Türkiye’deki büyüme niçin güçlendi?
Türk ekonomisi, ikinci çeyrekte ihracatta iki haneli büyüme sağlayan şirketlerin Afrika ve Orta Doğu’ya yeniden odaklanma hamlesinin de yardımıyla batı Avrupa’nın çoğunluğunu kötü etkileyen yavaşlamaya dirençli olduğunu ispatlamış görünüyor.
Reuters’in pazartesi günü ticari banka ekonomistleri arasında yaptığı ankete göre, beklenen resmî rakamlar, büyümenin, ilk çeyrekteki 3,2’lik büyüme rakamından sonra yavaş yavaş 3,25 ortalamasına oturacağını gösteriyor.
Bu para politikası yapıcılarının, büyük ölçüde de ülkenin Merkez Bankasının ekonominin 2011 yılının başında yıllık yüzde 10’luk büyümeyle patlama yapmasının ardından yumuşak bir şekilde ayakları yere basacak duruma getirmesinde şu ana kadarki başarısını gösteriyor.
Göreli olarak düşük borç ve 80 milyon yerli tüketici yardımıyla Türkiye’nin potansiyeli, Avrupalı emsallerinden çok daha parlak.
İstanbul’daki TEB’de ekonomist olan Emre Tekin, “Avro bölgesi ülkelerinde hükûmetler sıkı mali önlemler yürürlüğe koydu. Finansal sistemlerinde risk algılaması yüksek ve hanelerin bütçelerini iyileştirmesi gerekiyor.” şeklinde konuştu.
Tekin, “Türkiye’de bu sorunların hiçbiri yok. İhracat cephesinde Türk ihracatçıların pazar çeşitlendirmesi de Türkiye için önemli bir etken.” diye ekledi.
Geçen 10 yıl içerisindeki mükemmel ekonomik büyüme, Türkiye’de iktidarda olan AKP’nin başarısının temeli oldu.
Fakat ithal etmesi gereken akaryakıtın maliyetlerindeki artış sebebiyle zorlanan ekonomi, hâlen yüksek faizler ve yurt dışına sattığı ucuz mallardan elde ettiği gelire aşırı bağımlılıktan dolayı zor durumda.
Türkiye’nin ana ticaret ortağı olan Avrupa’da derinleşen krize rağmen İhracat ilk 7 ayda yüzde 12,6 artarak 87,2 milyar dolara yükseldi.
Aynı dönemde AB ülkelerine yönelik ihracatın payı 2011 yılında yüzde 48’den yüzde 39’a düştü, Afrika ve Orta Doğu’nun payı ise yüzde 27’den yüzde 37’ye çıktı.
Türkiye İhracatçılar Birliği üyesi Adnan Dalgakıran, “Eğer pazar çeşitlemesi olmasaydı ihracat şu anki seviyesinden en az yüzde 10 aşağıda olurdu. Bu ihracatın büyüme üzerindeki etkisini artırdı.” dedi.
Dalgakıran, “Türkiye’nin Afrika ve Orta Doğu ülkelerine ve komşusu ülkelere ihracatını kademeli olarak artırmasını bekliyorum.” diye ekledi.
Katma değer ihtiyacı
Türk ekonomisi, geçen yıl yüzde 8,5 ile Avrupa’nın en hızlı büyüyen ekonomisiydi. Bu büyümenin sebebi güçlü hane halkı tüketimi ve özel sektördeki yüksek yatırım harcamalarıydı.
Ancak büyümenin yavaşlamasıyla bütçe dengeleri bozuluyor. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek Reuters’a perşembe günü hem bütçe açığı hem de yüzde 4’lük büyüme hedefinin bu yıl tutturulamayabileceğini söyledi.
Analistlerin ikinci çeyrek için büyüme tahminleri yüzde 1,9 ile yüzde 3,8 arasında değişiyor. 2012 için ortalama büyüme tahmini ise yüzde 3,15’te kaldı.
Üçüncü çeyrekte daha derin bir yavaşlama bekleniyor.
EFG İstanbul Baş Ekonomisti Haluk Bürümcekçi, “Merkez Bankası üçüncü ve dördüncü çeyrekte neler olacağıyla daha ilgili olacaktı.” dedi de ekledi: “Eğer büyüme oranı beklenenden yüksek olursa Banka politikasını gevşetmeye devam edecektir çünkü ekonomi üçüncü çeyrekte daha zayıf gözüküyor.”
Dalgakıran’ın altını çizdiği daha uzun vadeli endişe, gelişen bir sanayi sektörünün daha sofistike ve yüksek katma değerli çıktı sağlayacak ürün çeşitlendirmesine ihtiyacı olduğudur. Bunun için Türklerin şu anda yaptığından daha fazla tasarruf etmesi ve hükûmet ile şirketlerin büyük yatırımlar yapması gerekir.
Dalgakıran, “Şu anda Türkiye bu alanda zayıf.” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin AB tarafından açıklanan borç yükü, 2001 yılındaki krizin ardından uygulanan sıkı mali disiplinin ardından 2002 yılındaki GSYİH yüzde 74 oranından 2011 yılında yüzde 39,4 oranına düştü.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment