Related Articles
[HABER PORTRE] Ted Cruz, Cumhuriyetçi Parti’nin başkan adayı olabilir mi?
Cumhuriyetçi Parti’nin başkan aday adaylarından ve Teksas Senatörü Ted Cruz, son haftaların gündem ismi.
Kimilerine göre Anayasa gereği başkan olamayacak zira ABD toprakları içinde doğmamış birisi. Başkan aday adayı ile ilgili iddialar bununla da sınırlı değil. New York Times gazetesi geçen hafta yayınladığı haber ile Cruz’un Senato seçim kampanyasında Goldman Sachs ile Citibank’tan aldığı bir milyon dolardan fazla krediyi resmi evraklarda gizlediğini yazdı.
Cruz’un Müslümanlara karşı son derece keskin bıçak, göçmenler için de merhametli politika ürettiği söylenemez. Cumhuriyetçi Parti içinde ‘aşırı beyazların’ temsilcisi olarak görülen Çay Partililerin gözde ismi Cruz, ekonomiden siyasette Teksas perspektifli. Yani zenginden fazla vergi alınmasına karşı, vahşi kapitalist, sosyal devlete uzak ve Amerikalı olmayanlara iyi nazarla bakmayan biri.
IŞİD terörü ile mücadelede şahin, öyle ki; IŞİD’in bulunduğu bölgelere sivil militan ayrımı yapmadan ”alan veya halı” diye tarif edilen hava bombardımanı yapılması (carpet bombing) önerecek kadar sert. Dindar, katelok birisi ve de zeki.
Hakkında olumlu olumsuz iddialar bir tarafa 1970 doğumlu Cruz, Princeton ve Harward gibi dünya listesinde en başarılı iki üniversitesinden diplomalı. Bu yönü ile örnek alınacak bir başarıya sahibi.
Babası Küba göçmeni, annesi İrlanda ve İtalya asıllı olan Cruz, Kanada’nın Calgary şehrinde dünyaya geldi. Anne ve babası petrol çıkaran bir şirketin sahibi. Yani aileden varlıklı birisi.
Cruz’un ailesi 1974 yılında Calgary’den Teksas’a göçer. Cruz ebeveynlerini tanımlarken ‘‘matematikçi ve bilgisayar programcıları’’ diye becerilerini ön plana çıkarıyor. Babası Rafel, 1957 Küba’dan Amerika’ya gelir ve Teksas Üniversitesin de politika alanında eğitim alır. Öğrenciliğinin bitmesinin ardından Rafel kaçak durumuna düşer ve Kanada’ya göçer. Burada sekiz yıl kalır. Kanada vatandaşlığını aldıktan sonra baba Rafel Amerika’ya gelir ve ABD vatandaşlığını ancak 2005 senesinde elde eder.
Annesi Eleanor ise Rice Üniversitesi’nden matematik alanında diplomalı birisidir. Eleanor ile Rafel’in birbirleri ile evlenmeden önce başka bir evlilik maceraları da olmuş. Cruz’un anne babası 1997 yılında boşanır.
Cruz’un babasının önceki evliliğinden iki ablası vardır. Miriam adlı ablası 1990 ve 2000’li yıllarda hırsızlık suçlamalarından dolayı mahkumiyet alır. Nihayetinde Miriam 10 Ocak 2011 tarihinde reçeteli ilacından aşırı dozda alması sonucu hayatını kaybeder.
Cruz’un annesinin ilk evliliğinden de bir erkek kardeşi vardır.
SON DERECE BAŞARILI BİR ÖĞRENCİLİK GEÇMİŞİ VAR
Teksas’ta ilk ve orta öğrenimini tamamladıktan sonra New Jersey eyaletinde bulunan, başarısı ile sayılı üniversiteler arasında gösterilen Princeton’tan kabul alır Cruz. 1992 yılında bu okuldan uluslararası ilişkiler ve politika disiplini alanında diplomalı olur. Cruz, Princeton’da öğrenci olduğu yıllarda üniversitelerarası müzakere yarışmasında ABD birincisi olur.
Cruz, Princeton Üniversitesi’nin hemen ardından Harvard Üniversitesi’nde hukuk okumaya başlar. Başarılı bir öğrenci olan Cruz, Başkan Barack Obama gibi ünlü Harvard Law Review ile Harvard Journal of Law and Public Policy dergilerinin yayın editörlüğünü yapar. Cruz ayrıca Harvard Latino Law Review dergisini kurar ve buranın da yayın editörlüğünü üstlenir.
Cruz’un Harvard Üniversitesi’nde hocalarından olan Prof. Alan Dershowitz öğrencisini, ‘‘planlı, çok zeki bir öğrenci’’ diye tanımlar.
Harvard’dan 1995 yılında mezun olur Cruz, daha sonra doktorasını da yapar.
SAYILI AVUKATLAR ARASINDA YER ALIR
Mezuniyetten sonra Teksas’a dönen Cruz, burada muhafazakarlar adına birçok davayı Federal Bölge Mahkemesi’ne taşır. Eşcinsel evlilik karşıtlığı, kişilerin silah edinme hakkı, kürtaja devlet desteğinin kesilmesi veya zorlaştırılması gibi davalarda ismi önde yer alan kişilerden olur. ‘American Lawyer’ dergisi Cruz’u ABD’de en etkili 50 avukattan birisi olarak tanıtır. Daha sonra ‘The National Law Journal’ dergisi de Cruz’u ülkenin en iyi 50 avukattın birisi olarak gösterir.
Cruz, 1999-2003 yılları arasıda Federal Ticaret Komisyonu’nda kurumun planlama departmanının direktörlüğünü yapar. Cruz, Adalet Bakanı yardımcılığı, eski başkanlardan George W. Bush’un 2000 yılındaki başkanlık seçimlerinde danışmanlığını üstlenir.
Cruz’un devletteki görevleri bununla sınırlı değil. 2003-2008 yılları arasında Teksas eyaletinin başsavcısı (adalet bakanı) olarak görev üstlenir. Cruz, hem Teksas eyaletinin ilk Latin kökenli başsavcısı hem de bu görevi en uzun süre ile sürdüren Latin Amerikalı olur.
Cruz, 2004-2009 yılları arasında Teksas Üniversitesi Hukuk Fakültesinde doçentlik kariyeri ile ders verir.
ÖNCE PALİN DEDİ NİHAYETİNDE YİNE YENİLEN ADAYA DESTEK VERDİ
Cruz, 2008 yılında Cumhuriyetçi Parti başkan aday adaylığı yarışında desteğini Alaska eski valisi Sarah Palin’e verir. Ancak ardından muhafazakar partinin Teksas eski milletvekili Ron Paul’e destek açıklar. Paul yarışta umduğunu bulamayınca Cruz bu defa Pennsylvania eski senatörü Rick Santorum’un seçim kampanyasını destekler.
Santorum, 2008 yılında Cumhuriyetçi Parti başkan adaylığını Arizona Senatörü John McCain’e karşı kaybetmiştir. McCain, muhafazakar parti içinde liberal kanadı temsil eden bir isimdir, bu yönü ile Cruz’un Arizona Senatörü’ne neden destek vermediği daha kolay anlaşılabilir.
RAKİPLERİNE FARK ATARAK SENATÖR SEÇİLDİ
Federal Senato’da Kay Bailey Hutchison’dan boşalan senatörlük koltuğu için 2012 yılında dönemin vali yardımcısı David Dewhusrt ile girdiği parti adaylığı yarışında galip gelir.
Cruz daha sonra bu koltuk için Demokrat Parti’nin eski milletvekillerinden Paul Sadler karşısında yüzde 41’e yüzde 56 oranında oy ile üstünlük sağlar.
Bu başarısı Teksas içinde bir ilk olur. Muhafazakar Teksas eyaletini Senato’da temsil eden ilk Latin Amerikalı unvanını Cruz elde eder. Ayrıca Cruz, Senato’da görev yapan üç Küba kökenli senatörden biri olmayı da başarır.
Senato’nun adalet, ticaret alt komitelerinde görev alır ve bunların yanında Cumhuriyetçi Ulusal Senatörler Komitesinin de başkan yardımcılığı makamına yükselir.
DİLİ ZEHİR, SÖZLERİ BIÇAK KADAR KESKİN
Şahin politikaları nedeni ile Başkan Barack Obama ile hemen hemen her konuda ters düşen bir isim Cruz. Öyle ki Obama’nın sosyal devlet içerikli politikasını eleştirirken Başkan için, ‘‘Tam anlamı ile sosyalist’’ diye tanımlamaktan geri kalmadı.
Cruz’un Obama’ya olan sert muhalefeti özellikle Çay Partililerin dile getirdiği argümanların Washington DC de ses bulması olarak görülebilir. Çay Partililer gibi Cruz’da Obama’nın başkan olmasını ülke için ‘‘son derece tehlikeli’’ diye yorumluyor.
Cruz, 2014 yılında Senato’da yaptığı konuşmada Obama’yı, ‘‘Açıkca, hırsla Anayasa ve Cumhuriyetçileri yıkmaya çalışıyor’’ ifadelerini kullanmıştı.
Başkan Obama’nın sağlık reformu gibi göçmen reformu çalışmalarına da sert ayak direyenlerden Cruz. Babası tarafından birinci kuşak göçmen çocuğu olan Cruz, ülkedeki kaçak göçmenlerin sınır dışı edilmesini savunuyor.
The Atlantic dergisine geçen aylarda makale yazan Prof. Jesse Weiner, Cruz’un fikirleri için ‘‘son derece endişe verici’’ diye nitelemeden kendisini alamamıştı. Cruz’un Başkan Obama’nın başkanlığının hukuk dışı olduğunu savunduğunu ve bunu açıkca dile getirdiğine işaret eden Weiner yazısında, başkan aday adayının seçilmiş bir hükümete karşı halkın ayaklanmasını fitillemeye çalışmakla eleştirdi.
OBAMA’YI TERÖRÜ FİNANSE ETMEKLE SUÇLADI
Cruz’un keskin dili İran ile yapılan nükleer anlaşmada da kendisini gösterdi. Anlaşmayı Cruz, ‘‘Bu, Obama hükümetini dünya genelinde ‘radikal İslamcı terörü’ finanse etmesidir’’ diye tarif etmişti. Obama, Cruz’un bu saldırısına ‘‘Rezil bir suçlama’’ diye karşılık vermişti.
Cumhuriyetçi Parti’nin 2012 başkanlık seçimlerinde başkan adayı olan Mitt Romney bile Cruz’un Obama yönetimi için terörü finanse ediyor eleştirisine, ‘‘amacını aşan bir ifade’’ diye eleştirmekten kendisini alıkoyamamıştı.
CRUZ, BİRÇOK CUMHURİYETÇİ PARTİLİNİN SEVMEDİĞİ BİR İSİM
Cruz, Obama hükümetine olan öfkesini zaman zaman mensubu olduğu partiye de yansıtıyor. Başkan Obama’nın 2013 yılında yasa teklifine karşı Temsilciler Meclisi’ndeki Cumhuriyetçi vekillerin muhalefetinin yeterince sert olmamakla suçlamış ve partili arkadaşlarını ‘‘teslimiyet komitesi’’ diye nitelemişti.
Çay Partililerin 2013 yılındaki toplantısında da yine Cumhuriyetçi siyasetçilere Obama’nın silah kontrolü için ileri sürdüğü politikaya yeterli muhalefet göstermediğini savunmuş ve arkadaşlarını ‘‘ezik’’ olmakla aşağılamıştı.
Cruz, 2013 yılında federal hükümetin Kongre’de bütçe konusunda anlaşamaması nedeni ile kepenkleri kapanmasında da etkili olan isimlerden birisiydi.
Cruz’un dizginlenemez muhalefetine mensubu olduğu partili mevkidaşları dahi zaman zaman tepki gösteriyor. Arizona Senatörü John McCain, Cruz’un eleştirilerini ‘‘Nazi referanslı’’ diye tanımlarken, Teksas Senatörü için ayrıca, ‘‘O ve onun yanındaki bazıları kaçık kuşlar (wacko birds)’’ ifadesini kullanmıştı. McCain, Cruz’un ortaya koyduğu muhalif tavrında Cumhuriyetçilerin çoğunluğunu temsil etmediğini dile getirmişti.
Geçen Haziran ayında Senato’daki konuşmasında Cruz, Cumhuriyetçilerin Senato Çoğunluk Lideri Mitch McConnell’e de ‘‘düpedüz yalan söylüyor’’ diye çıkışmıştı.
EN ERKEN BAŞKAN ADAYLIĞINI AÇIKLAYAN KİŞİ
Hem Demokrat Parti içinde hem de Cumhuriyetçilerde tüm başkan aday adayları başkanlık seçiminde yarışta olduklarını geçen yıl içinde açıkladı. Ted Cruz’da başkan aday adaylığını ilk açıklayan isim. Başkan Obama gibi Senato’daki ilk döneminde Beyaz Saray yolunu gözetleyen Cruz, 23 Mart 2015 günü Twitter hesabından adaylığını duyurmuştu.
Başkan adaylığı çalışmalarının yanı sıra geçen yıl Cruz, Harper Collins yayın evinden ‘‘A Time for Truth: Reigniting the Promise of America’’ adlı kitabı 30 Haziran’da yayınlandı. Kitap bazı listelerde bestseller olmayı başardı.
ÇİFTE VATANDAŞLIĞINA GEÇEN YIL SON VERDİ
Annesinin ABD vatandaşı olmasından dolayı ABD vatandaşlığının yanı sıra Kanada’da dünyaya geldiği için de bu ülkenin vatandaşıydı Cruz.
Cruz’un çifte pasaport taşıması 2013 yılına kadar kendisinde bir rahatsızlığa yol açmamıştır. Gönlünde yatan Beyaz Saray hayallerine yaklaştığı bir dönemde Cruz, Kanada vatandaşlığından çıkmak için müracaatta bulunur. Daha doğrusu ailesi Cruz’un çifte vatandaş olduğunu inkar eder kamuoyu önünde. Lakin bu yalanları, Ağustos 2013 de Dallas Morning News gazetesinin haberi ile ortaya çıkar. Senatör, gazetenin haberinin ardından Kanada vatandaşlığından çıkmak için girişimde bulunur ve nihayetinde 14 Mayıs 2014’te çıkar.
CRUZ’UN DOĞUM YERİ BAŞKANLIK İÇİN ENGEL OLABİLİR Mİ?
Cruz’un Kanada vatandaşlığından çıkması ile tartışma bitmez. Cruz’un Beyaz Saray’a patron olabilmesi yolunda bu defa doğum yeri gündeme gelir.
Los Angeles Times gazetesi Cruz’un Calgary şehrinde doğmasından dolayı ABD başkanı olamayacağına dair bir yorumu sayfasına taşıması ile konu gündeme gelir. Zira 1795’te ABD Anayasası’nda ABD topraklarında doğmayan birinin, ailesi ABD vatandaşı olsa bile ‘doğuştan vatandaş’ (natural born) olacağına dair satır çıkarılır. Ve bir daha hiçbir zaman eklenmez. ABD başkanı olmak için gereken şartlardan biri “doğuştan vatandaş” olmaktır.
Başkan Obama’nın doğum yeri ile ilgili iddiaların gündeme geldiği dönemde başkan olamayacağını savunan muhafazakar aktivistlerden Larry Klayman, Orly Taitz, Joseph Farah, Cruz’un da doğum yerinden dolayı ABD başkanı olamayacağını savunuyor.
Harvard Law Review dergisine hukukçu Neal Katyal ile Paul Clement, ortak makale yazarak Cruz’un ABD başkanı olmasının önünde hukuki bir engel bulunmadığını savundu. Hukuk profesörü olan Mary Brigid McManamon ise geçen haftalarda Anayasa’nın açık hükmü bulunduğunu ve Katyal ile Clement’in makalesinde üç noktada yanıldıklarını belirtip Cruz’un ABD Başkanı olamayacağını Washington Post’ta bir makale ile ifade etti.
Sonucun şu an ne olacağı bilinmese de Cruz’un başkan seçilmesi halinde Demokrat Parti’nin bu noktayı Anayasa Mahkemesi’ne taşıyacağına dair bir açıklaması var.
Cruz’un keskin dili, parti içinde dahi birçoklarının nefretini kazanmış hali ya da hakkındaki usulsüzlükler bir tarafa genç Senatörü seçim kampanyasında en fazla terleten konu başkan olup olmayacağı yolundaki tartışma.
Parti içindeki adaylık yarışından en güçlü rakibi işadamı Donald Trump’ın bu ay içinde yeniden gündeme getirdiği konu yeniden Cruz aleyhinde çanların çalınmasına yol açtı.
CRUZ’UN TEMEL POLİTİK GÖRÜŞLERİ
Kürtaja anne sağlığı tehlikede olmadığı sürece karşı. Eşcinsel evliliğe de karşı ve evliliğin kadın-erkek arasında olması gerektiğini savunuyor. Cruz eşcinsel evliliğin yasal olup olmadığına ancak eyaletlerin kendi yönetimlerinin onay verebileceğini dile getiriyor.
Cruz, geçen yıl Obama’nın da desteklediği ABD Vatanseverlik Yasası’nın ABD Özgürlük Yasası’na uygun halde bazı maddelerinde değişim teklif eden tasarıya destek verdi.
Cruz, Düşük Maliyetli Sağlık Sigortası Kanunu (ACA) yani kamuoyunda bilinen ismi ile Obamacare şiddetle karşı.
Ailelerin çocukları için okul seçme özgürlüğü taraftarı ve devletin ortak merkez standart insiyatifine karşı.
Kaçak göçmenlerin sınır dışı edilmesini savunan Cruz, yurt dışında H-1B vizesi ile gelen yabancı işçiler sayısının arttırılması taraftarı.
İDAM TARAFTARI
Ted Cruz, idama karşı değil aksine savunan birisi. 2012 senatörlük seçim kampanyasında Cruz, idam cezasına çarptırılan bazı Meksika vatandaşlarını Teksas eyaletinin idam edemeyeceği yolundaki Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) kararına karşı gelerek eyaletin böyle bir hakkı olduğunu savunmuştu. Yüksek Mahkeme de Teksas’ın UCM’nin kararını görmezden gelebileceğini açıklamıştı.
HERKESTEN AYNI KALEMDE VERGİ ALINMASINI SAVUNUYOR
Senatör Cruz, ekonomide serbest market politikasını savunuyor. Yani kapitalizmin sert uygulanması taraftarı. Serbest ticaretin savunucusu ve her vatandaştan sabit vergi alınmasından yana. Yani çok kazanandan da az kazanandan da aynı oranda vergi alınmasının avukatlığını yapıyor. En düşük saat ücretinin yükseltilmesine karşı olan Cruz, Çay Partililer ile hemen hemen her olayda olduğu gibi bunda da aynı safta yer alıyor.
TransaCanada yani Keystone XL Boru Hattı projesinin savunucu olan Cruz, çevrecilerin tepkisinin gereksiz olduğu düşüncesinde.
Cruz, küresel ısınma gibi bir şeyin olduğu fikrine de karşı. Küresel ısınma tezinin doğru olmadığı, bunun bazıları tarafından ortaya atılmış iddia olduğu fikrinde Cruz.
KÜBA İLE ABD’NİN YAKINŞAMASINA DA KARŞI
Baba tarafından Kübalı olmasına rağmen Washington’un bu ülke ile geliştirdiği sıcak ilişkiye Cruz, olumlu bakmıyor. Fox News kanalına Aralık 2014 yılında verdiği mülakatında Cruz, Küba ile geliştirilen diplomatik ilişki için, ‘‘Bu Obama-Clinton-Kerry yanlış politikalarının bir başka tezahürü’’ diye eleştirmişti.
Cruz, İran ile ABD’de dahil uluslararası güçlerin vardığı anlaşma için ‘‘felaket’’ diye sert şekilde eleştirirken, Başkan Obama’yı da terörü finanse etmekle suçlamıştı.
2013 yılında Cruz, ABD’nin Suriye’deki iç savaşta yer almaması gerektiğini savunuyordu. Ancak başkan aday adaylığından sonra Cruz, IŞİD tehdidini Obama yönetiminin göremediğini ve Suriyeli muhaliflerin yanında olmamakla eleştirmeye başladı. Cruz, IŞİD terör örgütünü de ‘‘Şeytanın yüzü’’ diye tanımlamasıyla dikkat çekmişti.
EVLİ VE İKi KIZ BABASI
Ted Cruz, fırtınalı siyasi hayatının dışında evli ve iki çocuk babası. Eşi Heidi Nelson ile 2001 yılında dünya evine girdi. Başkan Bush’a seçim kampanyasında danışmanlık yaptığı dönemde Heidi ile tanışan Cruz, yaptığı evlilik teklifine olumlu karşılık alınca başkanlık seçiminden birkaç ay sonra dünya evine girdi. Bu evlilikten 2008 yılında Caroline, 2011 senesinde ise Catherine adlı çocukları dünyaya geldi.
Cruz’un eşi Heidi, güneyli bir aileden geliyor. Goldman Sachs ile New York’ta bazı yatırımcı bankalarda çalışmasının dışında Condoleezza Rice’ın dönemin Başkanı Bush’a Ulusal Güvenlik Danışmanı olduğu yıllarda Beyaz Saray’da görev yaptı.
Beyaz Saray için bugünlerde büyük emek sarf eden Cruz, Cumhuriyetçi Parti içindeki önseçimde anketlere göre rakibi Trump’ın ardından ikinci durumda görünüyor. Hatta bazı anketler ABD’de ilk önseçime gidecek olan Iowa eyaletinde Cruz’un kazanma ihtimalini daha yüksek gösteriyor.
ABD siyaseti ile ilgilenen hemen herkes Cruz’un muhafazakar partinin başkan aday adayı olup olmayacağının cevabını arıyor. Cruz, zeki, çalışkan ve kabına sığmayan birisi ancak uzlaşı kültüründen de bir o kadar uzak. Kendi partisi içinde dahi birçok sevmeyeni olan bir isim Cruz. Cumhuriyetçi seçmen tabanın ciddi desteği olmadıkça Cruz’un GOP içindeki önseçimi kazanması imkansız görünüyor.
Hem Temsilciler Meclisi hem de Senato’daki Cumhuriyetçi seçilmişlerden hiçbiri bugüne kadar Cruz’a destek açıklamadı. Bu bile Cruz’a parti yönetiminin ne kadar mesafeli durduğunu anlatmaya yeterli.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment