Çalışanların yeni hastalığı, tükenmişlik sendromu

Çalışanların yeni hastalığı, tükenmişlik sendromu

Çalışma hayatında aşırı yorgunluk, monotonluk, kronik zorlanma, yeteri kadar dinlenememe ve kişinin gösterdiği emeğe karşı beklediği verimi alamaması tükenmişlik sendromuna yol açıyor.

Çalışan kişilerin hayatlarının bir döneminde yüzde 80 oranında bu sendromu yaşama olasılığın bulunduğunu belirten Setbaşı Tıp Merkezi Psikiyatristi Dr. Ayşegül Aydın, “Bu sendromu yaşayan kişilerle ilgili yapılan çalışmalarda tükenmenin iş kaybından aile içi ilişki sorunlarına, psikosomatik hastalıklardan alkol- madde- sigara kullanımına ve hatta uykusuzluk, depresyon gibi ruhsal hastalıklara kadar uzanan çok çeşitli ciddi sonuçları olduğunu göstermektedir. Ayrıca işi bırakmaya sebep olabilir. Bu nedenle, tükenme kavramı farklı iş alanlarında daha sıklıkla ele alınmaktadır” dedi.

Psikiyatrist Aydın, tükenmişlik sendromu yaşayan kişilerin bir takım belirtiler verdiğini de ifade ederek, bunları şöyle sıraladı: “Kendilerini duygusal açıdan tükenmiş, sanki hiç kimseye verecekleri bir şey kalmamış gibi hissederler. Kimsenin yaptıkları işi takdir etmediğini, beğenmediğini düşünürler. Kendilerini ve yaptıkları işi olumsuz olarak tanımlarlar. Huzursuz ve gergindirler. Kendilerini mutsuz, güvensiz ve umutsuz hissederler. Öfke kontrolünde problem yaşarlar, tepkileri abartılıdır. Dikkatlerini toplamakta zorlanırlar, unutkanlıkları olabilir. Karar vermekte ve insiyatif kullanmakta zorlanırlar. Değişimlere adapte olmakta zorluk çekerler. Yorgun hissettikleri halde uyumakta zorluk çekerler, uykuları bölünür ya da sabah çok erken saatte huzursuz bir şekilde uyanırlar. İştahsızlık ya da aşırı yemeleri vardır. Kişiler arası ilişkilerde problem yaşarlar, sosyal hayattan uzaklaşma vardır. Özgüvenlerinde azalma, kendilerini değersiz görmeleri vardır. Cinsel isteksizlik ya da diğer cinsel işlev bozuklukları görülebilir. İş ortamında insanlara tahammül edememe, tartışmalar çıkarabilirler.”

Fazla iş yükü, çalışma saatlerinin uzunluğu gibi işle ilgili faktörlerin tükenmişlik sendromuna zemin hazırladığını söyleyen Dr. Aydın, hizmet sektöründe çalışanlarda, yönetici kademesindekilerde, hayati önemi olan kararlar vermek zorunda olan kişilerde, zaman baskısıyla iş yetiştirmesi gerekenlerde, dikkat gerektiren işlerde çalışanlarda bu sendromun daha sık görüldüğünü belirtti.

Psikiyatrist Dr. Aydın, şöyle devam etti: “İş ortamında sorumluluk ve yetki arasında dengesizlik olması, profesyonel olmayan bir yönetim anlayışı, etkin bir denetimin olmaması, geri bildirimde bulunulmaması, iş ortamında rekabete dayalı ilişkiler, mola vermeye uygun ortamların olmaması, yönetici kadrosunun gerçekçi olmayan beklentileri, iş ortamının güvenilir olmaması, iş ortamında çalışanlara eşit davranılmaması, iş arkadaşları arasında paylaşımın az olması, çalışanların karar verme, inisiyatif kullanma haklarının olmaması gibi faktörler tükenmişlik sendromu yaşanmasına sebep olmaktadır.”

Çalışan kişinin “hayır” deme zorluğunun olması, mükemmeliyetçi bir yapıda olması, görev bilincinin aşırı gelişmiş olması kişisel olarak tükenmeye yatkınlık yarattığının altını çizen Psikiyatrist Dr. Aydın, “Mükemmeliyetçi kişilerde, kişinin bazen her şeye yetemeyeceğini, her zaman her şeyin yolunda gidemeyebileceğini bilmesi ve fark etmesi tükenmişlik duygu durumunu hayatından uzak tutabilmesi açısından büyük fayda sağlayabilir. Kişilerin yüksek ve ulaşılması güç hedefler yerine daha ulaşılabilir hedefler koymaları, Tükenmişlik Sendromu’nu önleme konusunda önemli bir adımdır.” şeklinde konuştu.

Psikiyatrist Dr. Aydın, kişinin kendi durumunun farkına varıp, kendine daha çok zaman ayırmasının tükenmişlik sendromunu yenmede faydalı olabileceğini söyleyerek şunları söyledi: “Hayatta iş ve özel yaşam arasında bir denge kurulması, işin gereğinden fazla zaman almamasına dikkat edilmesi gerekir. İş ortamında kişiler arası iletişimin geliştirilmesi, sorumluluğun paylaşılması, eskiden keyif alınan etkinliklerin yeniden yapılmaya başlanması ve yeni etkinlikler keşfedilmesi sürecin aşılmasında önemli yer tutar. Ayrıca, bu sorunu yaşayan kişiler bazen yardım almak istemeyecek kadar çaresiz hissedebilirler. Böyle durumlarda, kişinin yakınlarına da önemli sorumluluklar düşer. Kişi, profesyonel yardım almaya, psikiyatriye başvurmaya ikna edilmelidir. Çünkü tükenmişlik, depresif bozukluklar, anksiyete bozuklukları ve uyum bozukluklarına sebep olabilmektedir.”

Write a comment

No Comments

No Comments Yet!

Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.

Write a comment

Only registered users can comment.