BM’nin ‘Binyıl Kalkınma Hedefleri 2014 Raporu’ açıklandı
Birleşmiş Milletler’in “Binyıl Kalkınma Hedefleri 2014 Raporu” açıklandı. Türkiye, 28 üyeli “Kalkınma Yardım Komitesi”nin diğer ülkelere yardım tahsisatını artıran 17 ülkesinden biri oldu. 11 ülke ise yardımlarını azalttı.
Birleşmiş Milletler’in 2000 yılında ilan ettiği, 15 yıl içinde başta mutlak yoksulluk olmak üzere yoksul toplulukların daha insanca bir yaşama ulaşması için hedefler ortaya koyan “Binyıl Kalkınma Hedefleri” için süre gelecek yıl doluyor. BM tarafından yayınlanan sondan bir önceki raporda da 8 hedefe hangi ölçüde ulaşıldığı ele alındı.
8 hedeften biri olan “Kalkınma için küresel ortaklığın geliştirilmesi” hedefi konusunda şöyle denildi.
“OECD Kalkınma Yardım Komitesi’nin 28 üyesinden 17’si, ‘Resmi Kalkınma Yardımı’ tahsisatını artırdı, 11’i azalttı. 2013’te ABD, İngiltere, Almanya, Japonya ve Fransa en yüksek miktarda bağışı yaptı. Danimarka, Lüksemburg, Norveç ve İsveç, Gayrısafi Milli Gelir’in yüzde 0.7’sine karşılık gelen BM Resmi Kalkınma Yardımı Hedefini aştı, İngiltere ilk kez bu orana ulaştı.
Kalkınma Yardım Komitesi üyesi olmayan ülkelerden gelen yardım da arttı. 2013’teki en yüksek yardımı yapan ülke olan Birleşik Arap Emirlikleri’nin net yardımı Brüt Milli Geliri’nin yüzde 1.25’ine ulaştı. 2012 ile kıyaslandığında Türkiye net Resmi Kalkınma Yardımı’nı reel anlamda yüzde 30, Estonya ve Rusya yüzde 20’nin üzerinde artırdı.”
-HEDEFLERE ULAŞMAK İÇİN TANINAN SÜRE DOLUYOR-
Binyıl Kalkınma Hedefleri 2014 raporunda 14 yıl önce BM öncülüğünde biraraya gelen liderlerin Binyıl Deklerasyonu’nu ilan ettikleri hatırlatıldı. Deklerasyonun dünyada açlık ve hastalık tehdidi altındaki insanların durumlarını iyileştirmek için bir yardım ağı öngördüğü kaydedilen raporda “Tüm hedeflerde önemli ilerlemeler sağlandı, birçok hedef son tarih olan 2015’ten önce gerçekleştirildi” denildi.
Gerçekleşmesi için tanınan sürenin dolmasına bir yıl kala “Binyıl Kalkınma Hedefleri”nde gelinen aşama şöyle:
-Dünya aşırı yoksulluğu yarı yarıya azalttı: 1990’da gelişmekte olan bölgelerde nüfusun yaklaşık yarısı günde 1.25 doların altında gelirle yaşıyordu. Bu oran 2010 itibarıyla yüzde 22’ye düştü ve aşırı yoksulların sayısı 700 milyona düştü.
-Sıtma ve veremle mücadele çabalarının sonucu görüldü: 2000-2012 arası sıtmadan kaynaklanabilecek tahmini 3.3 milyon ölüm vakası önlendi. Bunun 3 milyonu Sahra çölü altındaki bölgede bulunan çocukları tehdit ediyordu. 1995’ten bu yana yapılan çalışmalar sonucu dünyada veremden kaynaklanabilecek 22 milyon ölümün önlendiği hesaplandı. Eğilim devam ederse dünya bu alanda BKH’ne ulaşacak.
-2012’de dünya nüfusunun yüzde 89’u temiz içme suyu kaynağına erişebiliyor. 1990’da oran yüzde 76 idi. İki tarih arasında 2.3 milyarın üzerinde insan temiz içme suyuna kavuştu.
-2012 itibarıyla gelişmekte olan bölgelerde kız ve erkekler arasında ilköğretime erişim uçurumu kapandı.
-2014 Ocak ayında, 46 ülkenin parlamentosunda kadın üye oranı yüzde 30’u geçti. Şimdi daha fazla kadın savunma, dışişleri ve çevre gibi ‘zorlu’ bakanlık portföylerini elinde tutuyor.
-İki yıllık düşüşün ardından Resmi Kalkınma Yardımları 134.8 milyar dolar ile 2013 yılında en yüksek seviyeye ulaştı. Bununla birlikte yardım artık en yoksul ülkelerden uzaklaşıyor. Gelişmekte olan ülkelerden yapılan ithalatın yüzde 80’i gelişmiş ülkelere ‘gümrüksüz’ giriyor ve tarifeler tüm zamanların en düşük noktasında. Gelişmekte olan ülkelerin borç yükleri ihracat gelirlerinin yaklaşık yüzde 3’ü düzeyinde sabit durumda.
-Çevreyi tehdit eden ana eğilimler sürüyor, ancak küresel anlamda başarılı eylem örnekleri var. Küresel karbon dioksit emisyonu yukarı yönlü eğilimini sürdürüyor ve 2011’deki seviyesi 1990’da bulunduğu seviyeden yaklaşık yüzde 50 fazla. Her yıl milyonlarca hektar orman yok oluyor, birçok türün nesli tükenmeye doğru sürükleniyor ve yenilenebilir su kaynakları giderek daha kıt hale geliyor. Ozon tüketen maddeler azaltıldı ve deniz-kıyı koruma arttı.
-Açlık azalmaya devam ediyor, ancak BKH’ne ulaşmak için acil ek çabalar gösterilmesi gerekiyor. Gelişmekte olan bölgelerde yetersiz beslenen nüfus oranı 1990-1992 döneminde yüzde 24 iken, 2011-2013’te yüzde 14’e düştü. Ancak ilerleme geçen on yılda yavaşladı. Yarı yarıya indirme hedefi için acil ek çaba gerekiyor.
-Rakamın azaltılmasına rağmen 162 milyon küçük yaştaki çocuğun hala kronik yetersiz beslenmeye maruz kalması kabul edilemez.
-Çocuk ölümleri yaklaşık yarıya yarıya indi ancak daha fazla ilerlemeye ihtiyaç var. 1990’da bin çocuktan 90’ı hayatını kaybederken 2012’de rakam 48’e düştü. Doğumda anne ölümleri de 1990-2013 arası yüzde 45 azaldı.
-HIV’in yayılmasının durdurulmasında başarı elde edilirken 1990’dan bu yana 2 milyardan fazla insanın sağlık tesislerine erişimlerinde iyileşme sağlandı. Ancak 2012 itibarıyla 2.5 milyar kişinin yeterli sağlık tesisine erişimi yok, 1 milyar insan da tuvalet ihtiyacını açık alanlarda karşılıyor.
-Gelişmekte olan bölgelerde çocukların yüzde 90’ı ilköğretime devam ediyor. 2000’de oran yüzde 83 idi. 2002’de 58 milyon çocuk okula gidemiyor. Okula gidemeyen çocukların yarısı çatışma bölgelerinde yaşıyor.”
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment