Arjantin, teknik olarak iflas etti
Arjantin Ekonomi Bakanı Axel Kicillof, teknik temerrüte düşmemek için ‘Akbaba fonu’ temsilcileri ile yapılan görüşmelerin olumsuz sonuçlandığını açıkladı.
Arjantin’in yeniden yapılandırılan borcunun ödemesinin son günü 30 Temmuz olarak belirlendi. Arjantin haziran ayında ABD bankalarına borç ödemeleri için 539 milyon dolar yatırırken ‘Akbaba fonu’ davasının yargıcı Thomas Griesa Arjantin’in hesabını dondurmuştu. Görüşmelerden sonuç alınmaması üzerine Arjantin teknik olarak temerrüte düştü ancak toplam 1.4 milyon dolarlık borç için Standant and Poors’un ilan ettiği ‘İflas’ terimini Arjantinli yetkililer kabul etmedi. Cristina Kirchner geçtiğimiz günlerde düzenlenen Mercosur toplantısı öncesinde, “Arjantin borcunu ödüyor. Biz parayı gönderdik. Ancak Griesa hesapları dondurdu. ‘Borç ödememe’ diye bir şey söz konusu değil. Bizim durumumuzu tarif edebilmek için yeni bir ekonomik terim icat etmeleri lazım” demişti.
Ekonomi Bakanı Axel Kicillof da görüşmelerden sonuç alınmaması üzerine Kirchner’e yakın açıklamalarda bulunarak yargıç Thomas Griesa’yı hiç kimsenin anlam veremediği ‘Yasal bir yap-boz’ yapmakla suçladı. Arjantin’in borçlarını ödediğini söyleyen Kicillof teknik iflasın söz konusu olmadığını savundu. Kicillof, ‘Akbaba fonu’ temsilcilerine borç yapılandırılmasını kabul eden diğer kreditörler gibi yüzde 300’lük faiz oranı teklif ettiklerini ancak kabul edilmediğini belirterek, “Arjantin halkının boynuna yük bindirecek hiçbir anlaşmaya imza atmayacağız” açıklamasında bulundu.
BANKALARDAN KISA VADELİ TEMERRÜT ÇÖZÜMÜ
Öte yandan diğer bir kanaldan pazarlıklar sürdüren Arjantin Özel Bankalar Birliği ADEPA kretidörlerle anlaşma sağladı. 250 milyon dolar güvence parası yatıran bankalar birliği, kreditörlerin 1,400 milyon dolarlık borçlarını satın alarak 2001 yılında iflas eden tahvillerin tamamını ödeyecek. Bankalar birliği ödemeleri üstüne alarak kısa vadeli temerrütü hedefliyor.
Arjantin basınında çıkan haberlere göre, ADEPA ilk aşamada borcun 250 milyon dolarını ödeyecek ve kalan miktar taksitlere bölünecek. ‘Akbaba’ fonunun talep ettiği yüzde yüzlük ödemeyi özel kuruluşlar yaptığı için Arjantin devleti gönüllü ödemeye yapmış sayılmayacağından 2005 ve 2010 yılında borç yapılandırmasını kabul eden diğer kreditörlerin itiraz şansı olmayacak.
ARJANTİN BU GÜNLERE NASIL GELDİ?
Arjantin 2001 yılında yaşadığı büyük krizle iflas ilan etti ve o dönem yaklaşık 100 milyar dolar civarında olan dış borç ödemelerini durdurdu. 2003 yılında iktidara gelen Nestor Kirchner hükümeti kreditörlerle yeniden pazarlığa başladı. “Ölüler borç ödemezler, bize biraz süre verin, büyüyelim ve borçlarınızı ödeyelim” sözleriyle pazarlıkları başlatan Nestor Kirchner hükümeti, kreditörlerin yüzde 93’üyle borçların ortalama yüzde 65 oranında indirime gidilmesi ve 2005 ve 2010 yıllarında toplu ödemeler yapılması konusunda anlaştı. Anlaşma dışında kalan yüzde 7’lik kesim o tarihten itibaren hukuksal mücadele başlattı. 2003 yılından beri iktidarda olan Kirchnerler hükümeti son on senede Cristina Kirchner’in açıklamalarına göre 173 milyar dolar dış borç ödedi. IMF verilerine göre de son on yılda yuzde 73 oranında ödemeyle dünyanın en fazla borç ödeyen ülkesi oldu. Bu anlamda Arjantin teorik olarak ‘Akbaba” fonuna 1.3 milyon dolarlık borcu da kolaylıkla ödeyebilecek durumda. Ancak Arjantin’in bu miktarın tamamını ödemesi halinde borç yapılandırılmasına girmeyen ancak geçtiğimiz aylarda özel bir anlaşma yapan %7’lik kesimin itiraz etmesi Arjantin’in ödemesi gereken miktarı 15 milyar dolara çıkacak. Buna 2005 ve 2010’daki yapılandırmalara giren yuzde 93’te eklenirse Arjantin toplam 120 milyar dolarlık ek borç yükü altına girme tehlikesiyle karşı karşıya kalacak. Arjantin’in borç yapılandırma anlaşması 2015 yılında sona eriyor. Bu tarihten itibaren kreditörlerin herhangi bir kısmına borcunun tamamını öderse yapılandırma sırasında af edilen borçları ödeme riskiyle karşı karşıya kalmayacak.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment