Davutoğlu: Merkez Bankası kendi kararını kendisi verir

Davutoğlu: Merkez Bankası kendi kararını kendisi verir

Türkiye’de son haftaların tartışma konusu olan Merkez Bankası ile ilgili bir soru üzerine Başbakan Ahmet Davutoğlu, bu kurumun özerk olduğunu ve kendi kararını da kendisinin verdiğini savundu.

Dış İlişkiler Konseyi (CFR) adlı New York’taki düşünce kuruluşunda konuşan Davutoğlu, ‘‘Merkez Bankası kendi kararını kendisi verir, faiz oranı da  buna dahil’’ dedi. Ancak Başbakan daha sonra Avrupa Merkez Bankası’nın da zaman zaman Avrupa ülke yöneticileri tarafından eleştirildiğini savundu.

Kriz dönemlerinde çok sıkı (dinamik) tartışmaların yaşandığını ileri süren Davutoğlu, ‘‘Demokratik toplumlarda krizin nasıl aşılacağına dair tartışmalar yaşanır, bu da doğaldır. Günün sonunda Merkez Bankası’nın görevini yerine getirmesi önemlidir. Bizlerin burada anlaması gereken husus: Evet Merkez Bankası bağımsızdır ve kararlarını da bağımsız alır… Merkez Bankası’nın performansı da ülke ekonomisinin performansının bir parçasıdır. Merkez Bankası’nın işlevi fanus içinde izole edilmiş değildir. Merkez Bankası elindeki ekonomik işlevselleri hükümetin ekonomi politikaları ile uyumlu şekilde kullanması önemlidir.’’

CFR Başkanı Richard N. Haass, neden toplumun geniş kesimleri ve Meclis’teki muhalif partilerin iç güvenlik paketini protesto ettiği sorusuna Davutoğlu, hükümetin çıkarmak istediği paketin Avrupa Birliği kriterlerine uygun olduğunu savundu. Davutoğlu, iç güvenlik paketinin yalnızca güvenlikle ilgili olmadığı ayrıca özgürlükleri koruduğunu da iddia etti.

6-7 Ekim olaylarına konuşmasında dikkat çeken Davutoğlu, gösterilerin bastırılmasında hükümet olarak AB kriterlerini esas aldıklarını savundu. Davutoğlu, ‘‘Pakette, AB kriterlerine aykırı bir madde yok’’ iddiasını da yineledi. Paket ile gözaltında alma sürelerinin de Avrupa Birliği ülkelerinde olduğu süre kadar olacağını savunan Davutoğlu, ‘‘Fransa’da polis soruşturma için 24, savcılık ise 48 saat süre ile gözaltında tutuyor. İngiltere de ise polis 36 saat gözaltında tutuyor. Türkiye’de polisin hiç bir hakkı yok. Bu yeni kanun ile polise biz aynı Fransa’da tanınan hakları vermiş olacağız’’ dedi.

DAVUTOĞLU’NUN SÖZLERİNİ MODERATÖR TİİYE ALDI

Dışişleri bakanlığı döneminde kendisinin ‘komşularla sıfır sorun’ politikasına ne olduğu yolundaki soruya Davutoğlu, Türkiye’nin İran, Bulgaristan ve Yunanistan ile doğrudan bir sorunu olmadığı; Azerbaycan, Rusya, Ukrayna, Irak, Gürcistan ile ise son derece iyi ilişkileri olduğunu savundu.

Moderatör Haass, Davutoğlu’na ‘‘Rusya ile ilişkilerinizde sorun yoksa bu bir sorun’’ dedi. Haass daha sonra, ‘‘Türkiye’nin Rusya’dan tam bağımsız hareket ettiğini savunuyorsunuz ama bizim buradan gördüğümüz doğal gaz ihtiyacınızın yüzde 60’ını Rusya’dan karşılıyorsunuz. Türkiye, Rusya’nın Ukrayna’da sebep olduğu sorundan dolayı  izole edilmesini istemiyor’’ dedi.

Davutoğlu ise şöyle konuştu; ‘‘Size sorayım neden Türkiye, Suriye rejimini destekleyen Rusya’nın izole edilmesini istemedi? Amerika ile diğer ülkeler 300 bin insanı öldüren Esed’i destekleyen Rusya’yı neden izole etmedi? Yoksa Suriye’de ölen 300 bin insanın Müslüman olmasından mı yoksa Ukrayna’da ölenlerin Hrıstiyan olmasından mıdır? Neden öyle olmuştur? Bizlerin tutarlı olması gerek’’ dedi.

‘TÜRK DIŞ POLİTİKASI PRENSİBLERE DAYANIR’

Türkiye’nin dış politikasının prensiplere dayalı olduğunu ve New York’ta değil Kahire’de, Şam’da demokratik çabaları desteklediklerini belirten Davutoğlu, ‘‘Batı ülkelerinin başkentide demokrasi nutuğu vermek kolaydır. Zor olan ise Mısır’da asker darbe yaptığı zaman doğruyu dile getirebilmektir. Ve bunu da Türkiye’nin ulusal çıkarları zarara görebileceğini göze alarak yapabilmek’’ diye konuştu.

‘‘BİZ SINAVI GEÇTİK, SIRA AB DE’’

Türkiye’nin AB’ye üyü olup olamayacağı yolundaki soruya Davutoğlu, bunun iki taraflı bir konu olduğunu dile getirdi. Davutoğlu, AB’nin Türkiye’nin adaylık müzakerelerine başladığında fakir ve kriterlere uygun ülke olmadığını savunduğu hatırlattı. Davutoğlu ancak Türkiye’nin AB’ye girmesini istemeyenlerin daha sonra Ankara’nın çok güçlü ve Birliğin bu kadar büyük ülkeyi absorb edebilecek durumda olmadığını savunduğunu kaydetti. Başbakan Davutoğlu, ‘‘AB’ye girebilmek artık bizim için bir sınav olmaktan çıkmıştır. Biz bu sınavı ekonomik kriterler ve diğer tüm demokratik kriterleri yerine getirerek geçtik. Şimdi AB’nin nasıl bir Avrupa istediğine karar vermesinde sıra. Her nasıl bir karar verecek ise AB biz buna hazırız’’ dedi.

Bir katılımcının iç güvenlik paketinin uluslararası standartlardan uzak olduğu, yalnızca polisin değil diğer devlet yetkililerin de insanları daha uzun süre ile gözaltında bulundurma yetkisi verildiğini hatırlattı. Aynı kişi, hükümetin yargı bağımsızlığa müdahil olduğu ve yargıyı neden kontrol etmeye çalıştığını sordu. Davutoğlu, valilerin ancak 24 saat süre ile gözaltında insanların tutabileceğini dile getirdi. ABD’deki polise verilen haklar ile Türkiye’deki polisin haklarını karşılaştıran Davutoğlu, bir aracın dahi aranması için Türkiye’de mahkeme kararı gerektiğini vurguladı. Davutoğlu, ‘‘Polis Türkiye’de mahkemeden arama kararı istediğinde hakim bu kararı verebilmesi için delil istiyor. Batı’da, ABD’de ve dünyanın her yerinde polisin bir arabayı kontrol etme, arama  hakkı var. Ama bizim ülkemizde yok’’ dedi.

DAVUTOĞLU’DA PARARLELE SARDI

2010 yılında yapılan yargı reforumunu öven Davutoğlu, hükümetinin yüksek yargıda herhangi bir grubun kontrol edebilmesinin önüne geçtiğini savundu. ‘Pararlel yapının’ yargıda kontrolü ele geçirerek birçok siyasiyi, gazeteci ve bürokatı tutuklattırdığını iddia eden Davutoğlu, ‘‘Bağımsız yargı çok önemli. Yalnızca yürütme organından değil bir grubun manipule etmesinden de bağımsız olması önemli’’ şeklinde konuştu.

Write a comment

No Comments

No Comments Yet!

Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.

Write a comment

Only registered users can comment.