CSM: NATO, Suriye krizinde Türkiye’ye askeri destekte bulunmalı
Beş ay içinde Türkiye, Türk vatandaşlarının ölümüne sebep olan Suriye saldırıları karşısında destek için ikinci kez NATO’ya başvuruyor. Ne yazık ki Transatlantik İttifakı, Türkiye’ye iki seferde de askeri destek yerine kelimelerle cevap verdi.
Suriye, haziran ayında Türk Hava Kuvvetleri’nin jetini düşürdüğünde, NATO üyesi olan Türkiye toplantı talep etmişti. Diplomatik kaynaklara göre Türkiye, Suriye’de acil bir durum planı olarak uçuşa yasak bölge uygulamasının hazırlanmasını istedi. İttifak bu talebi değerlendirmek için oylamaya gitti ancak “en güçlü ifadelerle” Suriye saldırısını kınamada karar kırdılar.
Suriye tarafından Türkiye topraklarına gerçekleştirilen birçok bombalı saldırı sonucunda 3 Ekim’de beş Türk sivil öldürüldü. Türkiye, yine NATO’dan toplantı talebinde bulundu. NATO büyükelçileri acil bir toplantı organize ettiler ve müttefikler “saldırıyı şiddetle kınayan” bir açıklama yaptılar.
ABD eski Türkiye Büyükelçisi Ross Wilson, NATO’nun krizi “yakından ve büyük bir endişe ile” takip etmesi gerektiğini ve Türkiye’ye devamlı sözlü destekte bulunmasını söyledi. Wilson ayrıca “NATO harekete geçmeli” dedi.
Artan gerginlik sırasında ittifakın tavrı, Türkiye’de ve bölgede değerlendiriliyor ve bu, güçlü bir tepki şeklinde NATO’ya geri dönecektir. NATO, Türkiye’ye sadece sözle yardım teklif etmeye devam ederse, müttefiklerine saldırıldığında bile yardımda bulunmaktaki siyasi irade yoksunluğu görüntüsü, NATO’nun güvenilirliği imajını kötü şekilde etkileyecektir.
İttifakın ikinci büyük ordusuna sahip ülkeyi hayal kırıklığına uğratmak, NATO’nun çıkarına da değil. İttifak yükümlülüklerini yerine getirmekte yetersiz kalmaya devam ederse, Türkiye’de NATO için kamu desteği gittikçe azalacaktır. Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri, bazılarının Orta Doğu’nun en büyük demokrasisi olarak tanımladıkları, bölgede eşsiz jeostratejik, ekonomik ve kültürel değere sahip ülke ile sürtüşmeyi göze almaz.
NATO, Türkiye için ne yapabilir?
İttifakın karşılıklı savunma maddesi olan Madde 5’e başvurma konusu gündemde yer alıyor. Ancak Soğuk Savaş dönemindeki birçok krizde bile Madde 5’e başvurulmamıştı.
Bu maddenin kullanıldığı tek olay, ABD’ye karşı gerçekleştirilen 11 Eylül saldırısıdır. Birliğin dayanışma kanıtı olarak NATO Amerika’ya yardım olarak 13 NATO ülkesinden mürettebat ve yedi radar uçağı (Havadan Erken Uyarı ve Kontrol Sistemi, AWACS) göndermişti.
Bu durum dışında Transatlantik İttifak, Madde 5’e başvurmadan birçok krizin başarılı bir şekilde üstesinden gelmiştir. Bu maddeye başvurmadan NATO üyesi ülkelerin birbirlerini desteklemek ve güçlendirmek için birçok seçenekleri var. Bu seçenekler şimdi masaya konmalı.
Örnek olarak, ABD liderliğindeki koalisyonun 2003 yılında Saddam Hüseyin’in Irak’ını işgal etmeden önce Türkiye, Irak’tan Türkiye’ye gerçekleşebilecek olası bir saldırıda nasıl yardımcı olabileceklerini tartışmak için İttifak ile bir toplantı talep etmişti. NATO, anlaşmasının dördüncü maddesinde herhangi bir üyenin toprak bütünlüğü, siyasi bağımsızlığı veya güvenliği tehdit edildiğinde NATO, üyelerine danışma opsiyonu sağlar. NATO’nun kibarca “yoğun tartışma” şeklinde açıkladığı toplantının ardından ittifak “Display Deterrence” adlı operasyonla, “Türkiye’nin güvenliğini sağlamak için savunma önlemleri” aldı.
Bu önlemler, AWACS erken uyarı uçakları, beş Patriot hava savunma bataryası ve kimyasal ve biyolojik savunma ekipmanından oluşuyordu. NATO üyeleri, Irak ihtilafı sırasında Türkiye’yi desteklemek için 1000’den fazla “teknik olarak gelişmiş ve son derece yeterli güçler” kullandılar.
NATO, diplomatik ifadelerle yardım etmek yerine Türkiye’nin çağrısına direkt yardım göndererek doğru kararı vermişti. Bu yardım Türkiye üzerinde doğrudan ve olumlu bir etki yaratmıştı.
Ankara’nın o zamanlar NATO Büyükelçisi Ahmet Üzümcü, NATO’ya dayanışma için teşekkür ederek şöyle demişti: “NATO’nun bu aktif ve kolektif yardımından sonra biz, NATO’nun üyelerinden birine yardım elini uzatmasının yanı sıra İttifakın Avrupa-Atlantik bölgesindeki güvenilirliğini ve önemini bir kez daha kanıtladığı inancındayız”.
Türkiye, Suriye tarafından birçok saldırı ve can kaybına uğramıştır. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bu krize sabır ve ılımlı bir tepki gösterdi ancak diplomatik kaynaklar Türkiye’nin bu yükü tek başına taşımaktan yorulduğunu belirtiyorlar.
NATO’nun Türkiye’nin ihtiyacı olan desteği vermesinin vakti geldi. NATO’nun bu üyesine az sayıda da olsa AWACS radar ve acil mukabele güçlerini sağlaması, Ankara’yı askeri ve siyasi açıdan güçlendirecektir.
Bu yardım, Türkiye’ye yeniden saldırılmasını engelleyecek ve aynı zamanda Suriye’deki Esed hükümeti ve müttefiklerine güçlü bir mesaj gönderecektir. Şimdi hareket ederek NATO, Türkiye-Suriye sınırındaki çatışmayı hafifletecek ve Türkiye’nin Suriye’ye tek taraflı askeri müdahalesini önleyecektir.
NATO’nun herhangi bir üyesi, askerlerine ve insanlarına karşı gerçekleştirilen bir saldırı sonrası az da olsa bir desteği hak eder. NATO’nun Türkiye’ye askeri destekte bulunmasının tam zamanı.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment