California seçmenleri, pek yakında genetiği değiştirilmiş malzemelerle üretilmiş gıdalar için özel etiketler kullanılmasını mecburi kılacak bir kanunu oylamaya hazırlanıyor. Yasanın taraftarları, etiketlemeyi destekleyen yarım milyondan fazla imza toplamış ve bunun üzerine eyalet sekreteri bunu eyaletin Kasım ayı oylaması için geçerli bir ölçü olarak kabul etmişti. Eğer kabul edilirse, California GDO’ların ve GDO (Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar) içeren geniş gıda yelpazesinin etiketlenmesini mecburi hale getiren ilk eyalet olacak.
Kanun teklifi, DNA’sı diğer bitki, hayvan, virüs ve bakterilerin genleri ile değiştirilmiş bitkilerden üretilmiş gıdaların büyük çoğunluğunun 2014’e kadar tüketiciyi uyarıcı etiketlerle damgalanmasını öngörüyor.
Bir düzineden fazla eyalette benzer yasaların çıkarılması için uğraşanlar, niyetlerinin tüketicinin ne yedikleri konusunda daha fazla bilgi sahibi olması ve gıda endüstrisinin şeffaflığının artarak daha güvenilir hale gelmesi olduğunu söylüyorlar. Başlıca tarım gurupları ve işlenmiş gıda sanayi, kanunun tüketicinin içine korku ve şüphe düşüreceğini ileri sürerek etiketleme kurallarının daha da sıkılaştırılmasına karşı çıkıyor.
FDA (ABD Gıda ve İlaç İdaresi) genetiği değiştirilmiş gıdaların organik gıdalardan daha fazla sağlık riskine sebep olmadığını iddia ediyor. Etiketleme karşıtları ayrıca bunun paketleme masraflarını da artıracağını söylüyor.
Kanun kabul edilirse, alkol ve organik sertifikalı gıdalar hariç, işlenmiş genetik malzeme ile elde edilmiş bitkiler ve hayvanlardan üretilmiş, çiğ veya işlenmiş gıdaların etiketlenmesi zorunlu olacak. Genetiği değiştirilmiş gıdalarla beslenmiş hayvanlardan elde edilmiş et ve süt ürünleri de bu etiketlenmeden muaf olacak. Girişimin muhalifleri, bunun kaçamak noktası anlamına geldiğini söylüyorlar.
“Yediklerinin içinde ne olduğunu bilmek ve buna göre seçim yapmak tüketicinin en temel haklarından biri. Bu yüzden herkes bu yönde çaba göstermeli diye düşünüyorum” diyor, Petaluma’nın popüler organik süt üreticilerinden Straus Aile Süthanesi başkanı olan Albert Straus. “Bizim etiketleme maliyetleri tüketiciyi etkilemez.” Straus, kendi sürüsü için genetiği değiştirilmiş yem kullanmıyor. Onun mandırası, 2010da gönüllü olarak GDO’suz sertifikası alarak ülkenin ilk organik mandırası oldu. Organik çiftçiler, kanun sayesinde daha bilinçlenecek tüketicilerin genetiği değiştirilmiş gıdaları reddederek organik gıdaya yönelmesinin kendilerinin menfaatine olacağını söylüyorlar. Organik Tüketiciler Derneği, GDO’lu gıdaların etiketlenmesinin aynı zamanda yerel pazarların, hali hazırda tüketiciyi gıda içeriği konusunda bilgilendirme prensiplerini zorunlu kılan Avrupa Birliği pazarları ile de rekabet edebilir hale getireceğine inanıyor.
California’daki etiketleme karşıtları, bu kanunun etiketlemeden zarar görmediği halde, aldığı ürünün doğru etiketlenmediğini iddia ederek mahkemeye koşacak tüketicilerin açacağı anlamsız davaları tetikleyeceğini söylüyor. Sacramento merkezli Kanun Suistimaline Karşı California Vatandaşları Derneği direktörü Tom Scott “Bu durum California sınırları dışına taşıp bir dava mıknatısı haline gelebilir. Market market dolanıp yanlış etiketlenmiş gıda ürünlerini bulmaya çalışan dava avukatları görmeye başlayabilirsiniz” diyor.
“Bu bir yandan da çiftçinin omuzlarına yeni bir finansal yük koyacaktır” diyor Oroville’li bir çiftçi ve aynı zamanda California Çiftlik Bürosu Federasyonu ikinci başkan yardımcısı olan Jamie Johansson. “Bunun dışında, tabii ki, üretilenin GDO’suz olduğunu ispatlama konusunda yasal endişeler olacak”.
FDA’de ülke çapında genetiği değiştirilmiş gıdaları etiketlemek için bir imza kampanyası başlatmayı planlıyor.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment