THE DAILY TELEGRAPH – “Türkiye İmparatorluğu’na Doğru”
Yeni bir Türkiye imparatorluğu doğmak üzere olabilir. Sağını solunu istila ederek değil, ticaret dünyasını sollayarak bunu yapabilir. Türkiye 10 yıl önce Avrupa’nın hasta adamı konumundan, istikrarlı ve tutarlı bir ülkeye dönüştü. Artık uluslararası sahnede yer alıyor. OECD, Türkiye’nin 2020 yılına kadar dünya’nın en hızlı büyüyen ikinci en büyük ekonomisi olacağına inanıyor.
İngiltere’nin en hızlı büyüyen 33 orta ölçekli işletmesinden biri olan South Yorkshire’dan Naylor Endüstrinin Yöneticisi Edward Naylor, network kurmak ve yurt dışındaki satışlarına katkı sağlamaları için yerel işletme ve ticaret uzmanlarıyla görüşmek üzere Türkiye’nin en büyük şehri İstanbul’a gitti.Naylor Endüstrinin ürünleri arasında yolları kazmadan yerin altından boru hattı döşeyebilen bir makine de var. İstanbul’un ne kadar büyük olduğunu gören bir aile firması için Türkiye’nin sunacağı fırsatları görmek hiç de zor değil.Naylor’un belli bir itibar kazanmasına yardımcı olan ticari misyonu, HSBC’nin şirketlerin başarılı yerel firma yöneticileri ve danışmanlarıyla tanışmaları sağlayan bir organizasyonuna dayanıyor. Bu organizasyon sayesinde Türkiye’nin ekonomisini, kültürel yapısını öğreniyor ve yerel firmaları ziyaret edip ihracat konusunda pratik tavsiyeler alıyorsunuz.
HSBC’nin Türkiye Genel Müdürü Martin Spurling, göreve ilk geldiğinde defalarca “ne hata yaptım da” Türkiye geldim diye kendi kendine soru sorduğunu onaylıyor.
Spurling bile Türkiye’nin sıkça yanlış anlaşılan piyasasının büyüme hızı ve ekonomik gelişimi konusunda şaşkınlık yaşamış.
Türkiye bir süredir, Meksika, Endonezya ve Nijerya’nın yer aldığı MİNT ülkeleri arasında anılıyor. Bu ülkeler, son on yılda Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin’in keyfini çıkardığı büyüme performansını yakalayabilir.
Dahası, Spurling, orta sınıf sayısının seksenli yıllarda arttığı Türkiye’nin hâlâ gelişmekte olan ülke olarak anılmasını haksızlık olarak görüyor. Türkiye hâlihazırda Avrupa’nın altıncı ve Dünya’nın 16. en büyük ekonomisi. 77 milyon nüfusunun 27,9 milyonu iş gücüne katılıyor.
IMF ve Goldman Sachs verilerine göre 2000 yılında kişi başına düşen gelir 2 bin 400 sterlinken 2012’de bu rakam 6 bin 300’e yükseldi. Bu rakamın 2050 yılında 28 bin 700 sterline yükselmesi bekleniyor. OECD, Türkiye’nin 2020 yılına kadar dünya’nın en hızlı büyüyen ikinci en büyük ekonomisi olacağına inanıyor.
Bir zamanlar Osmanlı İmparatorluğu’nun merkezi olan Türkiye, Avrupa’yı Asya’ya bağlayan İpek Yolu’nun nimetlerinden faydalanmış. Şimdi ise Orta Doğu ile Afrika ve Avrupa ile Asya arasında yapılan ticaret için aktarma merkezi konumunda ki özellikle İngiliz ihracat firmalarının ilgisini çekiyor.
Türkiye’nin ticaret güzergâhı açısından bir aktarma merkezinden daha büyük anlam taşıdığını söyleyen Spurling, “Türkiye bir şeyin zirvesinde. Yeni bir Türkiye imparatorluğu doğmak üzere olabilir. Sağını solunu istila ederek değil ticaret dünyasını sollayarak bunu yapabilir. Türkiye 10 yıl önce Avrupa’nın hasta adamı konumundan, istikrarlı ve tutarlı bir ülkeye dönüştü. Artık uluslararası sahnede yer alıyor.” dedi.
HSBC İstanbul’dan Türkiye ekonomisti Melis Metiner, ülkenin güçlü olduğu alanlarla ilgili olarak genç ve büyüyen nüfusuna, tüketim yapan büyük ekonomisine, bireyleri de kapsayan düşük borç yüküne, güçlü bankacılık sektörü ve mali disiplinle dikkati çekiyor. Bir de bulunduğu coğrafi konuma.
Türk Hava Yollarının dünyadaki diğer hava yolu şirketlerinden daha fazla noktaya uçuş yapıyor olması belki de ülkenin ticaret noktası olduğunun en iyi göstergesi.
Türkiye ile İngiltere arasındaki ticaret hızla artıyor ve 2009 yılından bu yana yüzde 40 oranında arttı. Şu an yıllık ticaret kapasitesi 11 milyar dolar seviyesinde.
İngiltere Ticaret ve Yatırım Kurumu (UKTI ), alt yapı, petrol, gaz ve perakende sektörlerinin bilhassa Türkiye’ye gelmek isteyen İngiliz firmaları için fırsat teşkil ettiğini söylüyor. UKTI’den Sayed Zubair Alam Shah, “Türk firmaları İngiliz işletmeleriyle daha fazla çalışmak istiyor ancak onları burada yeterince göremiyorlar.” diyor.
Shah, Türkiye’nin modern bir iş dünyası piyasasına sahip olduğunu söylüyor. Şirketlerin dikkat etmesi gereken birçok sorun da yok değil. Örneğin Türkiye’de siyaset ile iş dünyası iç içe ve bu durum bir mayın tarlasına dönüşebiliyor.
Türkiye İngiliz Ticaret Odası Başkanı Chris Gaunt, ülkede yasal sistemin eksikleri ve siyasi sorunlar bulunduğunu ancak Türkiye’nin birçok gelişen piyasadan daha ileri düzeyde olduğunu söylüyor.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment