Başçı, dünyada yılın Merkez Bankası Başkanı
ABD’den Avrupa’ya birçok ülkeyi etkisi altına alan finansal krizden Türkiye’nin az hasarla çıkmasında büyük payı olan MB Başkanı Erdem Başçı’ya küresel bir ödül geldi. 1928 yılından beri yayınlanan ve küresel finans piyasaları tarafından yakından takip edilen The Banker Dergisi, Başçı’yı ‘Avrupa’da ve dünyada ‘yılın merkez bankası başkanı’ seçti.
Finansal krizden Türkiye’nin az hasarla çıkmasında büyük payı olan Merkez Bankası (MB) Başkanı Erdem Başçı’ya küresel bir ödül geldi. Başçı, The Banker tarafından “Avrupa’da ve dünyada yılın merkez bankası başkanı” seçildi. Başçı’nın faiz koridoru ve diğer kararları ile yumuşak inişin başarı ile gerçekleşmesine neden olduğuna dikkat çekildi. 1928 yılında kurulan ve küresel finans piyasaları tarafından yakından takip edilen The Banker Dergisi, Başçı’nın “yılın merkez bankası başkanı” ödüllerinin 2012 ekonomik türbülansında ülkelerinin ekonomilerini başarıyla yöneten yetkililere verildiğini vurguladı. Başçı, geçen yıl finans ve reel sektörünü rahatlatan ve yenilikler içeren politikaları ile çok sayıda uluslararası uzmanın takdirini kazanmıştı. Ekonomi yönetimi Başçı’nın elde ettiği başarılar ile Nobel Ekonomi Ödülü için de en güçlü adaylardan biri olduğuna dikkat çekiyor. Nisan 2011’de Merkez Bankası Başkanlığı koltuğunu Başçı’ya devreden Durmuş Yılmaz da önemli başarılara imza atmıştı. 2007 yılında IMF ve Dünya Bankası’nın “Yükselen Piyasalar” adlı dergisi, başarılı politikaları nedeniyle Yılmaz’ı, Avrupa bölgesinden “yılın merkez bankası başkanı” seçmişti. 2009 yılında ise Yılmaz, Euromoney Dergisi’nin yılın en iyi merkez bankası başkanı ödülünü almıştı.
The Banker, Başçı’nın “dünyada ve Avrupa’da yılın merkez bankası başkanı” olarak seçilmesine gerekçesini uzun uzun açıkladı. Uluslararası Para Fonu’nun (IMF), ABD ve Avrupa’daki çok düşük faiz oranları ve bunun sonucu olarak gelişmekte olan piyasa varlıklarına akın eden sermaye nedeniyle, uzun yıllardır muhalefet ettiği sermaye kontrolleriyle ilgili duruşunu 2012 yılı Aralık ayında değiştirdiğine dikkat çekilen değerlendirmede, “2011 yılında Çin’den sonra dünyanın ikinci en hızlı büyüyen ekonomisi olan ve bunu kambiyo kontrolü olmaksızın başaran Türkiye, bu sıcak paranın geldiği önemli istikametlerden biri oldu. Bu durum Türk Lirası üzerinde değerlenme baskısı oluşturuyordu ama Erdem Başçı, IMF’nin bu çarpıcı politika değişikliği karşısında para politikasında bir değişikliğe gitmeye gerek görmedi. Çünkü Erdem Başçı, (özenle tasarlanmış makro ihtiyati politika araçları uygulandığı zaman, sermaye kontrollerine başvurmadan sermaye akımlarında istikrar sağlanabileceğini) söylüyordu.” ifadelerini kullandı. 2010 yılı sonundan itibaren, Türk Lirası’ndaki değerlenme baskısını engellemek için yapılan bir dizi faiz indiriminin tasarımı ve icra edilmesinin merkezinde de Erdem Başçı’nın bulunduğunun aktarıldığı değerlendirmede, şu ifadelere yer verildi: “TCMB bu dönemde politika faizinin yanında bir de faiz koridoru uygulamasına başladı. Bu durum güçlü sermaye akımlarının daha düşük getiri sağlamasına yol açtı ve böylece getiri arayışında olan yabancı paranın Türkiye’ye gelmesini yavaşlattı. Yıllık kredi artışı yüzde 30’dan fazla olduğu için düşük faiz oranlarından korunmak ve aşırı ısınmayı önlemek amacıyla bir çeşit parasal sıkılaştırma yapılması gerekliydi. Bu sıkılaştırma yüksek zorunlu karşılık oranları ile sağlandı. Bankalar faiz artış sinyaline daha alışkın olduklarından bu durumu önce yadırgadılar, ama TCMB ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun ortak çalışması sinyalin doğru anlaşılmasını sağladı.”
Yumuşak iniş gerçekleşti
Başçı’nın “talep bileşimi ve sermaye akımlarının finansman yapısının istenilen yönde hareket etmeye başladığını ve iç ve dış talep arasındaki dengelenmenin 2011 ortalarından itibaren devam ettiğini” ifade ettiğini belirten dergi, Merkez Bankası’nın son dönemde Rezerv Opsiyonu Mekanizması’nı uygulamaya koyduğunu hatırlattı. Başçı’nın “Bu mekanizmanın para politikasının esnekliğini artırdığını ve Türkiye’nin karşılaştığı kısa dönem sermaye akımları için otomatik dengeleyici olduğunu” söylediği de belirtilerek, “Sonuçlar en azından şimdiye kadar yumuşak inişin gerçekleştiğini ve korkulan sert büyüme ve daralma senaryosunun gerçekleşmediğini göstermekte.” denildi. Öte yandan 2012 yılında, Kanada Merkez Bankası Başkanı Mark Carney, Amerika’da yılın merkez bankası başkanı, Filipinler Merkez Bankası Başkanı Amando Tetangco Asya-Pasifik’te yılın merkez bankası başkanı, Suudi Arabistan Merkez Bankası Fahad El-Mübarek Ortadoğu’da yılın merkez bankası başkanı ve Angola Merkez Bankası Başkanı Jose Massano da, Afrika’da yılın merkez bankası başkanı seçilen isimler oldu. Geçen yıl dünyada yılın en iyi merkez bankası başkanı ödülüne Meksika Merkez Bankası Başkanı Agustin Carstens layık görülmüştü.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment