Türkiye’nin kredi notu yükseldi

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standart&Poor’s (S&P), Türkiye’nin uzun vadeli kredi notunu BB’den, BB+’ya yükseltti.

S&P’den yapılan açıklamada, Türkiye’nin uzun vadeli kredi notunun BB’den BB+’ya yükseltildiği ifade edildi. Bu not, ‘yatırım yapılabilir’ seviyenin sadece bir puan altında. Görünüm ise durağan olarak not edildi.

S&P açıklamasında, “Türk ekonomisi nispeten güçlü mali performansına zarar vermeyecek şekilde yavaş yavaş dengeleniyor.” yorumu yapıldı.

BAKAN ŞİMŞEK: CESARET VERİCİ

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard&Poors’un not artırımının cesaret verici olduğunu ancak Türkiye’nin daha yüksek bir notu hak ettiğini bildirdi. 

İngiltere’nin başkenti Londra’da temaslarda bulunan Şimşek, S&P’nin Türkiye’nin kredi notunu ”BB”den ”BB ”ya yükseltmesiyle ilgili yaptığı yazılı açıklamada, şunları kaydetti: 

”S&P’nin not artırımı cesaret verici ancak Türkiye daha yüksek bir notu hak ediyor. Not artırımı her ne kadar oldukça geç gelmiş ve Türkiye’nin hak ettiği seviyeyi hala yansıtmamış olsa da bu değerlendirme, hükümetlerimiz döneminde elde edilen kazanımların farkındalığı adına önemli bir adımdır.” 

Bakan Şimşek ayrıca, not artışının Türk firmalarının finansmana erişimini kolaylaştıracağını bildirdi.

GEREKÇE “ARTAN DİRENÇ” VE “ÇÖZÜM SÜRECİ”

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlu Standard & Poor’s, Türkiye’nin kredi notunun ”BB”den ”BB ”ya yükseltmesine gerekçe olarak, Türkiye’nin artan ekonomik direncine ve çözüm sürecinde kaydedilen ilerlemeye dikkat çekti. 

S&P’nin Türkiye’nin not artırımına ilişkin açıklamasında, ”Not artırımımız Türkiye’nin halen oldukça büyük olan dış finansman ihtiyacını, iç talepteki azalmanın da etkisiyle ihracat performansını artırarak yavaş ve sürdürülebilir şekilde azaltmasını yansıtmaktadır” ifadeleri kullanıldı. 

Açıklamada, 2012 yılında Türkiye’nin cari açığının azalarak gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYH) yüzde 6 oranına kadar çekildiği hatırlatılarak, ekonomik büyümenin S&P tarafından daha ”sürdürülebilir” olarak görülen bir seviyeye çıkarıldığına işaret edildi. 

 Döviz borçlanmasını sınırlayan politikaların, kredi genişlemesine dair alınan önlemlerin ve dalgalı kur rejiminin faydalarının, Türkiye’nin dışsal dengelemesini sağladığı dile getirilen açıklamada, ”Bu faktörler 2013-2014 yıllarında dış likidite görünümünün kötüleşmesi halinde Türkiye’nin adaptasyonununa yardımcı olacaktır” görüşüne yer verildi. 

Not artırımına bir diğer gerekçe olarak, ”Kürt meselesinin çözülmesi için kaydedilen ilerlemeye” dikkat çekilen açıklamada, ”Bunun, daha önce gösterilen çabalardan daha uzun süreli olmasını bekliyoruz. Eğer öyle olursa, güvenlik sebepli harcamalar azalacak ve sınır ticareti artacaktır” ifadeleri kullanıldı. 

S&P: ”Önümüzdeki yıllarda büyümenin hızlanmasını bekliyoruz”

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard&Poor’s (S&P), Türkiye’nin kredi notunu ”BB ”ya yükseltmesine ilişkin, ”Önümüzdeki yıllarda, iç talebin ve ihracatın artışını yansıtacak şekilde ekonomik büyümenin hızlanmasını bekliyoruz” açıklamasını yaptı. 

S&P’nin resmi web sitesinde yer alan açıklamada, ”2012 yılının ikinci yarısı boyunca Merkez Bankasının daha uygun politika duruşu sergilemesiyle sermaye akışında iyileşme görüldü. Yıllık kredi büyümesi yaklaşık yüzde 20’ye yükseldi. Yakın zamanda politikaların yavaş yavaş Türkiye’nin düşük yapısal tasarruf oranına hitap etmesini ve finansal riski sınırlamasını bekliyoruz” ifadeleri kullanıldı. 

Çözüm sürecinde Türkiye’nin barışçıl yollarla sorunun çözümünü sağlamasının kredi notuna, mali ve ticari performansa olumlu etkisi olabileceği belirtilen açıklamada, ani kredi artışlarının, cari açıkta yaşanabilecek kayda değer artışların da Türkiye’nin kredine notuna olumsuz yansıyabileceğine dikkat çekildi. 

Türkiye’nin önümüzdeki dönemde iç talep ve ihracat artışını birlikte kaydedebileceğine işaret edilen açıklamada, ”Önümüzdeki yıllarda, iç talebin ve ihracatın artışını yansıtacak şekilde ekonomik büyümenin hızlanmasını bekliyoruz” öngörüsüne yer verildi. 

 Açıklamada, Türkiye’nin 2014 ve 2015 yıllarında gerçekleşecek yerel, genel ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin potansiyel risk olarak görüldüğü dile getirilen açıklamada, şunlar kaydedildi: ”Mali açığın 2014-2015 yıllarında gayri safi yurt içi hasılanın (GSYH) yüzde 2,5’i oranında gerçekleşmesini beklememize rağmen, mali durum daha kötüleşebilir. Tarihsel olarak, ekonomi politikaları büyümeye odaklanırken, büyümenin içeriğine daha az odaklanılmakta.”