WSJ – “Türkiye için potansiyelinin farkına varma zamanı”
Bu yıl Türkiye’nin sıkıcı olmak zorunda olduğu bir yıl. Eğer 2012, Türkiye için heyecan yılı yani Türk girişimcilerin Avrupa çapında genç yenilikçi şirket konferanslarına katıldığı ve risk yatırımcılarının İstanbul çevresinde dolaşıp yatırım olanakları aradıkları yıl olduysa 2013, ofislerine döndükleri, işe koyuldukları ve üretmeye başladıkları yıl olacak.
Teoride Türkiye, genç yenilikçi şirket kültürü yaratmak için ihtiyaç duyulan birçok şeye sahip. Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütünün verilerine göre 2011 yılında yaklaşık 80 milyon nüfuslu ülke, Avrupa’nın altıncı en büyük ekonomisiydi. Uluslararası Telekomünikasyon Birliğine göre 10 Haziran itibarıyla 35 milyon internet kullanıcısıyla (ki bu rakam nüfusun yüzde 45’ine denk geliyor), Avrupa’nın beşinci en büyük çevirim içi nüfusuna ev sahipliği yapıyor. Kredi kartı kullanımı yüzde 60 ile Avrupa ortalamasının yüzde 10 üzerinde ve ülke nüfusunun çeyreğinden fazlası 15 yaşın altında. Türk internet kullanıcıları sosyal medyayı büyük ölçüde kullanıyor, Avrupa’da facebook kullanıcıları sıralamasında üçüncü sırada.
Yalnız bu hâliyle Türk ekosistemi dengesiz bir durumda. Türk internet satış sitesi Markafoni’nin CEO’su Sina Afra, “Eğer Türkiye’yi başka bir ülkeyle kıyaslarsanız, ekosistem içinde e-ticaret konsantrasyonu gülünç bir şekilde yüksek.” dedi.
Afra, “Bu, sektördeki başarıdan kaynaklanıyor. Bütün rol modeller e-ticaretten gelme.” dedi.
EBay,Türkiye’nin en büyük açık artırma sitesi GittiGidiyor’u satın aldı. Amazon, internetten çiçek satan Ciceksepeti’ni, Güney Afrikalı medya devi Naspers ise Afra’nın şirketinden hisse aldı. İstanbul merkezli risk yatırım şirketi 212’nin Genel Müdür Yardımcısı Dilek Dayınlarlı, bu yatırımların insanların sektörün içine akın etmesine yol açtığını söyledi. O, bu tür firmaların birçoğunun yönetim becerilerini eleştiriyor: “Gördüğümüz insanların çoğu verileri nasıl kullanacaklarını bilmiyor. E-ticarette güç verilerden gelir. Onlar A/B testleri (farklı hedef kitleleri ile farklı tasarımların karşılaştırılması) yapmıyor. Dönüştürme oranları çok düşük ve onlar bu konuda pek fazla şey yapmıyor. Bir müşterinin, müşteri kalma süresi, müşteri edinme maliyeti gibi şeyleri bilmek durumundasınız.”
Elbette Türkiye’nin e-ticaret pazarının büyüklüğü, üzerinde yoğunlaşan orantısız ilgiyi haklı çıkarmıyor. Boston Consulting Group’un (BCG) Mart 2012 raporuna göre internet perakende sektörü çok küçük; 2010 yılında iki milyar dolardı bu da tüm perakende satışın yüzde 0,6’sına denk geliyor. BCG, 2016 yılında sektörün dokuz milyar dolara ulaşacağını ancak hâlâ perakende sektörünün yüzde 1,1’ine denk geleceğini öngörüyor. Bu durum İngiltere’de, aksine, internetten satış 2010 yılındaki toplam satışın yüzde 13,5’i (102 milyar dolar), 2016 yılına kadar ise yüzde 23’e yükselmesi öngörülüyor.
Bu, Türkiye’deki başlangıç firmalarında kaybolmuş bir mesaj değil. Girişimciliği desteklemeyi amaçlayan bir kuruluş olan Endeavor Global adlı firmanın Türkiye ofisinde çalışan Asil Kurul bazı şeylerin değiştiğini söylüyor. Kurul, “Girişimciler söylemlerini değiştirdiler, çok daha dikkatli davranıyorlar. Herkes insanların kopya işletmelere gözü kapalı girdiğinin farkında ancak yine herkes bunun sanılandan daha zor olduğunu da biliyor.” dedi.
Bazıları Türkiye’nin kopya e-ticaret firmalarına olan bağımlılığını eleştirirken, 212’nin kurucusu Ali Karabey, hemen bu durumun savunmasına geçerek, bu firmaların, piyasanın inşa edilmesine, tüketicinin internet üzerinden alışveriş yapmaya alışmasına ve girişimcilerin nasıl şirket kurulacağını öğrenmesine yardımcı olacağını belirtiyor. Karabey, “İnsanların kopya firmalara işaret etmesine ve bunların varlığının neden bu denli merak konusu olduğuna ilişkin takıntılarını anlamakta güçlük çekiyorum.” diyor.
Peki, Türkiye için bir sonraki adım ne? Herkesin hemfikir olduğu bir konu var. Türk girişimcilerin bir şeyleri ortaya koymaya başlaması gerekiyor. Afra, yatırım hareketliliğindeki azlık semptomunun, uluslararası girişim şirketlerinden yatırım alacak şirket sayısındaki yetersizlik olduğunu söylüyor. Afra, “Yatırım yapılacak birkaç fırsat var, yatırım şirketlerinin buradaki ekosistem büyüyene kadar beklemesi gerekiyor.” dedi.
Akdeniz’deki bu tatil kentinde düzenlenen Startup Türkiye Konferansı’ndaki büyük heyecan yıllık düzenlenen konferansın güçlü dip akıntısıydı: Daha az konuşmaya, daha çok çalışmaya ihtiyaç var. Konferansta ayrıca, “Her ülkenin ulusal bir şampiyona ihtiyacı var. Finlandiya’nın Rovio’su (Angry Bird’ün yapımcıları), İsveç’in Spotify’ı var. Peki, Türkiye nerede?” denildi.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment