Amerika’da bir başarı hikayesi
Atlanta şehrinin kuzeyindeki Alpharetta bölgesinin tam göbeğinde üzerinde Sabri Güven yazan bir tabelayla karşılaşınca ilk başta gördüğünüzün doğru olup olmadığını merak ediyorsunuz. Kısa bir süre sonra tabelayı doğru okuduğunuzu anlıyorsunuz.
Sabri Güven ve eşi Amerika’nın en tanınmış pırlanta ustalarından.
Mağzadan içeriye girdiğinizde karşınızdaki genç çifti görüp mağaza çalışanı zannedebilir ve ona Sabri Güven’i sorabilirsiniz. Aslında sorduğunuz kişi Sabri Güven’dir. Çünkü nedense bu büyüleyici yapının sahibinin yaşlı bir çift olacağını düşünerek girmişsinizdir içeriye. Güler yüzlü, sıcak mı sıcak çift size kendinizi Türkiye’ ye gelmişsiniz gibi hissettirirler.
Sabri Güven Mardin’ in Savır kazası Dereiçi köyünden. 1971 yılında ilkokulu bitiren Güven’i İstanbul’a Kapalıçarşı’ya bir kuyumcunun yanına çırak olarak göndermişler. 3 sene çıraklık yaparken mesleğin inceliklerini öğrenen Güven üç kardeşiyle birlikte Kapalıçarşı’da atölye açmış.
Güven kendi atölyelerinde askere gidene kadar çalışmış. Pırlanta ve kuyumculuk konusunda usta haline gelmiş. Tamir, tasarım, imalat dahil mesleğin bütün inceliklerini öğrenmiş.
Çıraklık döneminin iş hayatındaki en önemli basamak olduğunu söyleyen Güven bütün becerisini o sırada kazanmış. Askere gidip geldikten sonra Bakırköy’deki mağazalarında bir süre çalışmış, yaşadığı bir tatsızlıktan dolayı daha fazla oralarda kalmak istememiş ve Amerika’ya gitmeye karar vermiş.
O sırada ağabeyi Amerika’daymış. Ailesi çok istemese de Güven turist olarak Amerika’ya gelmiş ve ağabeyiyle çalışmaya başlamış.
Amerika’ya geldiğinde 22 yaşında olan Güven uzun yıllar ağabeyiyle ortak olarak çalışmış. Yalnız yaşamaktan sıkılan Güven kayınbiraderi vasıtasıyla eşinin fotoğrafını görmüş ve Türkiye’ye gidip 18 yaşındaki Keriman ile tanışmış. Tanıştıkları hafta içerisinde hem nişan hem de düğün yapmışlar.
Amerika’ ya dönmek zorunda olan Güven, eşini ailesinin yanına bırakmış. 2.5 yıl kayınvalidesiyle yaşayan Keriman Güven bu arada büyük oğlunu dünyaya getirmiş.
Bu arada Amerika’da çalışan Güven dükkanında mesaideyken en yakın arkadaşı tarafından elleri kelepçelenerek soyulmuş. Her şeyini kaybeden Güven, yaşadığı maddi zarardan çok arkadaşı tarafından böyle bir duruma düştüğü için üzülmüş.
Eşi de bu arada Atlanta’ya gelmiş yaşadıkları üzücü olaylardan sonra toparlanabilmek için birlikte daha çok çalışmışlar ve böyle kötü bir olay yaşadıkları için mağazalarını kimseye emanet etmemişler. Bu sebepten 10 yıl boyunca Türkiye’ye de gidememişler .
Güven 2003 yılında ortağı olan ağabeyinden ayrılarak kendine bir mağaza açmaya karar vermiş.
Bütün gün çalıştıkları için geceleri eşiyle birlikte saatlerce uygun yer aramaya başlamışlar ve Alpharetta’nın tam şehir merkezindeki yeri bulmuşlar.
Ormanlık, bakımsız bir yer olan bu araziyi alıp inşaata başlayabilmek için çok uğraşmışlar. Mağazanın bugünkü haline gelmesi için çok zor zamanlar geçirdiklerini ve çok emek harcadıklarını belirtiyor Keriman Güven.
Güvenler, mağazanın içi dahil her ayrıntı için bir çok yerden ayrı ayrı izin alınması gerektiğini, belediye görevlilerinin kuralları uygulamada çok titiz olduklarını bu yüzden hazırladıkları projenin çok değişmek zorunda kaldığını belirtiyor.
Keriman Güven ayrıca mağazanın tüm dizaynının kendilerine ait olduğunu hatta vitrinlerin, dolapların dizaynı da dahil olmak üzere her parçayı özel olarak çizdiklerini ve özel yaptırdıklarını söylüyor.
Mağazayı dışarıdan görenler buranın bir Amerikalıya ait olmadığını anlamalarını istedikleri, kültürümüze ait motifler olmasını istedikleri için sütunları kullandıklarını belirtiyor.
Mağazanın tamamlanmasının 7 sene sürdüğünü ve bu mağaza tamamlanana kadar çok gözyaşı döktüğünü söyleyen Güven çiftinin bu süreçte en büyük yardımcısı büyük oğullarıdır.
Güven çiftinin 4 çocukları var. 21 yaşındaki büyük oğullarının mağazada çok emeği olduğunu belirten Keriman Güven oğlunun yıllardır onlarla birlikte çalıştığını, bu mesleğin bütün inceliklerini öğrendiğini ve şu an tek başına bu işi rahatlıkla sürdürebileceğini belirtiyor.
Keriman Güven Amerika’ ya geldikten sonra 10 sene Türkiye’ ye gidememiş. 20 sene önce teknoloji bu durumda olmadığı için kimseyle irtibat kuramadığını ve herkesten koptuğunu belirten Keriman 10 sene sonra 2003 yazında Türkiye’ye gittiğinde yıllar önce sapasağlam bıraktığı annesini koma halinde bulmuş.
Güven çocuklarını özellikle doğduğu eve götürmek istemiş. Birlikte Mardin’deki köyüne gitmişler. Güven doğduğu evi çocuklarına gösterirken hıçkırıklarla ağladığını anlatıyor. Yine gözleri dolarak. 10 yıl boyunca hiç Türkiye’ye gidemediklerini ama evde Türkçe konuştuklarını, Amerika’ya geldikleri günden bu güne Türk kanallarını izlediklerini, bu yüzden çocuklarının Türkçeyi bildiğini söylüyor.
Çok uzak olmalarına ve çok sık gidememelerine rağmen Güvenler, “Türkiye hep kalbimizde, kimse kendi vatanını unutamaz. İnsan lezzeti kendi dilinde bulur. Biz de o yüzden kaç yıl geçmiş olursa olsun bu lezzetten vazgeçemedik. Hala Türk televizyonu seyreder ve Türk müziklerinden keyif alırız” diyor.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment