S&P Türkiye’nin kredi notunu düşürdü

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu S&P, dün yaptığı açıklamada, görünümünü durağandan negatife düşürdü. Türkiye’nin net dış finansman ihtiyacını kapsayan rezervlerin azalmasının kredi zayıflığı oluşturduğuna dikkat çeken kuruluş, “Türkiye’de sert ekonomik iniş riskinin arttığını görüyoruz.” dedi.

Amerikan Bankası FED’in tahvil alımları ile döviz kurunda dalgalanmaların ardından ekonomide meydana gelen kırılganlık Türkiye’nin uluslararası algısı olumsuza döndü. Kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor’s, (S&P) Türkiye’nin not görünümünü durağandan negatife düşürdüğünü açıkladı. S&P, Türkiye’nin BB+ olan kredi notunu ise korudu. Türkiye’nin net dış finansman ihtiyacını kapsayan rezervlerin azalmasının kredi zayıflığına sebep olduğunu açıklayan kuruluş, Türkiye’nin 2014 ve 2015 büyümelerine dair projeksiyonlarının hâlâ pozitif olduğunu belirterek, Türkiye’ye sert ekonomik iniş riskinin arttığı konusunda uyarıda bulundu.

S&P’nin resmi sayfasında yayınlanan açıklamada Türkiye’deki siyasi havanın daha az tahmin edilebilir hale döndüğünü, bunun da Türkiye’nin kırılganlığı ve uzun dönem büyüme potansiyeli üzerine baskı oluşturduğu belirtildi. Görünümün negatife döndürülmesinde iki yükselen riskin etkili olduğunun altı çizilerek, “İlk olarak, Türkiye’nin mali ve parasal politikaları, dış koşulların sıkılaşmasıyla ülkenin sert iniş potansiyelini gözler önüne serdiğine inanıyoruz. Zayıf büyüme daha kötü mali performansa yol açabilir. Aynı zamanda Türkiye’nin mali sektördeki aktif kalitesi üzerinde baskı oluşturabilir. İkinci olarak, Türkiye’de kurumsal denetim ve denge ile yönetim standartları beklenmeyen bir erozyona uğramış görünüyor. Örneğin, TCMB’nin bağımsızlığı ve şeffaflığı konusundaki herhangi bir kısıtlamanın ekonomi için bir risk teşkil ettiğine inanıyoruz.” değerlendirmesine yer verildi.

2013’te özel sektör yatırımlarının yavaşladığına dikkat çekilen açıklamada, önümüzdeki 2 yıl uluslararasında ve yurtiçinde para politikalarında sıkılaştırma beklentileri, dış finansmanın azalan net döviz rezervleriyle daha pahalı olmaya başlayacağı öngörüsünde bulunuldu.