Ekonomist: BDDK hukuksuz işgal için görüş istedi, hukuk fakülteleri reddetti

Bank Asya’ya işgalci yönetim atayan BDDK’nın, hukuksuz müdahalesine dayanak aradığı ortaya çıktı. Ekonomist dergisinde yayınlanan yazıda, “BDDK yönetimi gerek Ankara Hukuk gerekse İstanbul Hukuk Fakültesi gibi Türkiye’nin en köklü kurumlarının öğretim üyelerinden el koymaya dayanak oluşturacak yorumlar istedi. Ancak beklenen destek sağlanamadı.” denildi. BDDK’nın en önemli kriterlerden birisi olan sermaye yeterlilik rasyonunun yüksek olmasının hukuki arayışları artırdığı vurgulandı. Bir banka yönetim kurulu üyesinin de şu ifadelerine yer verildi: “BDDK kararı ağır oldu. Mevcut hissedarlar genel kurulu toplar ve yönetime ‘sizi tanımıyoruz’ diyebilir. Bu gidişle iş karakolda bitecek!”

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) Bank Asya yönetimine hukuksuz müdahale konusunda Ekonomist Dergisinde yer alan haber, kurumun nasıl zor durumda kaldığını gözler önüne serdi. Haftalık ekonomi dergisinin Finans Koridoru bölümünde yayınlanan yazıda, BDDK yönetiminin bankanın durumu için hukuki arayışta olduğu belirtildi. BDDK’nın en önemli kriterlerden birisi olan sermaye kriterlerine ilişkin rasyonun yüksek olmasının hukuki arayışları artırdığı kaydedilen yazıda, “Edindiğimiz bilgiye göre BDDK yönetimi gerek Ankara Hukuk Fakültesi gerekse İstanbul Hukuk Fakültesi gibi Türkiye’nin en köklü kurumun öğretim üyelerinden el koymaya dayanak oluşturacak yorumlar istedi. Ancak beklenen hukuki desteğin sağlanamadığı söyleniyor.” ifadeleri kullanıldı.

Finans dünyasının geçen hafta BDDK’nın aldığı Bank Asya kararını konuştuğu, tartıştığı da ifade edilen yazıda, konuşmaların özel sohbetle sınırlı kaldığı, isim vererek konuşma geleneğinin devam ettiği, hiçbir bankacının hükümet, BDDK, TMSF tarafından isminin kaydedilmesinin istenilmediği belirtildi.

Bank Asya’nın bir yıldan bu yana siyasi baskı altında olduğu vurgulanan yazıda, Türkiye’yi ‘yatırım yapılabilir’ kategoride tutan iki reyting kuruluşu Moody’s ve Fitch’in de kredi notuna ilişkin görüşünün Türkiye’nin yurtdışındaki görünümüne olumsuz etki yapabileceğine dikkat çekildi.

Dergide yer alan yazıda, hissedarlarla ilgili belgelerin eksik olmasından yola çıkılarak, bankanın yönetim kurulu ve genel müdürün görevden uzaklaştırılmasına ilişkin Bankalar Kanunu’nun 18. maddesini değerlendiren bankacılarn görüşlerine de yer verildi. Yazıda, finansçıların maddenin yönetimi değiştirmek için yeterli olmadığı, idari para cezası gerektiren bir durumun banka yönetimine el konulması gibi ağır bir yaptırıma dönüştüğünü söylediğine işaret etti. Kararı ağır bulan bir banka yönetim kurulu üyesinin ise şu ifadelerine yer verildi: “BDDK, hissedarlara ilişkin bilgilerde eksiklik varsa, yönetim kuruluna iki üye atayabilir. Ama tamamını almak ve yeni yönetim kurulu oluşturmak ağır oldu. Mevcut hissedarlar genel kurulu toplar ve yönetim kurulu üyelerine ‘sizi tanımıyoruz’ diyebilirler. Bu gidişle iş karakolda bitecek!” Bank Asya yeni yönetimini değerlendiren bir bankacının ise, “Belli ki, çarşafa dolanmamak için, katılım bankacılığını bilen yöneticiler seçilmiş.” dediği kaydedildi.

BDDK’nın Bank Asya kararını hukuksuz bulan bazı ekonomistler baskıyla karşı karşıya kalıyor. Gazetelere kararı eleştiren görüş veren bir bankacılık uzmanı, haber yayınlandıktan sonra kendisini arayan tanıdığı bir kişi tarafından haberi yalanlaması, tekzip etmesi konusunda uyarıldığını söyledi. Aksi halde mesleki açıdan zarar görebileceği tehditlerine maruz kaldığını ifade etti. İsminin verilmesini istemeyen bankacılık uzmanı Zaman’a yaptığı açıklamada, “Ben böyle bir şey yapmayacağımı, görüşlerimin arkasında olduğumu söyledim. Doğruları söylemekten çekinmem.” dedi.