S&P, düşük petrol fiyatına rağmen Türkiye’yi uyardı

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor’s (S&P), Türkiye ilgili yayınladığı son raporunda, ülkede seçim dönenimin geçtiğini ancak hala sükunet gelmediğini söyledi.

Kredi derecelendirme kuruluşu, “Petrol fiyatlarındaki düşüş Türkiye için gerçekten bir rahatlık mıdır?” isimli raporunda Türkiye’de ve bölgede artan terör olaylarına ve iç politikada yükselen tansiyona ilişkin  değerlendirmelerde bulundu.

Raporda düşük petrol fiyatlarının ithalat faturasını düşürdüğünü ancak bu kazanımların bir kısmının ihracattaki azalış ve sermaye akışı ile azaldığı vurgulandı. Düşen petrol fiyatlarının Türkiye’nin dış finansal durumuna yardımcı olamayacağına dikkat çekildi.

İç politikada hükümetin, sosyal ve etnik tansiyonun yükselmesine rağmen hala anayasayı değiştirmeye niyetli olduğunu ifade eden S&P, dış politikada da Rusya’nın Türkiye’ye gidecek turist sayısını azaltmak için bazı adımlar attığını bununda ekonomiye etkilerinin olacağını ifade etti.

Dünya genelinde rekor seviyeye düşen petrol fiyatlarının ise Türkiye’nin dış finansmanına katkıda bulunmayacağı değerlendirmesinde bulunan kuruluş, 2015 Ocak-Kasım döneminde, Türkiye’nin cari açığının gayrisafi yurtiçi hasılaya (GSYH) oranının yüzde 1.0 düştüğünü ifade etti. Suriye’den Türkiye’ye devam eden mülteci akını için ülke ekonomisine hem risk hem de fırsat olabileceğini öngören derecelendirme kuruluşu Kasım ayında Türkiye ilke Avrupa Birliği arasında mülteciler konusunda varılan anlaşmayı hatırlattı.

DÖVİZ BORCU ARTIYOR
 
2015’te Türk lirasının dolara karşı yüzde 30 değer kaybettiğini, bunun da emtia ihracatçıları için (özel sektörün) döviz cinsi borcunun artmasına sebep olduğu kaydedildi. Raporda hedeflenin üstünde bir enflasyonun, döviz kurunda daha fazla değer kaybının habercisi olabileceği uyarısı yapıldı.

Türkiye’nin BB+ olan uzun vadeli kredi notunun, “düşük devlet borcu, uzun vadeli devlet borçlanması ile nispeten esnek ve çeşitlendirilmiş ekonomi ile destekleniyor” ifadelerine yer verildi. Türkiye ekonomisinin yabancı finansa bağlı olarak (güvenerek) büyümesinin ise rahatsız edici olduğu kaydeden kuruluş, Türkiye’nin gelişen ülkeler arasında en zayıf dış profile sahip ülkelerden biri olduğunu belirtti.

SİYASİ MÜDAHALELER  KREDİ NOTUNU ETKİLER
 
Kuruluş ülkenin kredi not ile ilgili “Biz hükümetin, bilanço,  finansal istikrarsızlık, ödemeler üzerinde baskı ve düşük büyüme üzerine kristalleşme potansiyelinin bizim tahmin ettiğimizden daha büyük bir mali bozulmaya sebep olabileceğine inanıyoruz. Daha fazlası, önemli kurumların, siyasi müdahaleler ile görevlerini tam olarak yerine getirememesi kredi notunu baskı altına alabilir ve bu dönüşüm kötü makroekonomik sonuçlara sebep olabilir. Öte yandan ekonominin dengelemesi ve dış borçlanma bağımlılığın azalmasını görürsek kredi görünümünü ‘istikrarlı’ya revize edebiliriz” ifadelerine yer verdi.

Türkiye ile ilgili en çok sorulara cevap niteliği taşıyan raporda, Türkiye’nin geçen yılın Ocak – Kasım döneminde petrol üreticisi ülkelere ihracatı (Irak, İran, Rusya, Suudi Arabistan, Azerbaycan, Cezayir) 2014 yılının aynı dönemine kıyasla yüzde 15 oranında azaldığını belirtildi.

Rusya’nın Türkiye’nin turizm sektöründeki önemini de vurgulayan S&P, PKK ve IŞİD terör örgütü olaylarının devam etmesi halinde diğer ülkelerden Türkiye’ye gelen turist sayısını azaltabileceği belirtildi. Turizm sektörünün GSYM’nin yüzde 12’sini oluşturduğu ifade edildi.

Ortadoğı petrol üreticisi ülkelerden (Körfez İşbirliği Konseyi ülkeleri dahil) Türkiye’ye gelen doğrudan yabancı yatırım ise yine 2015’te bir önceki yıla göre yüzde 20 azaldığı belirtildi.

Türkiye’de reformların yerine getirilmesini de ‘hayal kırıklığı’ olarak değerlendiren kuruluş, “Eski Ekonomi Bakanı Ali Babacan’ın Mali Kural önerilerinin 2010’da sona erdiğini” söyledi.