“Gülen Hareketi siyasi amaçlar uğruna terör örgütü olarak tanımlanamaz”

ABD Temsilciler Meclisi üyesi David Scott, Kongre resmi tutanaklarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve hükümetini Gülen hareketi dahil sivil topluma ‘göz açtırmayan baskı’larından dolayı eleştirdi. Scott, Gülen hareketinin ‘siyasi amaçlar uğruna’ terör örgütü olarak tanımlanmasına da karşı çıktı.

Demokrat Parti Georgia milletvekili Scott’ın ABD Kongresi resmi tutanaklarına (Congressional Record) 9 Haziran’da giren açıklaması ‘Türk Sivil Toplumuyla İlgili Kaygılar’ başlığını taşıyor.  http://thomas.loc.gov/cgi-bin/query/D?r114:2:./temp/~r114fOQEEm::

Türkiye’nin en önemli NATO müttefiklerinden biri olduğuna, IŞİD’e karşı mücadelede ve Ortadoğu istikrarındaki rolüne, Suriyeli mültecilere yardımlarına, uğradığı terör saldırılarına ve maruz kaldığı toprak bütünlüğü tehditlerine dikkat çeken Scott, ’Ancak tarih tutarlı olarak göstermiştir ki, büyük medeniyetler iç kargaşaya düşmeksizin dış güçlere yenik düşmezler’ uyarısı yaptı.

Amerikalı milletvekili, ‘Mevcut yönetim altında Türkiye malesef rahatsızlık verici bir yöne doğru yol almaktadır’ derken, Türkiye’nin bir zamanlar Ortadoğu ve Batı arasında arabuluculuk yapabilecek ’canlı’ bir demokrasinin ‘parlak’ bir örneği olarak görüldüğünü hatırlattı. Kongre üyesi Scott, ‘Cumhurbaşkanı Erdoğan yönetiminde sivil topluma göz açtırmayan baskılar çoğumuzu ülkelerimiz arasındaki ortaklığı yeniden değerlendirmeye zorladı’ ifadelerini kullandı.

Siyasi muhalefete, gazetecilere ve kadın hakları savunucularına yönelik ‘baskıcı’ politikalara değinen Scott, Gülen Hareketi örneğindeki gibi ‘siyasi muhalefet’le bağlantılı finans kurumları, şirketler ve akademisyenlerin terörle mücadele kanunlarının ‘tartışmalı’ kullanımıyla ‘rahatsız’ edilmesinin Türkiye’nin demokratik prensiplere bağlılığının sürdüğü hususunda ‘kuşkular uyandırdığı’nı kaydetti. ABD’li milletvekili, ‘Sağlam bir cumhuriyette Gülen hareketi gibi sivil organizasyonlar delil olmaksızın siyasi amaçlar uğruna terör örgütü olarak tanımlanamaz ve tanımlanmamalıdır’ dedi.

ABD’nin NATO müttefiklerini koruma kararlılığından hiçbir şüphe duyulmaması gerektiğini belirten ve Rusya’nın Ermenistan’da Türkiye sınırının 25 mil ötesindeki ’büyük’ askeri yığınağına dikkat çeken Scott, ancak NATO üyeliğinin demokratik ön şartlarının unutulmaması gerektiğini kaydetti. İttifakın her üyesinin ‘halklarının bireysel özgürlüğü ve hukukun üstünlüğü prensipleri üzerine kurulmuş olan özgürlük, ortak miras ve medeniyetini korumaya kararlı’ olduğunu teyid eden NATO antlaşması hükmünü hatırlattı.

Amerikalı Kongre üyesi, ‘Ümidim o ki, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yönetimi bölgesel istikrarasızlıkla karşı karşıya kalındığında dahi bu demokratik prensipleri hatırlar’ şeklinde konuştu.