INVESTMENT EXECUTIVE – “Yatırım yapabilecek en elverişli yer”

Gelişmekte olan bu piyasada bankacılık, havacılık ve dayanıklı tüketim malları gibi keşfedilmeyi bekleyen pek çok sektör bulunuyor.

Türkiye, güçlü bir büyüme stratejisine sahip ekonomisiyle oldukça başarılı bir pozisyonda. Türkiye, gelişmekte olan piyasalar arasında en elverişli seviyeye ulaştı. Gelir seviyesi, tüketim harcamalarında güçlü bir büyümeyi sürdürebilecek denli yüksek ve ayrıca çok iyi yatırım imkânı bulunuyor. Analistler özellikle gelir seviyesi yükselmeye devam ettiği müddetçe bundan yarar sağlayacak olan bankacılık ve dayanıklı tüketim malları sektörlerini tercih ediyorlar.

Son on yılda izlenen iyi para ve maliye politikaları sayesinde Türkiye, küresel mali krizi çok az etkilenerek atlattı. Ekonomik büyümeye bakıldığında ülke 2010 yılında yüzde 9,2 ve 2011’de de yüzde 8,5 büyüdü. Ülkenin Merkez Bankası ülke tarihinde ciddi bir mesele olan enflasyonun tekrar yükselmesini engellemek için hızla harekete geçti. Büyüme oranının geçen yıl yüzde 3’e gerilemesiyle para politikasında bir gevşemeye gidildi ve 2013 yılında sürdürülebilir yüzde 4,5’luk bir büyüme bekleniyor.

Ülkenin artıları arasında genç nüfusu (yaş ortalaması 29), hane halkı, özel sektör ve kamu borçlanmasının düşük olması da yer alıyor.

New York merkezli Fitch Ratings derecelendirme kuruluşu, Türkiye’nin notunu 2012 yılının sonunda yatırım yapılabilir seviyesine çıkardı. RBC Global Asset Management’tan Philippe Langham, bunun yabancı yatırımları arttırdığını ancak “esas büyük etkinin” New York merkezli büyük derecelendirme şirketleri olan Moody’s veya Standart and Poors’tan birinin Türkiye’ye aynı yatırım yapılabilir derecesini vermesi hâlinde gerçekleşeceğini söylüyor. Her iki derecelendirme kuruluşu da hâlihazırda Türkiye’yi bunun bir seviye aşağısıyla notlandırıyor ancak Moody’s, cari işlemler açığının düşmesi veya bankalardaki mevduat karşılıklarının artması hâlinde Türkiye’nin notunu yükseltmeyi gözden geçirebileceğini belirtiyor.

Langham ayrıca Türkiye’nin, gayrisafi yurt içi hasılasının (GSYH) yüzde 7’sine tekabül eden cari işlemler açığının ekonominin en zayıf noktası olduğunu düşünüyor.