HP- ABD-Türkiye ilişkilerinin geleceği…

Türkiye 2023’te kuruluşunun 100. yılını kutlamaya hazırlanırken ve Amerika, iç savaşın sona ermesinin 150. yılını kutlarken her iki ülkenin de birbirine bu kadar ihtiyaç duyduğu başka bir zaman olmadı. Amerika ve Türkiye ortaklık içinde olmaya mahkûm: bu nedenle her iki tarafın da iyi yönlerini güçlendirmeliyiz.

ABD-Türkiye ilişkilerinin kökeni, her zaman Kore Savaşının potasında ve soğuk savaşın zirvesinde omuz omuza biçim verilen, ortak bir stratejik vizyon olmuştur. Sovyet tehdidini birlikte başarıyla atlatan ve Yugoslavya’nın parçalanmasından sonra bu ilişkiyi yeniden oluşturan Ankara ile Washington birlikte çalışmaya mahkûmdur. Orta Doğu’daki Arap baharı sonrasında, hükûmetler arasındaki ilişkiler hiçbir zaman şimdiki kadar yakın olmamıştı fakat ABD-Türkiye ilişkileri genel olarak yine de tam iyileşmedi. Bu paradoksun açıklaması, kamu görevlileri arasında yapılan heyet ziyaretleri ya da telefon görüşmelerinde bulunamaz. Asıl neden ABD-Türkiye ilişkileri 21. yüzyılda statik bir hâlde kalmaya devam ederken dünyanın kökten değişmiş olmasıdır. Artık sadece hükûmetler arasında mükemmel ilişkilere sahip olmak yeterli değil, ilişkiler toplumlar arasında ve yeni nesil liderlikle de uyumlu olmalıdır.

Ankara ve Washington’daki politika yapıcılar sıklıkla Atlantik’in her iki tarafındaki yanlış anlaşılmalardan yakınıyor fakat ittifak içindeki faktörlerden ziyade genellikle iç politikaların suçlanması gerekiyor. Örneğin, Türkiye’deki eğitim kurumları öğrencilerin ABD siyaseti derslerini almalarını ve İngilizce öğretilmesini gerektirirken Amerika’daki emsallerinde çağdaş Türk çalışmaları ve hatta Türk dili programları yok. Benzer bir şekilde, Türkiye Amerika’ya herhangi bir Avrupa ülkesinden daha fazla öğrenci gönderirken Türkiye’deki Amerikalı öğrencilerin sayısı çok az. Ekonomik açıdan bakılacak olursa Türkiye’nin ihracatıyla Amerika’nın ithalatı arasındaki farklılıklar ve genel ticari ilişkiler, Atlantik Ötesi Ticaret ve Yatırım Ortaklığı gibi hükûmetler arası anlaşmalar kapsamında görüşülmesi gereken dengesizliklere yol açıyor.

Amerika ve Türkiye ortaklık içinde olmaya mahkum: bu nedenle her iki tarafın da iyi yönlerini güçlendirmeliyiz. Bu bakımdan, bu önemli ortaklığın her açıdan teşvik edilmesi için özel sektörün akıllı yatırımlar yapmak gibi önemli bir rolü var.

Toplumlar arasındaki alışverişler, ABD-Türkiye ilişkilerinin beslenmesi için en kolay ve aynı zamanda en etkili yollardan biridir. Bu nedenle, uzun vadede makro bir etkiye sahip olmasını umduğumuz mikro seviyedeki bu değişikliğin bir parçası olacak yeni nesil Amerikan-Türk liderliğinin öncelikle belirlenmesi ve daha sonra güçlendirilmesi amacıyla Amerikan-Türk Topluluğunun Genç Toplum Liderleri oluşturuldu. Amerika ile Türkiye arasındaki ilişkilerin arkeolojik, kültürel, ekonomik, girişimsel, tarihî, siyasi ve eğitim yönünden özelliklerini tartıştığımız açılış zirvesini henüz gerçekleştirmişken her iki ülke için tarihte karamsar bir sürecin ortasında olmamıza rağmen ortama yenileyici bir enerji ve iyimserlik havası hâkimdi.

Ortaklık, birbirine bağlı ve karşılıklı faydalardan ve sinerjilerden doğar. Bu nedenle Hollywood filmleri sayesinde Amerika hakkında her şeyi bilen Türkler ve Türkiye’yi sadece Şükran Günü’nde düşünen cahil Amerikalıların basit hikâyelerine inanmayı reddeden Genç Toplum Liderleri, Amerika-Türkiye ilişkilerindeki uzun vadeli potansiyeli temsil etmektedir. ABD-Türkiye ilişkileri, kültürel açıdan ABD-İngiltere ilişkileri kadar köklü, ekonomik açıdan ABD-Almanya ilişkileri kadar sağlam veya ABD-İsrail ilişkileri kadar stratejik olmayabilir fakat tüm bu alanlarda gelişme vaadiyle uluslararası ilişkilerin geleceğini temsil etmektedir.

Türkiye, bugün bölgede en dinamik ve ayrıca en istikrarlı devletlerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Ankara ile Washington her konuda aynı kanaatte değil iken İstanbul ve New York, İzmir ve Chicago, Adana ve Houston, Antalya ve Los Angeles, Türkiye ile ABD’nin diğer pekçok bölgesi küresel görüşlü birçok vatandaşa sahiptir ve bu vatandaşlar bugünden itibaren bu ilişkiyi sahiplenip sadece hükûmetlere bırakmayacak ve toplumlar arası iş birliğinden faydalanacaklardır.

Haberin orjinali: http://www.huffingtonpost.com/joshua-w-walker/the-future-of-usturkey-pe_b_5526073.html