Rus savaş uçağının düşürülmesi Türkiye’nin radikallerle olan gizli bağlantılarına ışık tutuyor

los-angeles-times-logo 95x95Türk F-16 jetlerinin Türkiye-Suriye sınırında bir Rus savaş uçağını vurması gözleri bir kere daha uzun süredir Suriye krizindeki ihtilafların odak noktası olan stratejik bölgeye çevirdi.

Aynı zamanda dikkatler ülkenin kontrolünü Beşar Esad’dan almak için savaşan Suriyeli gruplarla Türkiye’nin ilişkisine çevrildi.

Rus Su-24 bombardıman uçağı geçen hafta vurularak düşürüldü. Türkiye, uçağın Suriyeli Türkmenleri hedef alan bir görevdeyken kendi hava sahasına girdiğini söyledi.  Türkmenler Türkiye ile derin soy ve dil bağlantısı olan bir etnik azınlık. Kremlin, uçağın Türkiye üzerinde değil, Suriye üzerinde bulunduğu konusunda ısrar etti.

Türkiye’nin Hatay ili ve Suriye’nin Lazkiye ili arasındaki bir bölgede konuşlanan Türkmenler birlikleri Moskova’nın yakın bir müttefiki olan Esad’ı devirmeye çalışan gruplar arasında bulunuyor. Türkmenler, sınıra yakın Türk askerî üslerinden eğitim ve silah aldı.

Bu destek, Türkiye’nin daha geniş bir politikasını yansıtıyor. Ankara, öne çıkan bazı Suriyeli muhaliflere yardım etti. Türkiye sadece ılımlı direnişçilere destek olduğunu söylese de, eleştirilere göre bu gruplar arasında el-Kaide bağlantılı El Nusra gibi gruplar ve IŞİD de yer alıyor.

Ürdün’ün başkenti Amman’dan telefonla görüştüğümüz bölge uzmanı Mouin Rabbani “Direnişçiler için hiçbir ülke Türkiye kadar önemli değil.” dedi.

Suriye’nin kuzey sınırında Türkiye ile olan durumu, güney sınırında Ürdün’le olan durumla karşılaştırdı.

“Türkler sınırlar ne kadar açık olursa, o kadar çok yardım gider ve Esad da o kadar çabuk düşer varsayımıyla musluğu sonuna kadar açarken Ürdünlüler daha seçiciydi” dedi.

İç savaştan önce Suriye-Türkiye ilişkileri yükselişteydi.

Ama Kasım 2011’de, Suriyeli yetkililer genel olarak barışçıl olan hükümet karşıtı gösterileri şiddet kullanarak bastırdığında Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan kendisini “şanlı direniş” dediği gruplarla birlikte konumlandırdı ve Esad’ın çekilme zamanının geldiğini söyledi.

O zamandan beri iki ülke arasında düzenli olarak savaşçı ve mühimmat akışı oldu ve Ankara muhaliflere silah verdi ve lojistik destek sağladı.

Suriyeli askerî sığınmacıları Özgür Suriye Ordusu adı altında Batı’nın desteklediği bir grup haline getiren kuruluş Türkiye’nin haber alma teşkilatı MİT’ti.

Özgür Suriye Ordusu hizipleri hala Türk toprağında bulunan ve CIA tarafından yönetilen bir istihbarat merkezi olan Müşterek Operasyon Merkezi’nde bir araya geliyor. Burada direnişçilere eğitim ve Suriye ordusunun tanklarını ve zırhlı birimlerini yok etmekte kullanılan Amerikan yapımı TOW tanksavar füzeleri veriliyor.

Ama Türkiye’nin muhalefet yanlısı politikalarından İslamcı gruplar da yararlandı.

Mayıs ayında Cumhuriyet gazetesi, 2014 yılında gümrük memurlarının MİT’e ait bir TIR’a el koyduğu görüntüleri yayınladı.

Beyanında Suriyeliler için insanî yardım taşıdığı ifade edilen TIR aslında gazetenin İslamcılara gittiğini söylediği mühimmatları ve mermileri taşıyordu.

Videonun yayınlanması büyük bir sansasyona sebep oldu. Erdoğan Cumhuriyet’e dava açacağına yemin etti. Ve bu tehdit yetkililer Cuma günü gazeteden iki gazeteciyi casusluk ve terörist bir kuruluşa yardım etmek suçlarından tutukladığında hayata geçirilmiş oldu.

Türklerin yardımı Mart ayında Türkiye ve Suudi Arabistan tarafından desteklenen bir saldırıyla İdlip ilinin kontrolünü ele geçiren El Nusra cephesi gibi katı İslamcılardan oluşan düzensiz bir koalisyon olan Fetih Ordusu’nu güçlendirmede büyük öneme sahip oldu.

Türkiye ile muhalifler arasında ekonomik bağlar da kuruldu.

2015’te yapılan bir Birleşmiş Milletler araştırmasına göre Fetih Ordusu’nun bir parçasının kontrolündeki iki sınır kapısından günde 300 TIR geçiyor. Bu savaş öncesini geçen bir sayı. Muhaliflerin bu trafikten günlük olarak 660000 dolar kazandığı tahmin ediliyor.

Ama en çok endişeye sebep olan Türkiye’nin askerî bir grup olan IŞİD’le olan gizli bağlantısı.

2012’de El Nusra cephesi ve daha sonra IŞİD gibi aşırı grupların yükselişi Ankara’nın güvenlik konusundaki pozisyonunu hiç etkilemedi.

Türkiye’nin uluslararası baskılara dayanamayıp ülkeye kimlerin girebileceği konusundaki kontrolleri sıkılaştırdığı geçen yıla kadar, İstanbul, Antakya ve Gaziantep havalimanlarında askerî tarzda sırt çantaları taşıyan ve kıyafetler giyen sakallı adamlar görmek sıradan durumdu. Oradan sınıra yakın IŞİD evlerine ve daha sonra Suriye’ye geçiyorlardı.

IŞİD’in Suriye’deki bir Kürt şehri olan Kobani’ye saldırıları sırasında Erdoğan’ın konudan uzak durmaya çalışması bazı sorular sorulmasına yol açtı.

Şehir Amerika’nın yönettiği koalisyonun on bir saatlik bombardımanının ardından kurtarıldı ama birçok kişi Türk Devleti’nin uyumsuzluğunu, Suriye topraklarında bir Kürt Devleti kurulması ihtimaline engel olma çabası olarak gördü. Türkiye uzun süredir kendi sınırları içerisindeki Kürt ayaklanmasıyla mücadele ediyor ve komşu bir Kürt Devleti’nin kurulmasına sert bir şekilde karşı çıkıyor.

Türk savaş uçakları IŞİD hedeflerine karşı da bazı saldırılar yapmış olsa da, çoğunlukla Türkiye, Suriye ve Irak’taki PKK konumlarına odaklandılar. Türkiye neredeyse kırk yıldır bu ayrılıkçı grupla mücadele içinde.

Eylül ayında Rusya’nın konuya dahil olması, Türkiye’nin Esad’ı devirme hayallerini biraz daha zorlaştırdı.

Geçen haftalarda Esad yanlısı güçler uzun süredir ayaklanmacıların elinde bulunan Kuzey Lazkiye’deki dağların kontrolünü tekrar ele geçirmek için kara operasyonu düzenlerken, Rus jetleri de Suriye’deki Türkmen bölgelerini vurdu.

Türkiye’nin devletin haber ajansı Anadolu Ajansı’na göre, savaş uçağı düşürülmeden günler önce, Ankara Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne “Rus hava kuvvetlerinin parça tesirli bomba kullanıldığı söylenen yoğun hava bombardımanını” kınayan bir mektup gönderdi.

Rabbani, uçağın düşürülmesinin, Türkiye’nin bir parçası olarak gördüğü ayaklanmacılara karşı yapılan saldırıların durdurulması girişimi olduğunu düşündüğünü belirtti. Rusya’nın ise Türkiye tarafından desteklenen Suriyeli ayaklanmacı grupları zayıflatmak, Türkiye-Suriye sınırını kapatmak ve Esad’ın ayrılması çağrılarını bitirmek istediğini ifade etti.

“Bence Türkiye’nin hedef aldığı amaçların bunlar olduğunu söylemek mümkün” dedi.

Yazının orjinali için: http://www.latimes.com/world/middleeast/la-fg-syria-turkey-20151201-story.html

Write a comment

No Comments

No Comments Yet!

Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.

Write a comment

Only registered users can comment.