[YORUM] Kepenk kapama ve borçlanma limiti ile ilgili acil adımlar atılmalı
Mustafa Akçay*
Cumhuriyetçi ve Demokratların 2014 bütçesi üzerindeki görüş ayrılıkları, federal yönetim idaresindeki kamu kurumlarının kısmi kapanması ile sonuçlandı. Borçlanma limiti konusu bütçe görüşmelerinden ayrı bir konu değil ama pazarlık konusu yapılmayacak kadar da önemli.
ABD’de bütçe maratonu başkanların Kongre’ye bütçe taslağı sunmasıyla başlar. Taslakta toplam harcamalar doğrudan ve dolaylı harcamalar diye iki gruba ayrılır. Doğrudan harcamalar için yıllık düzenleme gerekmezken, dolaylı harcamalar Kongre’nin iki kanadının da yıllık onayını gerektirir. Kongreye gelen bütçe taslağı, Temsilciler Meclisi ve Senato alt komitelerinde tartışılır ve Kongre’nin iki kanadından çoğu zaman değişikliklerle geçtikten sonra başkanın imzasıyla yürürlüğe girer.
2012 yılında bütçenin üçte ikisi doğrudan üçte biri de dolaylı harcamalardan oluştu. Federal yönetimin kısmi kapanması da Kongre’nin 2014 bütçesinin dolaylı harcamalar kısmını mali takvimin başladığı 1 Ekim’den önce kabul etmemesi sonucu geldi. Federal yönetim çatısı altında bulunan bakanlıklar, sosyal hizmet kurumları, NASA ve federal kaynakları ile ayakta duran araştırma enstütüleri gibi kurumlar çalışanlarını zorunlu izne çıkarmak zorunda kaldı.
ABD’de federal yönetim çalışanlarının sayısı 3 milyon civarında. Bu rakam toplam istihdamın sadece yüzde 2’sini oluşturuyor. Sağlık ve güvenlik gibi kritik hizmet kolları dışında çalışan 800 bin kişi maaş ödemeleri kesilerek zorunlu tatile çıkartıldı. Zorunlu izne çıkarılanların ödeme kesintileri günlük 250 milyon dolara yaklaşıyor. Bu, haftalık 1.3 milyar dolar toplam gelir kaybı demek ama kısmi kapanmanın ekonomiye etkileri sadece ödeme kesintileri ile sınırlı değil. Dolaylı etkiler gelir kaybının çok üstünde. Federal yönetime bağlı kurumların kapalı kaldığı her yeni hafta, tüketiciler arasında ve iş dünyasında ekonominin dayanıklılığına ve büyümenin sürdürülebilirliğine olan güveni sarsacağı için bu etkiler kendini daha fazla hissettirecek. Daha ilk haftada bankalara yapılan tüketici, küçük ölçekli şirketlerin kredi başvuru işlemleri ve devlet tarafından desteklenen ev kredileri başvuruları aksamaya başladı. Ulusal parkların bulunduğu bölgelerdeki rezervasyon iptalleri de yöresel ekonomileri olumsuz etkiliyor. Bir haftalık kısmi kapanmanın ABD ekonomisine maliyeti tahminen 8 milyar dolar. Bu, başka bir deyişle, son çeyrekte ülke ekonomisinin 0.2 puan daha yavaş büyümesi anlamına geliyor. Kısmı kapanmanın maliyeti, federal kurumların kapalı kaldığı her geçen hafta katlanarak artacak. İki haftalık kayıp tahminen 0.5 puan, kapanmanın bir aya çıkması durumda ise kayıp 1.4 puan olacak. Bütçe zamanında geçse, yüzde 2.5 civarında tahmin ettiğimiz son çeyrek büyümesi, kısmi kapanmanın bir ay devam etmesi halinde yüzde 1’e düşecek. Bu senaryo borçlanma limitinin sorunsuz bir şekilde yükseltilmesi halinde geçerli olacak. Aksi takdirde çok daha kötü bir senaryo ile karşı karşıya kalınması kaçınılmaz.
ABD hazinesinin borçlanma tavanın yükseltilmesi ancak Kongre’nin onayıyla mümkün. ABD’nin toplam borç yükünün 2012 sonu itibariyle GSMH’a oranı yüzde 105 civarında. Bu miktarın, GSMH’nin yaklaşık yüzde 30 kısmına karşılık gelen 4.5 trilyon doları devlet kurumlarına olduğu için, çoğunlukla gerçek borç miktarı olarak geri kalan yüzde 75’lik kısmı telaffuz edilir. Büyük resesyon nedeniyle oluşturulan mali program sonrası ABD ekonomisi 2009’da 1.4 trilyon dolar, GSMH’nin yüzde 10’u kadar, bir bütçe açığı verdi. Takip eden yıllarda bütçe açıkları her geçen yıl azalsa da, ekonomideki düşük büyüme hızı sebebiyle yüksek kaldı, ve borç tavanının yükseltilmesi kaçınılmaz oldu. En son geçen yıl tavan 16.7 trilyon dolara yükseltilmişti. Şimdi de 2013 yılı sonu için beklenilen yüzde 4’lük bütçe açığı sebebiyle tekrar yükseltilmesi gerekiyor. Borç tavanının önemi hazine kağıtlarının sadece Amerikalı yatırımcılar tarafından değil, tüm küresel yatırımcılar tarafından geri ödeme risk içermeyen kâğıtlar olarak algılanmasından kaynaklanıyor. ABD şimdiye kadar borç ödemelerinde temerrute hiç düşmedi. Elinde dolar bulunan bütün önemli kurumsal yatırımcılar kredi riski ayarlamalarını ABD hazine kağıtlarına göre yaparlar. ABD hazinesinin geri ödemelerinde sorunlar yaşama ihtimali, bütün kredi risk hesaplamalarını alt üst edeceğinden küresel piyasalarda büyük bir panik yaşanması kaçınılmaz hale geliyor. Aslında hiç kimse bunun sonuçlarının ne olacağını tam olararak kestiremiyor. İki yıl önceki borç tavanı yükseltilmesi son ana kalınca ABD’nin kredi notu düşmüş, küresel piyasalar dalgalanmış ve ekonominin toparlanması sekteye uğramıştı.
Tehlikenin bilincinde olan hazine sekreteri Lew iki hafta önce Kongreye yazı göndererek borçlanma tavanına 17 Ekim’de ulaşılacağını söyledi. Hazine geçen hafta tavanın yükseltilmemesi durumunda yaşanacakları bir rapor halinde medyaya verdi. Esasen 17 Ekim tarihi tavana çarpılması muhtemel tarih olarak verilse de, hazine elinde kalacak olan 30 milyar dolar kadar nakit ile faiz ödemeleri dahil operasyonel olarak iki hafta daha idare edebiliyor. Geri dönülmesi mümkün olmayan son tarih ise büyük miktarda sosyal güvenlik ödemelerinin yapılacağı 1 Kasım. Bu tarihte tavanın yükseltilmemesi durumunda ya sosyal güvenlik ödemeleri ertelenecek, ya da hazine kağıtlarının faiz ödemeleri. Yine de küresel piyasalar için 17 Ekim ABD yönetiminin ciddiyetinin test edildiği tarih olacak. Bu tarihe kadar borçlanma tavanı yükseltilmezse tüketici, iş dünyası ve yatırımcıların ekonomiye duydukları güven derinden sarsılacak, borsalar, bono ve diğer finans piyasaları çok büyük çalkantı yaşayacaklar. Kısa vadede Amerikan Merkez Bankası (FED) hazine kâğıdı alımlarını artırarak faizlerin ani yükselmesini kısmen önleyebilir, ama orta ve uzun vadede yatırımcılar paralarını riskli gördükleri hazine kâğıtlarına bağlamaları karşılığında daha fazla getiri talep edeceklerdir.
Ekonomik büyümenin yara almaması için bütçe ve borç tavanı konusunda en kısa sürede adım atılması gerekiyor. Bunlar yapılırken de daha fazla kemer sıkma politikalarından uzak durulması şart. ABD ekonomisindeki düşük büyüme sorunun en önemli nedenlerinden bir tanesi kemer sıkma politikalarına erken başlanmasıyla özel sektördeki büyümenin yetersiz kalması. Aslında özel sektör resesyondan sonra epey bir yol katetti. Amerikalı şirketler rekor seviyelere düşen faizlerden yararlanıp faiz borcu yüklerini düşürdüler, bilançolarını güçlendirdiler. Milyarlarca dolarlık naktin üzerinde oturuyorlar. Finans sisteminin sermaye yapısını çok iyi. Tüketiciler yüksek borç yükünü büyük ölçüde azalttılar. Şirket hisseleri ve düzelen emlak piyasası da hanehalkı bilançosunu destekleyen unsurlandan. Ama zamansız gelen kemer sıkma politikaları, mali politikaların ve regülasyonların oluşturulmasındaki siyasi belirsizlikler özel sektördeki büyümeyi sınırlandırmakta ve ekonomiyi düşük büyüme sorunu ile karşı karşıya bırakmakta. Bunun sonucunda da ekonomi yeteri kadar istihdam yaratamamakta. Toplam istihdam hala 2007 yılındaki düzeyinin 2 million altında. Yüzde 7.3 olan işsizlik oranı ülke ekonomisinin tam istihdam işsizlik oranından 1.5 puan fazla. Büyük resesyondan beri görülen yüksek bütçe açıkları yavaş büyüyen ekonominin bir sonucu. Kemer sıkma politikaları 2011 ve 2012’de büyümeden 1’er puan götürdü. Bu yıl ise yüksek gelir gruplarına getirilen vergi artışı ve kamu harcamalarında yapılan kesintiler (sequester) büyümeden tahminen 1.5 puan götürecek. 2014 bütçesindeki dolaylı harcamaların en kısa sürede Kongre’den geçirilmesi zaten yavaş büyüyen ekonomi için kritik öneme sahip. Ama daha elzem olan borç tavanının yükseltilmesi. Bir sonraki adım da bir daha aynı sorunların yaşanmaması için yeni bir düzenlemeyle borç tavanının kaldırılması ya da Kongre denetiminin dışına çıkarılarak politik pazarlıklara malzeme yapılmaktan kurtarılması olmalı.
Not: Bu yazı kaleme alındığı sırada, ABD Kongresi, kepenk kapatma sonrası zorunlu olarak ücretsiz izne ayrılan kamu çalışanlarının maaş ödenmelerini kabul etti. Ödemelerin ne zaman yapılacağı ile ilgili bir tarih verilmedi. Ayrıca Savunma Bakanlığı, 400 bin çalışanını, yeni bütçe kabul edilinceye kadar ödeme yapmamak şartıyla işe geri çağırdı.
* Moody’s Analytics Ekonomisti. Bu yazı Zaman Amerika için kaleme alınmıştır.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment