NYT- Almanya Türkiye’ye görüşmeler için teminat verdi
Almanya Şansölyesi Angela Merkel, çarşamba günü Türkiye Başbakanı ile görüştü ve iki taraf için de kolay olmadığı ispatlanmış anlaşmazlıklara rağmen Avrupa Birliği’nin “iyi niyet” ile Türkiye’nin katılımı için görüşmelere devam edeceği sözünü verdi.
“Avrupa Birliği dürüst bir müzakere ortağıdır.” diyen Merkel, “Müzakereler, aramızda tasfiye etmemiz gereken sorular bir yana, devam edecektir.” şeklinde konuştu.
Merkel’in taahhüdü, Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Avrupa Birliği’nin Türkiye’yi 2023 yılına kadar üyeliğe kabul etmemesi durumunda Türkiye’yi kaybetme tehlikesinin bulunduğu uyarısının ardından geldi.
Berlin’de, salı akşamı, ülkesinin yeni Almanya Büyükelçiliği binasının açılışı için bir araya gelenlere seslenen Erdoğan, “Hiçbir ülke, bu kadar uzun zamandır Avrupa Birliği kapısında beklemedi.” diye konuştu. Bölgesinde şimdiye kadar olduğundan daha güçlü bir ekonomik ve politik güce sahip olan Türkiye, 1995’ten beri Avrupa blokuna katılma müzakerelerinde bulunuyor ve bazı analistler, hayal kırıklığına uğrayan Türkiye’nin yönünün Batı’dan Moskova ve Tahran’a kayabileceği kaygısını taşıyor.
Almanya, Fransa, Avusturya ve Hollanda; NATO müttefiki olan ve Avrupa’nın birçok ülkesi ile uzun süren bağları olmasına rağmen Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyelik fikrine tam olarak asla sıcak bakmadı. Hatta Merkel’in muhafazakâr Hristiyan Demokratlar Birliği, Türkiye’ye “imtiyazlı ortaklık” statüsü verilmesini bile önerdi.
Çarşamba günü Şansölye Merkel, aralarında üyelik konusundaki farklılıklara rağmen Türk lider ile uzun zamandır çalışabildiklerine de vurgu yaptı.
Merkel, Erdoğan hükûmetini, Suriye’den akın eden 100 binden fazla mülteci selini kabul ettiği ve son zamanlarda sınırda tırmanan gerginliği “ihtiyat” ile yönettiği için övdü.
Suriyeli mültecilerin ülkede “zorlu bir iş” olduğunu kabul eden Merkel, Türkiye’nin gayretlerine “her nerede ihtiyaç görülürse” Almanya’nın insani yardım sözü vaadinde de bulundu. Ancak Merkel de, Erdoğan da Avrupa’nın geri kalan ülkelerinin Suriyeli mültecileri alıp almayacağı konusunu ise gündeme getirmedi.
Avrupa’daki ekonomik krize rağmen 2011 yılında 40,7 milyara ulaşan ticareti ile Almanya, Türkiye’nin en büyük ticari ortağı. Erdoğan, Türk ekonomisinin gücünü anlatmak için Almanya’nın aynı ölçüde Avrupa Birliği’nin zayıf üyesi devletlere önerdiği tasarruf önlemleri ve yeniden yapılandırma programlarının hükûmeti tarafından uygulandığına işaret etti.
Mümkün olabilecek bir gerilime rağmen iki lider de genellikle birbiriyle rahat bir görüntü sergiledi. Avrupa’nın en başağrıtıcı etnik bölünmenin yaşandığı ve bu nedenle Türkiye’nin kabul görüşmelerinin durdurulduğu Kıbrıs’a yapılan atıflar bile bu görüntüyü gölgeleyemedi.
Ada, 1974 çıkartmasından beri Türkçe konuşulan kuzey kesim ve Avrupa Birliği’nin münhasıran tanıdığı güneydeki Yunanca konuşulan Kıbrıs Cumhuriyeti olarak temelde ikiye ayrılmış durumda. Bu Cumhuriyet şu an Avrupa Birliği’nin dönem başkanlığını yürütüyor.
Merkel, bölünmüş Kıbrıs’ın Avrupa Birliği’ne alınmasının yanlış olduğuna dair önceden Erdoğan’a söylediği yorumu konusunda ise açıklama yapmaktan kaçındı. Erdoğan biraz daha derine inerek gerçekten “Güney Kıbrıs”ın bu kadar gücü elinde bulundurup bulundurmadığını sorguladı.
Avrupa Komisyonu, Türkiye’nin sadece Kıbrıs konusunda değil, insan hakları ve ifade özgürlüğü konusundaki durumunun da üyelik için istenilen seviyeye ulaşması için epey yol katetmesi gerektiğini belirtti.
Türkiye’nin Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakerecisi Egemen Bağış, daha önce Berlin’de, Erdoğan’ın partisinin iktidara geldiği son 10 yıldan bu yana ülkesinin insan hakları ve ifade özgürlüğü konusunda ilerleme kaydettiğinin altını çizmişti. Bağış, Türkiye’nin “çok daha demokratik ve şeffaf”lığına örnek olarak verdiği Kürtçe televizyon yayınlarını ve dinî azınlıklara hakların iade edilmesini delil olarak sunmuştu.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment