NYT- “Burhan Doğançay, şehir duvarlarından esinlenen sanatçı 83 yaşında hayata veda etti”
Ülkesinin ilk uluslararası soyut ressamlarından biri olarak kabul edilen Türk asıllı sanatçı Burhan Doğançay, İstanbul’da Çarşamba günü öldü. Sanatçı 83 yaşında idi.
Eşi Angela ölüm sebebini kanser olarak bildirdi.
Eserleri Metropolitan Sanat Müzesi’nin daimi koleksiyonuna dahil olan ilk çağdaş Türk sanatçısı olan Burhan Doğançay, zamanını İstanbul ve New York arasında bölerek geçiriyordu.
Sayın Doğançay, genellikle Orta Doğu ve Batı arasındaki kültürel tarih hattı olarak tanımlanan bir ülkede, duvarlar konusundaki sanatsal çalışmaları ile tanınıyordu. En çok eski kent duvarlarında bulunan grafiti ve afişler ile ilgileniyordu.Ne kadar karmaşık, katmanlı, yıpranmış ve nesiller boyunca yapıştırılan duyurularla dolu olurlarsa sanatçı için o kadar değerli oluyorlardı.
1982 yılında Paris`te Georges Pompidou Merkezi’nde sunulan tek kişilik sergisi, `Bağıran, Şarkı Söyleyen Duvarlar` için yıllarca seyahat ederek 500`den fazla şehirden duvar fotoğrafları toplamış ve bunları resimlerinde ve kolajlarinda kullanmıştır.
Bir röportajında “ Beni doğanın ve insanoğlunun üzerinde beraberce çalıştığı ve birbirlerinin yansımasını gösterdikleri duvarlar cezbediyor” dedi. “ Onlar konuşan duvarlar” diye ekleyen sanatçı, “ Duvarlardaki mesajlar devamlı olarak değişiyor, eskilerin yerini yenileri alıyor ya da yeni mesajlar eskileri kapatıp tahrif ediyor. Mağara çizimleri ile başlayan tüm insanoğlu deneyimi duvarlara yansıtılmış” dedi.
Sanatçı 4000`e yakın sayıda, çoğu üç boyutlu soyut kolajlardan oluşan çalışmaya sahip ki, bunlardan 1982 yılında oluşturulan ve“ Şerit çılgınlığı” adlı çalışma MET tarafından 2011 yılında satın alınmıştır.
Sayın Doğançay`ın eserleri; aralarında İngiliz Müzesi, Guggenheim Müzesi ve Whitney Amerikan Sanat Müzesi de olmak üzere 70’den fazla müzede sergilenmiştir. İstanbul Modern Sanat Müzesi şef küratörü Levent Çalıkoğlu, Perşembe günü gönderdiği e-mailde, Doğançay`ın sanatını; kesişme noktası Türkiye olan Avrupa, Amerika, Orta Doğu, Antik ve modern birçok kültürel geleneklerden çekmiş olduğunu söyledi. Çalıkoglu, Bay Doğançay’ın eserlerininde, New York metro duvarları ve en uzak Türk köyünün duvarları ortak insanlık için konuşmaktadır” dedi.
11 Eylül 1929 tarihinde İstanbul’da doğan, Burhan Cahit Doğançay, Adil ve Hediye Doğançay`in üç çocuğundan ilkiydi. Ailesi batı eğitimli orta sınıf ailelerin üyesi olan Doğançay`in babası, bir subay, tanınmış suluboya ressamı ve onun ilk sanat eğitmeni oldu.
Yüzyıllar süren Osmanlı yönetiminden sonra 1923 yılında Türkiye’de kurulan laik, demokratik hükümete ve batılılaşma etkilerine rağmen, Doğançay’ın çocukluk döneminde ülkenin sanat anlayışı modernizm tarafından dokunulmadan kalmıştır. Devlet tarafından işletilen müzelerde, özellikle geleneksel veya betimleme sanatından örnekler sergilenmekteydi. Doğançay, 1950 yılında Ankara Üniversitesi’nden mezun olup Paris’e gittiği yıla kadar ne bir empresyonist veya dışavurumcu resim, ya da bir Picasso görmediğini bazı röportajlarında söyledi.
Paris Üniversitesi’nde ekonomi okumaya giden Doğançay, 1950 yılından 1955 yılında doktorasını alana kadar, sanat dersleri de aldı ve boş zamanlarında resim çalışmalarına başladı. 1962 yılında New York’ta Türk Cumhuriyeti turizm ofisi müdürü iken kariyerine sadece sanatçı olarak devama karar verdi. Bundan sadece iki yıl sonra Manhattan’da ilk sergisini sundu.
2009 yılında çalışmları ile ilgili yazdığı kitabında çalışmalarındaki motiflerin New York sokaklarından esinlendiğini anlatmaktadır. “ Başlarda en çok duvarlardaki çürümüş ve bozulmuş yüzeylerle ilgileniyordum” diyen sanatçı zaman içinde yer altında ve üstündeki şehir duvarlarında görünmek için birbiriyle yarışan posterler ve grafitiler içindeki arkeolojik derinliği farketmeye başladığını ifade etmiştir. Bütün bunların `insanoğlunun kendini ifade etme ve iletişim kurmakla ilgili tarihine dair belgeler` olduğunu söylemiştir. 1980’li yıllarda, duvarlara olan ilgisi onu Midtown Manhattan’da inşa edilmekte olan gökdelenleri fotoğraflamaya yönlendirdi. Demirciler ile geliştirdiği arkadaşlıklar sayesinde Brooklyn Köprüsü üzerinde yapılmakta olan restorasyon çalışmalarını fotoğraflama şansı yakalamış oldu. Baş döndürücü yüksekliklerdeki köprünün kablolarına tırmanarak çekilmesi gereken birçok fotoğrafı, “Düşler Köprüsü: Brooklyn Köprüsünün Yeniden Doğumu” isimli 1999 basımı kitabında yayımlandı. Geçen yıl Artlifemagazine adlı online bir dergiye verdiği röportajında Sayın Doğançay, afişler ve broşürlerin 60`lar ve 70`lerden bu yana nasıl bir değişim geçirdiği ile ilgili sorulan soruya “günümüzde sosyal medya ve bilgisayar olduğundan duvarlar, artık temiz,” diye ekledi, “şimdiki gençler bir zamankiler gibi kızgın değiller.” dedi.
Haberin orjinali için:
http://www.nytimes.com/2013/01/21/arts/design/burhan-dogancay-artist-inspired-by-urban-walls-dies-at-83.html?_r=0
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment