CNN – “Hanımlar: Dikkatli olun ama seyahatten de vazgeçmeyin!”

Bu özellikle kadınlar için bir gerçek.

Son günlerde bayan seyyahların karşılaştıkları riskler gayet belirgin. İlk defa Amerika dışına çıkan ve Türkiye’de ölü bulunan 33 yaşında ki iki çocuk annesi, Sarai Sierra için üzülüyoruz. Sarai seyahati için çok iyi hazırlanmıştı. Fotoğrafçı olan Sierra, 7 Ocak günü ailesine veda ederek dünyanın en sihirli şehirlerinden biri olan İstanbul’a doğru yola çıktı. Ve hiç geri dönmedi.

Sierra’yı her düşündüğümde, seneler önce bir arkadaşımı Türkiye’ye gitmeye teşvik ettiğim geliyor aklıma. “İstanbul’u çok seveceksin” demiş ve farklı kültürleri tanımaktan korkmamasını söylemiştim. Arkadaşım heyecanlı bir şekilde tavsiyelerimi dinledi. Döndüğünde çok farklı bir insan olmuştu. Bir seyyah doğmuştu. Ondan beri farklı ülkeler keşfediyor ve bu dünyayı ona açtığım için bunu kişisel bir başarı olarak görüyorum.

Sierra’nın seyahati felaket ile sonlandı. Beklendiği gün, 22 Ocakta geri dönmediğinde ailesi kayıp ihbarında bulunda. Geçtiğimiz haftasonu Türk polisi Sierra’nın cesetini İstanbul’un surlarında bulmuş. Soruşturma cevapsız sorular, dedikodular ve Sierra’ya tehmin edilir suçlamalar getirdi. Henüz olanları bilimiyoruz.

Sonra bu hafta, Akapulko’da tecavüze uğrayan altı İspanyol turisti duyduk. Öncesinde de Hindistan’da, Mısır’da ve dünyanın bir çok yerinde kadınların masur kaldıkları şiddetten haberimiz oldu. Ve kötü haberler gelmeye devam ediyor.

Hanımlar bu korkunç hikayelerden ne öğrenmeli peki? Bazıları hanımların seyahat etmemelerini en azından egzotik yerlere gitmemelerini söyleyebilir. Fakat bazılarımız için seyahat etmek oksijen kadar vazgeçilmez birşey olabilir. Seyahatsiz bir hayatı yarım yaşanmış bir hayat olarak gören sadece ben olamam.

Ancak seyahat etmenin risksiz bir şey olduğunu söylemek yalan olur. Yeni şeyler tecrübe etmek ve dünyayı keşfetmek benim için her zaman çok önemli bir şey olmuştur. Bir gün okuldan eve gelip de babamın bana Atlantik Okyanusunu geçerek seyahate çıkacağımızı söylemesi hiç unutamadığım çocukluk anılarımdan biridir. Takvimimde günü işaretlemiş ve geri sayıma baslamıştım.

Yeni yerler keşfetmenin heyecanı bu yaşımda daha da kuvvetli. Dünyayı görmeye ve anlamaya bir türlü doyamıyorum. Kariyerimde ve hayatımda verdiğim kararları bile etkiliyor bu.

Kendimi dünyanın en zengin insanlardan biri olarak görüyorum çünkü seyahatlerimde edindiğim tecrübelerden daha değerli bir şey olduğunu düşünmüyorum. Hiç birşey için değişemem Lhasa’da, Rangoon’da, Everest Dağı’nda, Balkanlarda, Ortadoğu’da, Amazonlarda, Küba’da, Mekong Nehrin’de, ve Sahara çölünde edindiğim tecrübeleri. Bu hatıralarım benim vazgeçilmez bir parçam. Ve bunun en güzel yanı daha görülecek çok şey olduğu.

İstanbul’da bir katil beni ya da her hangi bir kadını seyehat etmekten caydırabilir mi? Yeni Delhi’de kadınlara karşı yapılan saldırılar benim hayatımı dolu dolu yaşamama engel olabilir mi?
Bunu cevabı tabi ki“Hayır.”
Ancak gerçek olan bazı tehlikeleri göz ardı etmemeliyiz. Herkes risklerle yüzyüze gelebilir ama kadınlar daha savunmasız oldukları için genelde hedef onlar oluyorlar.
Neşeyle, maceralı ve dikkat ile seyahat etmeliyiz.

Nerede yaşarsak yaşayalım, gece vakti tek başımıza gitmememiz gereken yerler mutlaka var. Bu bazı şehirlerde gündüz vakti için de geçerli. Yapabileceğimiz en önemli şey – bu erkekler için de geçerli – risklerimizin farkında olmak. Farklı yerler farklı derecelerde tedbir gerektirir.

Bilgili be güvenilir birinden tedbir amaçlı bir rehberlik almanızda mutlaka fayda var. Adetleri ve gelenekleri öğrenmek özellikle hanımların yanlış anlaşılmaması için önemli. Bu tur bilgilere kolaylıkla ulaşabilirsiniz.
Şaibeli insanlarla görüşmek, uyuşturucu almak, ve yasadışı aktivitelere karışmak belli ki risklerinizi katlar.
İcgüdülerinize her zaman güvenin. Tehlikeli yerler ve insanlardan uzak durun.
Tehlikeler herşeyde karşınıza çıkabilir ama bir insanın yaşayabileceği en büyük risk hayatı tam anlamı ile yaşayamamak. En büyük suç hayatımızı yeniliklere kapatmak.