İstanbul Müzesi oryantalizmin 1001 yüzünü inceliyor
Kültür ve edebiyat eleştirmeni Edward W. Said’in çığır açan “Oryantalizm” kitabının, bu terimi yeniden tanımlamasından 35 yıl sonra, oryantalizm, şimdi Sakıp Sabancı Müzesindeki “Oryantalizmin 1001 Yüzü” sergisi de dâhil olmak üzere, birçok büyük serginin popüler konsepti olmuştur.
Sabancı sergisi 11 Ağustos’a kadar mimari, seyahat ve modada bugün bile tercih edilen oryantalist etkileri birbirine bağlayarak dikkatleri resim ve nesir alanlarının ötesine çekiyor. Müze Müdürü Nazan Ölçer, sergi kataloğuna “Doğu’nun, Batı tarafından yaratılmış bu hayali görüntüsü, esin kaynağına geri döndü.” diye yazdı.
Mimari konusunda, Avrupalılar tarihsel olarak hamamları, çadırları ve camileri “Türk” olarak addetseler de sergi, İstanbul’daki bazı neo-İslami yapıların aslında, İspanya’da bulunan, yüz yıl daha eski Mağribi sarayı Elhamra’daki ya da İslami Hint binalarındaki girift detayları yeniden kullanan Avrupa binalarından esinlendiğini anlatıyor.
Newark’daki New Jersey Teknoloji Enstitüsünde mimarlık profesörü olan ve serginin eş küratörlüğünü yapan Zeynep Çelik, oryantalizmin temel mimari referansının “kalem minareli, geniş kubbeli Osmanlı camisi” olduğunu söylüyor: “Aslında bu görüntü o kadar güçlü ki yalnızca Türkiye’yi değil, tüm İslam dünyasını temsil ediyor.”
Ağır bir şekilde protesto edilen İstanbul’un Taksim Meydanı’na yeniden inşa edilmesi planındaki soğan kubbeli Osmanlı topçu kışlasının projesinde, oryantalizmin çağdaş bir yansıması bulunabilir.
Profesör Çelik, “Söz konusu kışlalar belki de gösteride ayrıntılarıyla incelenen Osmanlı oryantalizminin en Disneyvari versiyonu, karmaşık bir konu.” dedi. Bu hafta e-postasında, “Kışlaların yeniden doğuşu ile ilgili soruların, mimari mirası ve onun siyasi kullanımının anlaşılması üzerinde olumsuz etkileri var.” diye yazdı.
Batı algısı ve Doğu gerçeği arasındaki kopukluk, Henriette Brown’ın “Visit, Harem Interior” (Harem İçerisine Ziyaret) adlı 1860 yılına ait yağlı boya tablosuna gösterilen tepkilerle örneklendirilmiş oldu. Bayan Brown diğer oryantalist ressamların aksine, Boğaz’da bir sarayda, Sultan Abdülmecid’in kızı Fatma Sultan’ı ziyareti sırasında haremlikteki gerçek yaşantıyı görmüştü. Tablosu, hamamdan sahneler ya da çıplak cariyeler değil; bir araya gelmiş, iyi giyimli ağırbaşlı kadınları gösteriyor. Tablo 1861 yılında Paris’te sergilendiğinde, sergi notlarında seyircilerin hayal kırıklığı yaşadığı belirtiliyor.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment