THE TIMES – “Türkiye dünyaya açılma fırsatını kaçırdı”

THE TIMES – “Türkiye dünyaya açılma fırsatını kaçırdı”

Demek ki kazanan Tokyo… Öyleyse iyi şanslar. 2020 Yaz Olimpiyat Oyunları’na İstanbul veya Madrid değil, Tokyo ev sahipliği yapacak.

 

Ancak İstanbul’un seçilmemesinden dolayı hâlâ üzgünüm. İstanbul’un mükemmelliği çok daha derinlerde yatıyor. Ayrıca Nobel Ödüllü Orhan Pamuk’un eserlerini okuyarak burası hakkında bilgi edinmiştim. Pamuk ile İstanbul’da bir lokantada karşılaşmıştım ve ona şöyle demiştim: “Kara Kitap’ı okuyorum ve şimdiye kadar okuduğum en iyi kitaplardan biri.”

 

İstanbul seçilseydi kesinlikle harika bir gösteri yapacaktı. Buna inanmamak için bir neden yok. Uluslararası Olimpiyat Komitesi için mesele, Japonya’daki radyasyon sızıntılarına karşı Türkiye’deki siyasi karışıklığının yanı sıra muhalif siyasiler ve gazetecilerin hapse atılması arasında yapılacak bir değerlendirmeydi. Ancak Komite, 2008 Olimpiyatlarını Pekin’e verdiğinde ülkenin insan hakları sicili konusunda bu kadar hassas değillerdi. Ama Çin daha güçlü bir millet, o zaman sorun yok, öyle mi?

 

Buna karşın Olimpiyat Oyunları’nın Çin’e verilmesine büyük ölçüde destek veriyordum. Çin, Oyunları kendi kalkınması için bir fırsat olarak gördü. Olimpiyat Oyunları’na en çok faydası dokunacak ülkeyi seçmeyin, Olimpiyatlardan manevi olarak en çok fayda sağlayacak ülkeyi seçin.

 

Çin, geleneksel olarak içine kapanık bir toplum ve Olimpiyatların Çin üzerindeki etkisi, üzerinde durulmaya değer bir konu bence. Çinliler dünyanın ilgisinin merkezinde olmanın tadını çıkardılar. Olimpiyatlar başka hayat tarzlarının olduğuna dair bir farkındalık yarattı. Hoşgörü kültürünü geliştirdi. Bunlar iyi şeyler.

 

Peki, Olimpiyatlar Londra’ya ve bizim ulusumuza ne kazandırdı? Tezahüratlardan duyulan memnuniyeti, sömürgecilik döneminin suçluluk psikolojisinin ötesine geçebileceğimizin hissini ve çok kültürlülüğü kutlama sezgisini kazandırdı. Mizahi açıdan hayata bakabilme ve kendimizle dalga geçebilme değerli bir duyguydu.

 

1996 Atlanta Oyunları ABD’ye bir alçakgönüllülük dersi vermişti. ABD’liler tüm yabancıların orada oldukları için şanslı olduklarını ve yabancıları etkilemek için özel bir şeye ihtiyaç duymadıklarını düşünüyorlardı. Sonuç olarak ulaşım keşmekeşi ve güvenlik felaketi yaşandı. Sydney ve Avustralya, Olimpiyatlarla kendilerini yeniden tanımladılar. Barselona ise bu sayede bir dönüşüm geçirdi.

 

İslamcılar ile laikler arasında bir gerilim var. Ama Olimpiyat Oyunları, aşırılara biraz hoşgörü getirebilirdi. Hiçbir şey Olimpiyatlardan daha kozmopolit değildir: 200’den fazla millet ve 26 farklı spor dalına kucak açıyor. Ayrım yapmaksızın her iki cinsiyetin başarılarını da övgülerle kutluyor. İslamcılar, özellikle sonuncusunu ilginç bir deneyim olarak görebilirlerdi.

 

Olimpiyat Oyunları küresel yapısı ve doğası gereği dünyayı daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir. Anlamak hoşgörünün kan kardeşidir. İstanbul’a bu fırsatı vermemeyi tercih ettiler. Bu fırsatı bu kente vermedikleri için üzgünüm.

Write a comment

No Comments

No Comments Yet!

Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.

Write a comment

Only registered users can comment.