Sahurda içilen demli çay su kaybettiriyor
Diyet Uzmanı Emel Unutmaz Duman, uzun ve sıcak yaz günlerinde oruç tutanları en fazla zorlayacak şeylerin başında susuzluk geldiğini belirtti. Sahurda içilen demli çayın su kaybettirdiğini söyleyen Duman, “İftar ve sahura büyük bir bardak su ile başlayalım. İftar ile sahur arası süre kısa olduğundan yemek sonrası sürekli azar azar şu içmeye ve bu suyun oda ısısında olmasına özen gösterin. Suyun en iyi kaynağı sebze ve meyveler. Yoğun magnezyum, potasyum ve lif açısından zengin olan domates, salatalık gibi çoğu sebze ortalama yüzde 95 oranında su içerir.” dedi.
Medical Park Bahçelievler Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Emel Unutmaz Duman, Ramzan’da beslenme ile ilgili bilgiler verdi. Duman, “Vücudun ihtiyaçlarını doğru şekilde karşılamak için sahur ve iftarda doğru beslenmek gerekiyor. Kilo vermek için gelen hastalarımıza veya danışanlarımıza çoğu zaman 6 öğün yani azar azar sık sık beslendikten programlar yazıyoruz ama bazen de uzun aralıklı diyetler öneriyoruz. Demek istediğim oruç tutarken de sağlıklı beslenme yanında diyetimize de devam edebiliriz. Hatta Ramazanda iftar ve sahurda doğru beslenme ile doğal detoks etkisine kavuşabiliriz.” dedi.
Ramazanda susuzluğa karşı domates salatalık öneren Diyet Uzmanı Emel Unutmaz Duman, “Uzun ve sıcak yaz günlerinde oruç tutanların en büyük sıkıntısı susuzluk. Sahurdan iftara kadar geçen süre iyi değerlendirilirse oruçluyken daha az susuzluk çekmek mümkün. İftar ve sahura büyük bir bardak su ile başlayalım. İftar ile Sahur arası süre kısa olduğundan yemek sonrası sürekli azar azar şu içmeye ve bu suyun oda ısısında olmasına özen gösterin. Suyun en iyi kaynağı sebze ve meyveler. Yoğun magnezyum, potasyum ve lif açısından zengin olan domates, salatalık gibi çoğu sebze ortalama yüzde 95 oranında su içerir. Hem tok tutar hem de gün içerisinde daha az susuzluk yaşanmasını sağlar.” diye konuştu.
Aç kalmamak için sahurda aşırıya kaçılmamasının gerektiğini belirten Duman, “Ramazanın beslenme açısından en önemli noktaları; uzun süreli açlık, su tüketiminin gözden kaçması, gereksiz besin kısıtlamaları veya tam tersi gereksiz fazla beslenmedir. Aç kalmamak için sahurlarda fazla yemek yenmesi ve ‘tüm gün aç kaldım’ düşüncesi ile iftarlarda yanlış besinlerin tercih edilmesi de en çok yapılan hatalardandır. Besin alımının azalması ile birlikte bazal metabolizma düşer; yani vücut diğer günlere nazaran daha yavaş çalışır ve bununla birlikte kilo artışı söz konusu olur. Bunu engellemek ve daha da önemlisi Ramazan boyunca sağlıklı ve dengeli beslenmeyi sağlayabilmek için birkaç noktaya dikkat etmek ve bunu sadece Ramazan başında değil tüm ay boyunca devam ettirmek gerekir.” ifadelerini kullandı.
Pide yediyseniz makarnayı unutmalı diyen Duman, “Oruç tutan kişi ihtiyaç duyduğu protein, vitamin ve minerali sağlayacak olan besinleri iftar ve sahur arasındaki zamana dengeli şekilde dağıtmalı. Öğün sayısına dikkat etmeli. Ramazanda sahura kalkmak yeterli ve dengeli beslenme açısından çok önemlidir. İftar geç olduğu için iftardan sonra küçük bir ara öğün (meyve) düşünülebilir. İftardan 1 ya da 2 saat sonra da yapılabiliyor ise kısa süreli hafif tempo bir yürüyüş hem sindirim sistemini rahatlatacak hem de kalori yakmanıza destek olacaktır.” dedi.
Sahurda demli çay içmenin susuluğu artırdığını belirten Duman şunları söyledi: “Su tüketimi Ramazanda en çok gözden kaçan ancak en önemli konudur. Özellikle açlık süresinin uzun olması ve bu yıl Ramazanın sıcak günlere denk gelmesi bu konunun üzerine daha da ağırlık verilmesi gerektiğini gösteriyor. İftar ile sahur arasına kişi 2 – 3 litre suyu sığdırmak zorundadır. Eğer sudan hoşlanmıyor iseniz; bunun yarısını su olarak alır, geri kalan kısmını ayran (yoğurt hakkını kullanarak), çay (açık ve şekersiz) vb. veya suyun içine limon nane çok az meyve suyu veya meyve dilimler katıp lezzetlendirerek alabilirsiniz. Ayrıca kan şekerini düzenlemeye yardımcı olması için bu suyun içine dal tarçın da katabilirsiniz. Susuzluğun konsantrasyonu bozacağı, baş ağrısı, halsizlik vb. etkileri ile performansı da etkileyeceği unutulmamalıdır.”
İftardan 1 saat sonra yürüyüşe çıkılmalı diyen Duman, “Orucu bir bardak su ile açın. İftar yemeğine başlarken doyurucu ve sindirimi kolay çorba ile başlamak, arada sadece salata tüketerek en azından 10 – 20 dakika geçirmeye çalışmak faydalı olacaktır. Devamında ana yemeği tüketmek ve karbonhidratlı gruptan seçim yapmak uygundur. Yani pide yenilecek ise makarna ya da pilavı sınırlamak veya hiç yememek gibi. Ve iftar yemeğinden 1.5–2 saat sonra meyve ara öğünü yapmak doğru olandır ancak iftar geç saatte olduğu için yemekten 1 saat sonra hafif yürüyüş, bitiminde de meyve yenilebilir. Bunun ardından kişiye yan etkisi yok ise 1 bardak doğal maden suyu da günlük ter ile kaybettiği sıvı elektroliti yerine koymada yardımcı olabilir.” ifadelerini kullandı.
Sahurda süt yumurta peynir gibi yiyeceklere ağırlık verilmeli diyen Duman, “Tok tutabilecek besinlerden bir diğer grup da proteinli gıdalardır; sindirim sisteminden daha yavaş geçtikleri için tokluk hissi uzun sürer. Örneğin; et, peynir, yumurta, süt ve yoğurt bu grubun örnekleri. Sahur sofrasına koyacağınız peynir, yumurta ve süt; hem ihtiyacınız olan proteini almanızı, hem de tokluğunuzun uzun sürmesini sağlayacaktır. Kısacası; glisemik indeksi düşük gıdalarla beslenme alışkanlığını hayatımıza geçirmekte aslında hiç de zor değil! Market alışverişlerinde tercihlerinizi bu tabloya göre yapar, gittiğiniz yerlerde buna göre sipariş verir ve hatta ev davetlerinde glisemik indeksi yüksek olanları az, düşük olanları daha çok tüketirseniz zaten yeterli olacaktır. Yağlı gıdalar da mide boşalmasını geciktirerek, daha uzun süre tokluk sağlar. Ama bu yağın hangi kaynaktan geldiği önemli! Benim tavsiyem bunu zeytinyağı, ceviz, fındık ve badem gibi kaynaklardan sağlamanız. Bu şekilde tokluk süreniz uzadığı gibi, sağlığınızı geliştirmiş de olacaksınız.” dedi.
Sağlıklı Ramazan için 5 tavsiyede bulunan Diyet Uzmanı Duman şu tavsiyelerde bulundu:
“Sahura mutlaka kalkın. İftardan sahura kadar mutlaka en az 3 litre su tüketin. Yemeklerinizi kızartma yerine fırın, haşlama veya ızgara yöntemleri ile pişirin. Yağ, yemeklere tadını verir; ancak miktarına dikkat etmeye çalışın. Özellikle etli yemeklerde yağ miktarını mümkün olduğunca kısıtlayın. Hamur tatlıları yerine sütlü tatlıları, geleneksel güllacı tercih edin. Tüm besin gruplarını içeren, ancak porsiyon açısından bilinçli bir iftar yapmaya çalışın.”
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment