Related Articles
Alman komedyen Erdoğan’a müstehcen şiirden yargılanabilir
Los Angeles Times gazetesinde Erik Kirschbaum bir makale yazarak Almanya’da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan hakkında müstehcen şiir okuyan ve bu yüzden Türkiye tarafından yargılanması istenen Jan Boehmermann olayını irdeledi. İşte o yazı;
Hükümet Pazartesi günü, Almanya’nın ulusal televizyonunda Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında müstehcen bir şiir okuduğu için ünlü bir komedyene dava açıp açmamaya karar vereceğini duyurdu.
Türk hükümeti Erdoğan’ın keçilerle cinsel ilişki yaşadığını öne süren şiir için komedyen Jan Boehmermann’a karşı cezai takibat yapılmasını resmi olarak talep etti.
Komedyen, 31 Mart’ta ZDF kanalındaki programında şiiri okuduktan sonra Facebook’ta “ZDF ile beraber, burada, Almanya’da hicvin sınırlarının nerede olduğunu gösterdiğimizi düşünüyorum. Sonunda!” yazdı.
Bu Boehmermann’ın Erdoğan’ın sinirlerine dokunmaya çalıştığı ilk olay değil. 22 Mart’ta, “İnsan haklarını azarlayan duygusal bir otoriter” diyerek Türk liderle alay eden bir şarkı söyledi. Türkiye’nin Dışişleri Bakanı, Almanya Büyükelçisi’ni şarkıyla ilgili bir toplantı yapmak üzere davet etti ama elçi, ülkenin Nazi geçmişinin hatıralarının hiçbir zaman çok gerilerde kalmadığı Almanya’da ifade özgürlüğünün çok değerli tutulduğunu belirtti.
Bu sefer ise Alman Başbakan’ı Angela Merkel’in sözcüsü Steffen Seibert, yetkililerin Türk hükümetinin talebini “dikkatle incelediğini” söyleyerek muhabirleri şaşırttı. Almanya ceza kanununun 103. kısmına göre yabancı liderlere hakaret etmek yasadışı ama bu kanun nadiren uygulanıyor.
Eğer savcılar suçlamada bulunur ve Boehmermann hüküm giyerse, üç yıla kadar hapis cezasıyla karşı karşıya kalabilir.
Eski bir ZDF gazetecisi olan Seibert şunları söyledi: “Anayasa’nın mihenk taşı olan ifade özgürlüğü tartışılamaz. Başbakan’ın kişisel olarak bir şeyi sanatsal bir bakış açısıyla başarılı ya da itici veya leziz ya da tatsız bulmasından bağımsız olarak bu kural geçerlidir.”
Merkel komünist Doğu Almanya’da büyümüş biri olarak tipik bir özgür ifade savunucusu. Politikalarını eleştirenleri, farklı görüşlere sahip insanları düzenli olarak överek, bunun mümkün olduğu bir ülkede yaşadığı için mutlu olduğunu söyler.
Durumu eleştirenler Merkel’in mülteci krizini çözmek için Türkiye’nin işbirliğine ihtiyaç duyduğundan, Ankara’nın baskısına boyun eğdiğini söylüyor. Seibert bunun hükümetin kararında bir etken olduğu iddiasını reddetti. “Mülteci problemini çözmek Almanya’nın, Avrupa Birliği’nin ve Türkiye’nin ortak çıkarına” dedi.
Almanya’nın profesyonel gazeteciler birliğinin yönetim kurulu başkanı Frank Ueberall, yasayı zorladığını kendisi de söyleyen Boehmermann’ın yasayı çiğneyip çiğnemediğini hükümetin incelemesinin prensip olarak anlaşılabilir olduğunu ifade etti.
Ueberall şunları söyledi: “Bunun için hakkını teslim etmelisiniz. Böyle bir şey olmasa Türkiye’deki özgür ifadenin sınırları hakkında böyle bir tartışma yapamazdık. Ve ben kendi adıma bunun mümkün olduğu bir ülkede yaşadığım için oldukça mutluyum.”
Ama özgür ifade savunucuları Alman hükümetinin Türkiye’yi desteklermiş gibi görünmesine çok kızmış durumda.
Ünlü bir hicivci olan Dieter Hallervorden, “Özgür bir ülkede yaşıyoruz ve hiçbir yabancı liderin Almanya’daki özgür ifadenin, özellikle de hicvin nereye kadar gidebileceğine karar verme hakkı olmaması gerektiğine inanıyorum” dedi. “Buna biz karar vermeliyiz.”
Sol görüşlü Die Linke Partisi’nin liderlerinden Sahra Wagenknecht, “Alman hükümetinin Ankara’nın kendisine şantaj yapmasına müsaade etmesi dehşet verici” dedi.
Merkel’in muhafazakar partisinin genel başkan yardımcısı Peter Tauber ise soruşturmayı savundu, “Almanya’da özgür ifade ve hiciv konusunda güçlü bir geleneğimiz var. Ama aynı zamanda kurallara saygı gösterilmesi gerekiyor. Ve kurallardan biri, yabancı bir lidere hakaret etmenin cezalandırılabilir bir suç olduğu yönünde.”
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment