WSJ- “Yavaş büyüme artık Türkiye’nin normali olacak”
Türkiye’deki politikacılar, ülkenin 786 milyar dolarlık ekonomisinin, gelişmekte olan piyasalara yatırım yapanlar için cazip olmaya devam edeceğine eminler. Ancak Fitch Ratings, fon yöneticilerinin ilgisini canlı tutmanın geçen yıllardan çok daha maliyetli olacağını belirtiyor.
Türkiye’nin açmazının kökeninde düşük tasarruf oranının sebep olduğu yapısal dengesizlik var. Fitch Ratings Avrupa Gelişmekte Olan Ülkeler Birimi Başkanı Paul Rawkins, bu durumun ülkeyi yabancı yatırıma “bağımlı” kıldığını söyledi.
Uluslararası finansmana olan bu bağımlılık nedeniyle ne zaman yatırımcılar Türkiye’den çıksa ülke, cari açığını kapamak için çabalamaya başlıyor. İktisatçılara göre bu açık, gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 5’inden fazla ve bu rakam Türkiye’nin karşılayabileceğinin sınırında.
Dahası ABD Merkez Bankası (FED), küresel ekonomiye nakit para akışı sağlayan tahvil alımı programını revize etmeye hazırlanıyor. 2010-2011 yıllarında yüzde 9’luk, yıllık büyüme yakalayan Türkiye’nin portföy yatırımcıları da buna hazırlanıyor. 2013’te gelen ve toplam yatırımın yarısı olan 5,4 milyar dolar, FED’in para politikasının dizginlerini sıkı tutacağının sinyallerini verdiği mayıstan itibaren Türkiye’den çıkmış durumda.
Perşembe günü Fitch’in yıllık Türkiye konferansında bir mülakat veren Rawkins, FED’in tahvil alımını azaltmaya başlamasıyla Türkiye’nin büyük cari açığını kapamaya yardımcı olan ucuz paraya erişimini kaybedeceğini söyledi. Rawkins, Türkiye’nin fon ihtiyacının en ağır kısmını karşılayan şirketlerin faiz ödemelerini karşılamak için daha fazla para harcamaya başlayacaklarını, bu nedenle yerel yatırımları ve ekonomik büyümeyi “frenleyeceklerini” söyledi.
Rawkins, “Yeniden fiyatlandırmanın etkisi şöyle: aslında para mevcut ama onun için artık daha fazla ödemek zorundasınız.
Türkiye Merkez Bankası ise buna katılmıyor. Fitch panelinde konuşan Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Turalay Kenç, FED’in tahvil alımını yavaşlatması konusundaki endişelerinin abartılı olduğunu söyleyerek “Sonunda yatırımcılar için tek bir yol olacaktır: Daha büyük ekonomik büyüme gösteren ve gelişmiş ülkelerden daha fazla faiz oranı sunan, gelişmekte olan ülkeler.” diye konuştu.
Kenç, FED’in tahvil alımı programına son verebileceğini ancak ABD ve diğer gelişmiş ülkelerin merkez bankalarının, borçlanma maliyetini düşük seviyede tutmaya söz verdiklerini belirtti.
Kenç, “Dünya bir yıl içinde değişmiyor. Az çok aynı dünyada yaşıyoruz… Bu nedenle sermaye akışının gelişmekte olan ülkeler doğrultusunda olmasını beklersiniz. (…) Gelişmiş ekonomilerin politikalarına bakarsanız bol likidite sağladıklarını görürsünüz, bu tek politika seçenekleri.” dedi.
Ancak Rawkins Türkiye’nin hızlı ekonomik büyüme ve düşük cari açık arasında bir seçim yapmak zorunda olduğunu ifade ederek “Gayrisafi yurt içi hasılanın hızlı büyümesi, hükûmete refahı artırma ve martta başlayacak olan seçim maratonunda istihdam sağlama konusunda yardımcı olur ancak bu aynı zamanda Türkiye’yi küresel mali şoklara karşı savunmasız hâle getirir. Öte yandan daha küçük bir cari açık, yatırımcılar nezdinde ülkenin risk algısını azaltır.” şeklinde konuştu.
Rawkins, “Yakın dönemde -Türkiye’nin politikaları- büyüme konusundaki seçeneklerin yeniden değerlendirilmesini gerektiriyor.” yorumunda bulundu.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment