğine dikkat çekti.
Goldstein,Erdoğan’ın bu konuda adımlar atması halinde “Yeni Atatürk olabilir. Aksi takdirde eski bir cumhurbaşkanı olur” değerlendirmesinde bulundu.
GLOBAL PİYASALARDAKİ HAREKETLİLİK TÜRKİYE’Yİ ETKİLER
Grubun bir başka ekonomist Ataman Özyıldırım ise global piyasalarda yaşanacak bir krizin Türkiye’yi etkileyebileceğini söyledi. Özyıldırım “ Şuan için böyle birşeyi öngörmüyoruz. Ama Çin ve Avrupa’dan başlayan bir krizin dünya çapına yayılması, yatırımların yönü ve doların artışı açısından Türkiye’ye risk getirebilir” diye konuştu.
2016 Türkiye ekonomisinin yüzde 2-3 arasında büyüme göstermesini öngören Özyıldırım, hükümetin yapısal reformlar konusunda atacağı adımların ekonomi üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğunu ifade etti.
2016’da Almanya ve Avrupa ekonomilerinin yavaşlaması durumunda Türkiye’yi yakından ilgilendiren başka riskler olduğunu belirten Özyıldırım “Şuan için büyük bir risk görmüyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
Gelişmekte olan ülkelerin (EM) Amerikan Merkez Bankası (Fed)’in muhtemel bir faiz artışını beklediklerini belirterek, “Piyasalar genel olarak faiz artışını bekliyorlar. EM ülkeler arasında bu artışa karşı gerekli önlemleri almadılarsa büyük bir risk olabilir. Bu durumda yatırımlar gelişmekte olan ülke ekonomilerinden gelişmiş ekonomilere geçebilir” dedi.
Özyıldırım, Çin ekonomisinde yaşanan yavaşlamanın küresel piyasaları etkilediğine dikkat çekerek, “ Bu yavaşlamadan EM ülkeleri çok etkileniyor. Hammadde fiyatlarının düşmesi, hammadde ihracatı yapan ülkelerin ekonomilerini de yavaşlatıyor.Tüm piyasaları etkiliyor” değerlendirmesinde bulundu.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment