Türkiye Merkez Bankası, geçen ay faiz oranlarını düşürdüğünde bu kararı kimilerince onaylandı, kimilerince eleştirildi ve kimilerinde kafa karışıklığı yarattı.
Bazı ekonomistler, Bankanın liranın güçlenmesi için baskıyı hafifletmeye çalıştığını ileri sürdü, bazıları ise ekonomik büyümenin yavaşlamasından endişelendiğini. Bazıları faiz oranlarını tam tersine artırması gerektiğini söyledi. Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, bu uygulamanın aylarca geciktiğinden yakındı.
Bu anlaşmazlık 2,5 yıldır Türkiye’de en karmaşık para politikalarını uygulayan Bankanın alışılmadık Başkanı Erdem Başçı liderliğinde aşıldı.
Merkez Bankası, enflasyon konusunda yumuşak olmakla Türkiye’deki ticari bankalarda aşırı kredi büyümesini dizginleyememekle ve kararsızlıkla eleştirildi.
Ancak Banka, finans piyasalarından ve ekonomistlerden övgü topladı.
Ocak ayında Londra merkezli The Banker dergisi Başçı’yı “Yılın Merkez Bankası Başkanı” seçti.
Diğer gelişmekte olan piyasaların ilerisinde hareket ettiği söylenen Türkiye Merkez Bankasının başarıları veya başarısızlıkları, diğer hızlı büyüyen piyasalardaki merkez bankalarının para politikası yaklaşımlarını etkileyebilir.
Türkiye’deki bu farklı politika, büyük ölçüde Başçı’nın parlak fikri. Başçı, radikal uygulamalarıyla merkez bankacılığının enflasyon yükseldikçe faiz oranları artırılmalı gibi bazı yerleşik kurallarını altüst etti.
Başçı politikasını, belirsiz bir küresel ortamda finans sisteminin istikrarını temin etmenin öncelik hâline gelmesi temelinde savunuyor.
Pek çok ekonomist, Türkiye’nin politika deneyiminin belirsizliğini hâlen koruduğu görüşünde.
Türkiye, küresel krizi pek çok büyük ekonomiden daha rahat atlatırken bunun sebebi kısmen genç ve hızla artan nüfusu ve bankaların muhafazakâr yönetimi gibi faktörlerden kaynaklanıyor ve bu kadar karmaşık bir para politikası riskler oluşturabilir.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment