FT – “Türk faiz oranları… düşsün mü yükselsin mi?”
Türkiye Merkez Bankası, salı günü faiz oranlarını beklenenden fazla düşürdü. Bu adım, hem ülke içinden hem de uzaklardan gelen baskılara işaret etti.
Japonya’nın yeni Başbakanı’nın enflasyonist duruşu Türkiye’nin para politikaları üzerinde önemli etki yapmaktadır. Asıl tartışmalı olan, Türkiye Başbakanı’nın bu konudaki rolü.
Birbiriyle bağlantılı olan dünyadaki piyasalar, uluslararası sıcak para akışı karşısında zor durumda kalmaktadır.
Dolayısıyla Tokyo’daki söz konusu gelişmenin İstanbul ve Ankara’dan hissediliyor olması şaşırtıcı bir durum değil.
Türkiye Merkez Bankasının “sermaye girişini yeniden hızlandırma” girişimleri ve yetkililerin ekonomiyi ihracata doğru yönlendirme çalışmaları, Türk lirasını bulunduğu konforlu konumdan uzaklaştırabilir.
Ayrıca Merkez Bankasının faiz oranlarında yaptığı 0,50 puanlık düşüş, sadece resmî faiz oranını yüzde 5’e indirmedi, aynı zamanda günlük borç alma faiz oranını yüzde 4’e, borç verme faiz oranını yüzde 7’ye indirdi.
Merkez Bankasının hamlelerine ilişkin yapılan değerlendirmelerin bir boyutu budur. Diğer taraftan, Merkez Bankasının bu adımı, pek de şaşırtıcı olmayan bir şekilde, ülkenin güçlü Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yakın geçmişte faiz oranlarının çok yüksek olduğu yönündeki görüşlerini hatırlattı.
Merkez Bankası, kanunla özerk bir kurum olarak kuruldu ancak diğer taraftan Erdoğan, önümüzdeki yıl seçimle başa gelen ilk cumhurbaşkanı olmak istiyor ve geçen yıl kaydedilen yüzde 2,2 oranındaki büyüme rakamı, seçmenlerin alışmış olduğu son on yıldaki büyüme rakamlarının çok aşağısında.
İstanbul merkezli GlobalSource Partners’tan Murat Üçer, “faiz oranı indirimlerini büyümeyi destekleyen ılımlı hamleler” olarak tanımlıyor. Üçer, faiz oranı indirimlerinin her zaman faiz oranlarının düştüğü anlamına gelmediğini de sözlerine ekliyor.
Aslında reel ekonominin büyük ölçüde ödediği faizler yalnızca resmî kurlara değil, Türkiye Merkez Bankasının ne kadar miktarda parayı, hangi vadede hazır bulundurduğuna ve başka manevralara bağlıdır.
Londra merkezli Capital Economics’ten William Jackson, son haftalarda Türkiye Merkez Bankasının para politikasını gevşetmediği, tersine etkin bir şekilde sıkılaştırdığı görüşünü savunuyor.
Sonuç olarak Türkiye Merkez Bankasının ne söylediğine değil, ne yaptığına bakmak lazım.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment