Türkiye’deki başarısız darbe girişiminin gizemi

Consortium isimli haber sitesi yazarlarından Joe Lauria, Türkiye’de başarısızlıkla sonuçlanan 15 Temmuz’daki darbe girişimi sonrası olanları ve akla takılan soruları yazdı.

“Türkiye’deki başarısız darbe girişiminin gizemi” isimli makalede Lauria neler yaşandığına dair pek çok spekülasyonun olduğunu ancak gerçek kanıtların henüz ortaya çıkarılamadığını belirtti.

Makalede yaşanan darbe girişiminin kim tarafından organize edildiği ile alakalı iki teori olduğunu aktaran Lauria, “İlk teori bu işin arkasında CIA’in desteklediği bir grubun olduğu. Diğeri ise Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın muhaliflerini yok etmek için bu darbe girişimini planladığı ya da önceden önlemlerini aldığı” dedi.

İlk teoriyle ilgili olarak bazı yorumcuların “kanıt arama” kısmını atladığını ve Türkiye’nin Rusya, Suriye ve İran ile yakınlaşmasının bu girişime sebep olduğuna inandıkları belirtildi. Bu teoriye inanların Erdoğan’ın “ABD İmparatorluğuna” karşı büyük bir zafer kazandığını çünkü aniden Avrupa Birliği yerine Avrasya birliğine geçişine imkan sağladığını düşündükleri aktarıldı.

“Burada anahtar kelime ‘aniden'” diyen Lauria, Erdoğan’ın Suriye yönetimine karşı IŞİD’i destekleme politikasını yüzüne gözüne bulaştırdığını, Rusya’nın uçağını düşürdükten sonra ekonominin oldukça kötüye gittiğini, bu arada IŞİD’in Türkiye’yi karşısına alarak Atatürk Havalimanı’na saldırdığını aktardı. “Erdoğan ipin ucundaydı” diye yazan Joe Lauria Erdoğan’ın en zor durumlardan bile çıktığını ifade ederek gerektiği zaman düşmanları ile dostlarını hemen değiştirebildiğini ifade etti.

Erdoğan’ın bu dönüşünün kısa dönemli ve taktiksel bir hamle olduğunu belirten Lauria; Rusya, Suriye ve İran’ın Erdoğan’ın kendilerine dönüşüne şüpheyle bakacakları ihtimalinin de yüksek olduğunu belirtti. Bu hamlenin stratejik olup olmadığının ise zaman içinde ortaya çıkacağını aktardı.

“Erdoğan değil Türk hükümeti bu olayla ilgili ABD’yi suçlamaya başladı. Hükümete yakın Yeni Şafak gazetesi bir isim bile verdi, ABD’li General John F. Campbell’ın bu darbenin arkasındaki planlayıcılardan biri olduğu, askerleri kışkırttığı, CIA’e bağlı Nijerya’daki UBA Bankası’ndan 2 milyar dolar verdiğini yazdı” diyerek Türkiye’deki genel algıyı anlatan Lauria, gazetenin bunları bir kaynaktan öğrendiğini ancak kanıt sunamadığını da ekledi.

Makalede, “Diğer bir fikir ise Pennsylvania’da yaşayan Fethullah Gülen’in bu girişimin arkasında olduğu. Erdoğan onun CIA ile bağlantılı olarak bir ‘terör’ örgütü yönettiğini savunuyor. Ancak Erdoğan görüşlerine karşı olan akademisyenler, yazarlar ve Kürt milletvekillerinin de terörist olduğunu söylüyor” dendi.

Fethullah Gülen ile CIA arasındaki tek bağlantının, Gülen’in yeşil kart (green card) başvurusu için eski CIA ajanı Graham Fuller’ın yazdığı mektup olduğuna değinen Lauria, kendisinin Gülen ile röportaj yapan ilk Amerikalı gazeteci olduğunu da hatırlatıyor.

Gülen cemaatini 2010 yılından beri yakından izlediğini, Amerika, Türkiye ve başka yerlerdeki okullarını gezdiğini belirten Joe Lauria, bu okulların cihatçı yetiştiren medreseler olduğu iddiasının absürtün olduğunu aktardı.

60000 kişinin işten çıkarıldığını, bir bölümünün tutuklandığını ve Uluslararası Af Örgütü’ne işkence gördüklerini aktaran makale, bu girişimin arkasında Erdoğan olduğu iddiasının Gülen tarafından da dile getirildiğini kaydetti. “Erdoğan’a bağlı General Mehmet Dişli’nin darbeyi başlattığı iddia ediliyor” diyen makalede, Erdoğan’ın darbeyi önceden bilip bir grubun buna kalkışmasına izin vermesinin olasılıklı olduğu belirtiliyor.

Lauria kuvvet komutanları olmadan böyle bir darbe girşiminde bulunmanın da çok amatör işi olduğunu ifade etti.

Erdoğan’ın darbe girişimi için, “Allah’ın bir lütufu” dediğini kaydeden Lauria, bu sayede hem Körfez ülkelerindeki gibi bir hakimiyet kurabileceğini hem de darbeyi savuşturduğu için Batı’ya hoş gözükebileceğini yazdı.

Makalenin sonunda Erdoğan’ın amacının demokrasi olmadığını darbe girişiminden sonra aldığı önlemlerden anlaşıldığı ifade edildi.