CRS: Türkiye, dünyada ‘Yükselen Ekonomik Güç’
ABD Kongresi’ne araştırma hizmeti sunan Kongre Araştırmalar Merkezi’nin (CRS) raporunda Türkiye, dünyadaki 7 ‘yükselen ekonomik güç’ten biri olarak gösterildi.
CRS’in, Raymond Ahearn imzalı ‘Yükselen Ekonomik Güçler ve ABD Ticaret Politikası’ raporu yayımlandı.
Bazı gelişmekte olan ülkelerin büyük nüfusları, artan ticari akışları ve hızlı büyüyen ekonomileriyle dünya ekonomisinde önemli oyuncular haline gelmeye başladığı belirtilen raporda, bu yükselen ekonomik güçler (YEG) başta Çin olmak üzere Türkiye, Brezilya, Hindistan, Endonezya, Meksika ve Rusya olarak sıralandı.
Bunlardan Çin, Hindistan, Brezilya ve Rusya’nın şu an dünyanın en büyük ekonomileri arasında yer aldığı, bunun yanında Meksika’nın 11., Endonezya’nın 15. ve Türkiye’nin de 16. sırayla bu ülkeleri çok da geriden takip etmediği ifade edildi.
YEG’lerin, büyük ekonomileri ve dünya ticaret akışındaki artan paylarıyla birlikte, Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) müzakerelerinde ve uyuşmazlıkları çözmede daha fazla söz sahibi olmaya başladıkları ve ABD ekonomi ve ticaret politikalarına karşı daha fazla sesini çıkarttığı belirtilen raporda, Ocak ayında görevine başlayacak yeni Kongre’nin bu ekonomilere ilgisinin artacağı kaydedildi.
Raporda, YEG’lerin büyük ekonomik adımlar atmalarına rağmen, bunlardan her birinin ülkelerinde ticari, düzenleyici ve yapısal reformlarla iş iklimini geliştirme yönünde adım atmadıkları takdirde tökezleyebileceği değerlendirmesinde bulunuldu.
Bu ülkelerin, giderek ABD ekonomisi için de büyümenin önemli kaynağı olmaya başladığı belirtilen raporda, ABD’nin ihracat potansiyellerini azami derecede artırması için, ABD ihracatçıları ve yatırımcılarının YEG pazarlarına daha iyi girebilmeye ihtiyacı olacağı kaydedildi.
TÜRKİYE BÖLÜMÜ
Raporun Türkiye bölümünde, Türkiye’nin 2003-2008 yılları arasında ortalama yüzde 6 büyüme ile dünyadaki en büyük sürdürebilir büyümeye sahip ülkelerden biri olduğu kaydedildi.
Türkiye için gayri safi yurt içi hasılasının 2012’de sadece yüzde 2,9 oranında büyümesinin öngörülmesine rağmen, bunun hala Avrupa kıtası boyunca en güçlü büyüme oranlarından biri olarak kalmaya devam ettiği bildirilen raporda, istikrarlı ekonomik büyümenin hükümetin, büyük cari hesap açığını finanse etmesini gerekli kıldığı da ifade edildi.
Raporda, Türkiye’nin ticaret açığının geçmişte, çoğunlukla uzun vadeli krediler ve doğrudan dış yatırımlarla finanse edilmesine karşın, 2010 yılından bu yana kısa vadeli içeriye akışların da artan fon açığını fonladığı bildirildi.
Raporda, ”Dolayısıyla, Türkiye için önemli öncelik, genellikle teknoloji ve yetenekli iş gücü transferiyle birlikte gelen doğrudan yabancı yatırımları ve daha fazla öz kaynağı çekmek ve ani geri çekilmeye daha eğilimli olan kısa vadeli kredi ve portföy akışlarını azaltmak” ifadesi kullanıldı.
Türkiye’nin daha fazla yatırımı çekmek için yabancı yatırımlara ilişkin düzenlemelerini daha liberal hale getirmesine ihtiyaç olabileceği belirtilen raporda, telif hakları ihlalleri, öngörülemeyen düzenlemelerin bulunduğu bir ortam ve katı iş düzenlemelerinin de yabancı yatırımcılar için ek bazı kaygılar oluşturabildiği kaydedildi.
Raporda ayrıca, HSBC’nin raporuna dayanılarak, Türkiye’nin 2050 yılında dünyanın 12. büyük ekonomisi olacağı ve 2010 yılıyla karşılaştırıldığında yükselen ekonomik güçler arasında sırası en fazla yükselen (6 sıra) ülke olacağı da öngörüldü.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment