Related Articles
Dolardaki her artış Türkiye’yi fakirleştiriyor
Ege Bölgesi Sanayi Odası Başkanı Ender Yorgancılar, dolardaki artışın sekiz ayda reel sektörün borcunu fazladan 109 milyar lira artırdığını söyledi. Asıl faturanın önümüzdeki aylarda ortaya çıkacağını belirten Yorgancılar, bunun işsizlik artışı, yatırımlarda azalma, kârlılıkta düşme ve vergi kaybına yol açacağını ifade etti.
Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, döviz kurlarındaki artışın Türkiye’yi fakirleştirdiğini söyledi. Kurlardaki yükselişin Türkiye’nin dünya ekonomisindeki yerinin de değişmesine yol açacağını belirten Yorgancılar, “İlk 20 ekonomi arasında 800 milyar dolar ile 18. sırada olan Türkiye’nin milli gelirinin, doların yıllık ortalama 2,65 TL olması durumunda yaklaşık 700 milyar dolara gerilemesi bekleniyor ki bu da belki 19’uncu, belki 20’nci ekonomi anlamına gelmekte.” dedi.
Ağustos ayı meclis toplantısında konuşan Ender Yorgancılar, dolardaki yükselişin büyük ölçekli 40 reel sektör şirketinin net kârında yıllık yüzde 35 daralmaya yol açacağını kaydetti. 60 bin ihracatçının ve EBSO üyesi sanayicilerin yarısının döviz borcu olduğunu belirten Yorgancılar, “Tüm bunlar zincirleme etki ile ekonominin üzerinde bir baskı oluşturabilecek ve dengeleri yerinden sarsabilecektir.” dedi.
Merkez Bankası’nın proaktif davranmayarak faiz artışında geç kaldığını savunan Yorgancılar, “Bundan sonraki süreçte atacağı adımın da çok bir etkisinin olacağı inancında değilim. Baskı altında geciktirilen her adım kurun daha sert tepkisine neden olmuştur.” dedi. Genel seçimden sonra oluşan dolar kurunun maliyetinin 25 milyarı geçtiğini kaydeden Yorgancılar, şöyle devam etti: “Yılbaşından bu yana yaklaşık yüzde 26 oranında TL’nin değer kaybının maliyeti ise 57 milyara çıkmaktadır. Dolardaki her 1 kuruş artış, reel sektör döviz borcunu 1,8 milyar TL yükseltirken sekiz ayda reel sektörün yükümlülüğü fazladan 109 milyar TL artmıştır. Ara malı ithalatımıza 45,4 milyar TL, enerji ithalatımıza 12,5 milyar TL daha fazla ödenecektir. Bu kalemleri çoğaltmak mümkündür. Diğer yandan, bankaların kısa vadeli dış borç stokunun yüzde 71,7’si, bankalar kaynaklı borçlardan oluşmaktadır. Bankalar kaynaklı borçların yüzde 41’ini ise krediler oluşturmaktadır.”
Bu maliyeti en çok reel sektörün hissedeceğini, asıl faturanın izleyen aylarda ortaya çıkacağını dile getiren Ender Yorgancılar, maliyet artışının devam etmesi ve siyasi belirsizliğin giderilememesi halinde işsizlik artışı, yatırımlarda azalma, firmaların dış rekabet gücünde azalma, kârlılıkta düşme ve vergi kaybı ile karşı karşıya kalınacağına dikkat çekti.
Türkiye’nin kredi risk priminin, dünyanın en riskli ilk 10 ülkesi arasına girecek seviyede arttığına da dikkat çeken Yorgancılar, “Geçen haftalarda 286’yı gören CDS, bugünlerde 262’ye gerilese de siyasi ve güvenlik alanlarındaki belirsizlikle gel-gitler yaşanmaya devam edecektir. Üyelerimizle yapmış olduğumuz son anket çalışmasında yılın ikinci yarısında ekonomiyi etkileyecek en önemli üç gelişmeyi sorduğumuzda cevaplar siyasi riskler, terör ve kurlardaki istikrarsızlık olmuştur.” diye konuştu.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment