NYT – “Taksim’de, polis protestoculara müdahale etti”
Polis cuma günü İstanbul’un Taksim meydanında gösteri yapan barışsever protestoculara su topları ve göz yaşartıcı gaz atarak karşılık verdi. Protestocular ve turistlerden oluşan gruplar mağaza ve lüks otellere sığındı. Şehir adeta bir savaş meydanına dönüştü.
Polisin bu saldırısı uzun zamandır devam eden hükümet baskısının son halkası oldu. Göstericiler, Kahire’nin Tahrir Meydanı’nı andıran Taksim Meydanı’ndaki parkın Osmanlı dönemi askeri kışlanın bir replikası şeklinde inşa edilecek bir alışveriş merkezine dönüştürülmesini protesto ediyorlardı.
Çınar ağaçları ile dolu bu park İstanbul’un merkezindeki son yeşil alan olması itibarıyle oldukça önemli bir yer. Hafta başından beri parkın yok edilmesini protesto edenler eleştirilerini hükümetin ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın baskıcı yaklaşımına ve kentsel dönüşüm politikalarına yöneltmeye başladılar. On yıldan beri ülkeyi yöneten iktidar partisi, pekçok Türk vatandaşı tarafından otoriter olmakla suçlanıyor.
Erdoğan’ın en önemli desteği, Türkiye’nin dindar çevrelerinden geliyor. Kendisini eleştiren seküler kesim ise hükümetin gazetecilere yönelik baskıcı yaklaşımını örnek göstererek ülkede genel bir muhalefet karşıtlığı problemi olduğunu belirtiyorlar.
Öfkenin odağında İstanbul’daki kamu alanları ile alakalı tartışmalar yer alıyor. Erdoğan hükümeti daha önceden fazla ön bilgi edinmeden yürüttüğü kentsel dönüşüm projeleriyle sehirleşme konusundaki genel bakış açısının sinyallerini vermişti. Protestolara sert bir şekilde karşılık veren polis devamlı gözyaşı bombası kullanıyor. Polisin saldırıları sonucu pek çok kimse yaralandı ve hatta cuma günü protestoculara açık bir şekilde destek veren Kürt kökenli bir milletvekili gözyaşı bombasının başına gelmesi nedeniyle hastaneye kaldırıldı.
Protestolar, halkın hükümetin Suriye’li muhaliflere vermesinden dolayı öfkelendiği bir dönemde gerçekleşmesi de oldukça manidar. Pek çok Türk vatandaşı hükümetin desteğinin Suriye’deki çatışmaların Türkiye’ye sıçramasına neden olduğunu belirtiyor. En son Reyhanlı ilçesinde gerçekleşen ve on kişinin ölümüne sebep olan araba bombalama olaylarının bu durumun en önemli kanıtı olduğunu söylüyorlar. Halktan gelen bu eleştirler ve protestolar Erdoğan için en önemli sorunlardan birisi çünkü kendisi gelecek yıl cumhurbaşkanlığına aday olmayı planlıyor ve başkanlık sistemi getirecek yeni bir Anayasa değişikliği yapmaya çalışıyor.
Cuma günü erken saatlerde protestocular toplanmaya ve hükümet karşıtı sloganlar atmaya başladıktan sonra, polis kuvvetleri gurubu güvenlik güçleri ve tankı andıran araçlarla çevreleyerek ortamı kontrol altına almaya çalıştı.
Protestocular Erdoğan’ın Adalet ve Kalkınma Partisi’ne (AKP) referans vererek “Taksim bizim, onu AKP’ye vermiyoruz” diye sloganlar attılar.
Göstericiler protestolarına devam ederken polis gaz maskeleri takıp gaz bombası atan tanka benzeyen araçlarından su ve gözyaşı gazı içeren silahlarını onlara yönelttiler. Ortama tam bir kaos havası hakim oldu. Bu arada dükkan sahipleri protestoculara ve onları izleyenlere limon vererek gazın etkilerini hafifletmeye çalıştılar. Eczacılar is yanık merhemleri dağıttılar.
Esra Yurtnaç bir pastaneye sığınmaya çalıştığı sırada ağlarken “Domuzlar, domuzlar. Bildikleri tek şey gaz kullanmak.” diye tepki gösterdi.
Ve “Bizi baskıyla susturabileceklerini sanıyorlar ama yanılıyorlar.” diye ekledi.
İçişleri Bakanı cuma günü aşırı güç kullanıldığına yönelik iddaları araştıracaklarını belirtti.
Taksim civarındaki Gezi Parkı’nda Wall Street İşgali’ni (Occupy Wall Street) andıran kamp kurma hareketi yapanları dağıtmak amacıyla sabahın erken saatlerinde başlatılan gazlı saldırı sonrası ortama tam bir kaos havası hakim oldu. Kampa perşembe günü yapılan ilk saldırılarda polis çadırları ateşe verdi. Buldozerler ağaçları köklemeye başladıktan sonra gerçekleşen parkı işgal hareketi festivali andıran yogalı, mangallı, ve müzikli bir eğlence ortamına dönüştü. Göstericiler “Taksim bizim, İstanbul bizim” diye slogan attılar.
İnsanlar kampı İstanbul’da hükümet tarafından yürütülen kentsel dönüşüm projelerini protesto eden pankartlarla bezediler. Bir tanesi “Mahallemize, meydanlarımıza, ağaçlarımıza, toprağımıza, evlerimize, köylerimize, şehirlerimize ve parklarımıza dokunmayın” yazıyordu.
Bir başkasında ise Erdoğan’ı ve gittikçe çoğalan alışveriş merkezlerini (AVM) kastederek “Alışveriş merkezleri yıkılsın ve Tayyip de onlarla yokolsun” yazıyordu.
Erdoğan, yeni camiler yapılmasını teşvik etmesi ve Bizans ve Roma mirasındansa Türkiye’nin İslami geçmişini vurguladığı için çağdaş bir Osmanlı sultanı olarak nitelendiriliyor çünkü projelerini halka danışmadan yürütüğü öne sürülüyor. Hükümet, Boğaziçi’nde yapılacak olan ve bir Osmanlı padişahının ismi verilen üçüncü köprü için çarşamba günü muhteşem kutlamalar düzenledi.
Daha önceden gazetecilik yapan ve halen işsiz olan 26 yaşındaki protestocu Seçkin Barbaros “Bize ne istediğimiz soruldu. Okul sayılarının üç katı kadar camimiz var ve hala cami yapmaya devam ediyorlar. Taksim civarında sekiz tane AVM var ama hala daha fazlasını inşa etmeye çalışıyorlar.” dedi.
Hafta başında Erdoğan protestocuları eleştirerek parkın yıkımının devam edeceğini “ne yaparlarsa yapsınlar” diyerek ortaya koydu.
Sokaktaki öfkenin bir diğer sebebi ise hükümetin yapılaşma ve iskan merkezli ekonomik politikaları. Türkiye ekonomisi Avrupa’yı ve daha pek çok ülkeyi sarsan global finans krizinden fazla etkilenmedi, hatta oldukça güçlü bir ekonomi haline geldi. Hükümetin iskan merkezli ekonomik politikaları ABD’yi ekonomik çıkmaza sürükleyen sürece benzetiliyor.
Barbaros, “Bu AVM’ler tıpkı Yunanistan’dakiler gibi boşalınca onları keşke yapmasaydık diyecekler.” dedi.
Barbaros ayrıca “Opera binaları nerde? Tiyatrolar? Kültür ve gençlik merkezleri? Onlara ne olacak? Neye ihtiyacımız olduğunu görmezden gelerek en çok kar getirecek projeleri destekliyorlar.” dedi.
Dişhekimliği eğitimi alan Seyfettin Şabaz isimli diğer bir gösterici ise “Komuoyunun çoğu bizim çınar ağaçlarını kurtarmaya çalıştığımızı zannediyor. Ama sorunumuz sadece bu değil. Ama biz, toprağımızdan kar etme amacı taşıyanlara karşı çıkmak için buradayız.” diye belirtti.
Taksim Meydanı’nda daha önceden Bir Mayıs gösterilerinin de bulunduğu bir kaç protesto daha gerçekleştirilmişti. Bu gösteriler sonucu esnaf gözyaşı bombasından kaçan kişilere barınak ve yardım sunmaya aşina hale geldi.
35 yıldır İstanbul’da yaşayan Ali Yıldırım “Benim dekorasyon mağazam var ama bu yıl daha çok gözyaşı bombası mağdurlarına barınak sağlamakla geçti. Yakında tezgahın altında limon ve ilaç bulundurur hale geleceğim.” dedi.
Haberin Orjinali: http://www.nytimes.com/2013/06/01/world/europe/police-attack-protesters-in-istanbuls-taksim-square.html?pagewanted=all&_r=0
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment