Atlanta’da görülmesi gereken 9 yer
Güneyin başkenti olarak bilinen Atlanta, Amerika’da iş kurulabilecek en iyi şehir ünvanına sahip. İnsan haklarının temelleri sayılabilecek bir çok tarihi olaya şahitlik etmiş ve aynı zamanda Amerika’nın en büyük 500 şirketinden 16 tanesine ev sahipliği yaptığından ekonominin atardamarlarından biri.
Tarih boyunca birçok defa yakılıp yıkılmış, iflas etmiş, savaşlara, göçlere maruz kalmış bu şehri görmeden önce, tarihini bilmekte fayda var.
1800’lü yılların başında Avrupalı beyazların gelmesiyle bölgede yaşayan Kızılderililer kendi topraklarından göç etmeye zorlanmış. 1864 yılındaki iç savaşlar nedeniyle de bütün şehir, hastaneler ve kiliseler hariç yakılıp yıkılmış. Ülkenin demiryolu hattının en önemli noktası olan Atlanta şehri o dönemlerde tamamen yıkılmış olmasına rağmen 1865’ten sonra tekrar yapılanmaya başlamış ve 1868’de Georgia eyaletinin başkenti olmuş.
1906 yılında ortaya çıkan ırkçı olaylar nedeniyle bölgedeki binlerce zenci işkence görmüş, hayatını kaybetmiş. 1917 yılı mayıs ayında çıkan bir yangında 1938 bina yanmış ve toplamda 10 bin kişi evsiz kalmış.
1939 yılında Atlantalı yazar Margaret Mitchell’in aynı adlı isimli romanından (Gone with the wind) sinemaya uyarlanmış Atlanta’nın iç savaş öncesi ve sonrası hayatını anlatan “Rüzgâr Gibi Geçti” filminin ilk gösterimi de Atlanta’da yapılmış.
Türkiye’de sinema ve televizyonda defalarca gösterilmiş olan bu aşk filmini hemen hemen bilmeyenimiz yoktur. 10 dalda Oscar ödülü almış bu film Amerikan Film Enstitüsü’nün hazırladığı tüm zamanların En İyi Filmleri listesinde dördüncü sırada yerini almış. Tüm dünyada 400 milyon dolarlık hasılatıyla tüm zamanların en çok gişe hasılatı yapmış.
Film, o dönemlerin kültürel tarihini, kölelik anlayışını ve iç savaşı her anlamda yansıttığı için Amerika Birleşik Devletleri Kongre Kütüphanesi’nin 1993’te verdiği kararla ABD Ulusal Film Arşivinde muhafaza ediliyor. Margaret Mitchell’in bu romanını yazdığı sırada yaşadığı ev ise Atlanta’nın şehir merkezinde bulunuyor ve o zamanlardaki orjinalliğiyle müze olarak halka açılmış durumda.
1950’li yıllarda yüzde 81 oranında beyaz ırkın yoğun olarak yaşadığı Atlanta’da 1970’li yıllardan itibaren siyah ırk çoğunlukta.
1- Martin Luther King’in Evi
Atlanta’da görülmesi gereken yerlerden belki de en önemlisi Martin Luther King’in doğduğu evdir. İnsan hakları ve ırkçılık karşısında gösterdiği çaba ve barışçıl eylemleri sayesinde mağdur insanların sesi olmuş ve siyah ırka uygulanan ayrımcılığa karşı 1964 yılında Yurttaş Hakları Yasası’nın çıkmasını sağlamıştır.
1964 yılında Nobel ödülüne layık görülen King bu olaydan 4 yıl sonra 39 yaşında iken bir eyleme destek için gittiği Tennessee eyaletinin Memphis şehrinde boğazından vurularak öldürülmüştür. Atlanta’da kısacık hayatına bu kadar başarı sığdıran King’in hayatından izler görmek oldukça heyecan verici. King’in doğduğu evin yanında mezarı, King müzesi, ayrıca Kingler’in 3 kuşak boyunca rahiplik yaptığı kilise de bu mahallede bulunuyor.
2- Olimpiyat Parkı
Atlanta’da yapılan 1996 Yaz Olimpiyatlarıyla şehre kazandırılmış büyük bir park burası. Ayrıca Buckhead’de bulunan Atlanta Historic Center’in içinde bir de olimpiyat müzesi var.
“Centenial Olympiad” parkında yılın her günü günde 4 kez müzikli su gösterisi yapılıyor. Ayrıca fıskiyelerin etrafında 1996 yılında olimpiyatlara katılan ülkelerin bayrakları dalgalandırılıyor. Parkta nisan ayından eylül ayına kadar her gün sanatsal, kültürel etkinliklerle de karşılaşabilirsiniz. Her salı ve perşembe günü öğle saatlerinde ise ücretsiz olarak katılabileceğiniz müzik konserlerinde güzel müzikler dinleyebilirsiniz. Parkın ev sahipliği yaptığı bu etkinliklerden, temmuz ayı sonlarında gerçekleşen 1 milyon dolarlık ödül kazanmış olan Ulusal Afrika sanatı festivali ise kaçırılmayacak en güzel programlardan biri. Parkın hemen yanı başında ise şehri yüksekten görmenizi sağlayanolan “Ferris Wheel” isimli devasa büyüklükte bir dönme dolap bulunuyor. Bu dönme dolap 61 metre yüksekliğinde ve 42 adet klimalı arabadan oluşuyor. Eğer fotoğraf çekmeye meraklıysanız, gün batımında bu dönme dolaba binerek harika bir Atlanta görüntüsü yakalayabilirsiniz.
Coca Cola’nın ilk keşfedildiği zamanlardan bugüne kadar geçirdiği evrimi görebileceğiniz bir müze. Coca Cola şirketinin genel merkezinin Atlanta’da olması dolayısıyla müzesi de burada. Girişte ödediğiniz para için ‘gerçekten değdi’ diyebileceğiniz 15-20 dakika süren harika bir reklam filmi sizi bekliyor. En eğlencelisi ise turun sonunda dünyanın her yerinden 70 farklı Coca Cola ürününün kıtalara göre ayrılmış çeşmelerinden istediğiniz kadar içebilme imkanı. Burada, kıtalara veya kültürlere göre damak zevkinin ne kadar değişiklik gösterdiğini, aynı ürünün farklı ülkelerde ne kadar farklı tatlarda sunulduğunu görüyorsunuz.
4- Akvaryum
500 su hayvanı çeşidiyle toplamda 120 binden fazla hayvanın olduğu akvaryum, dünyanın en büyük tankına sahip. 38 bin metreküp deniz suyu ve tatlı su bulunuyor. 2005 yılında açıldığında dünyanın en büyük akvaryumu olmuş. Dünyanın en büyük balıklarının olduğu akvaryum, fiyat açısından da Amerika’daki akvaryumların içinde en pahalı olanı.
5- CNN
Dünyaca ünlü CNN televizyonunu, her gün izlediğiniz yayınların yapıldığı televizyon stüdyolarını ve haber merkezlerini rehber eşliğinde bilgiler alarak gezmek isterseniz CNN binasındaki özel turlara katılabilirsiniz. Haber stüdyolarında yapılmakta olan canlı yayını kamera arkasından izlemek, yayına ara verdiklerinde ise spikerlere el sallamak turun en eğlenceli taraflarından biri.
6- Botanik Bahçesi
İçinde dünyanın en büyük orkide bahçesinin de olduğu botanik bahçesi yemyeşil ormanı, insanı baştan çıkaran doğası ve bitkileriyle şehir merkezinin en hareketli noktasında. Her türlü iklim şartında yetişen bitkileri görebileceğiniz bahçeyi her yıl binlerce kişi geziyor. Bahçenin en önemli özelliklerinden biri ise Atlanta’nın simgelerinden biri haline gelmiş olan “Canopy Walk” köprüsü. Şehrin içindeki bu ormanı, ağaçların üzerindeki 180 metre uzunluğundaki bir gökyüzü patikasından yürüyerek gezmek çok keyifli ve heyecan verici. Eğer fotoğraf çekmeye meraklıysanız, aralık ayının son haftalarında 1.5 milyon adet ışık ile yapılan ve 160 bin ziyaretçi çeken bu ışık şovunu fotoğraflarla ölümsüzleştirebilirsiniz.
7- Stone Mountain Park
Georgia eyaletindeki en çok ziyaret edilen yerlerden biri Stone Mountain parkı. Yılda 4 milyon kişinin ziyaret ettiği parkın muhteşem bir doğası, nehirleri, piknik alanları, çocuklar için eğlence alanları var. Teleferikle kocaman bir kayadan oluşan dağın tepesine çıkıp şehre yukarıdan bakabilirsiniz. Yaz aylarında her gün akşam saatlerinde yapılan ve ücretsiz olarak izleyebileceğiniz dünyanın en büyük lazer gösterisi ise nefes kesici. Orman içindeki patikalardan yürüyerek, tahta köprülerden geçerek, tabiatın güzelliğine şahit olabilirsiniz burada.
8- Piedmont park
Atlanta şehir merkezin çok yakın olan Piedmont Park, Atlanta’nın en eski ve en büyük parkı. İç savaşlarda cephe olarak kullanılmış olan bu park 2006 yılında geçirdiği köklü bir restorasyonla yeni görünümüne kavuşmuş. Park yaz aylarında birçok etkinliğe ev sahipliği yapıyor ve yılın her döneminde oldukça hareketli. İçerisinde yürüyüş yolları, patikalar, balık tutma imkânı, spor etkinlikleri için özel alanları barındıran park, Atlanta siluetinin izlenebileceği ve ailenizle çok güzel bir vakit geçirebileceğiniz harika bir yer.
9- Westin Peachtree Plaza
Atlanta’nın tam kalbinde olan 73 katlı Westin otelinin en üst katı, gün batımını ve gece ışıklandırılmış şehri seyretmek için doğru bir adres. Hele bir de canlı caz müziğine denk geldiyseniz keyifli bir vakit geçirebileceğiniz aynı zamanda harika fotoğraflar çekebileceğiniz bir mekan.
Bunların yanında şehri keşfetmek ve ilgi alanınıza göre keyifli saatler geçirmek arzusundaysanız şunları da ‘yapılacaklar listesi’ ne ekleyebilirsiniz:
Sanata ilginiz varsa High Sanat Müzesini,
Hayvanlar âlemine merakınız varsa şehir merkezine çok yakın olan hayvanat bahçesini,
Sokak sanatı “graffiti” meraklısıysanız, Krog Street tünelini,
Jimmy Carter başkanlık müzesi ve kütüphanesini,
Fotoğrafa ve fotoğraf çekmeye meraklıysanız, International Boulevard’in hemen üst tarafında muhteşem bir Atlanta görüntüsüne sahip olan ve geçen arabaların sayısından daha çok deklanşör sesini duyabileceğiniz “Jackson Street” Köprüsü’nü,
Çocuğunuz ya da siz kaykay meraklısıysanız devasa büyüklükte ve her seviyedeki kaykaycıya hitap eden “Old Fourth Ward Skate” Parkını,
Hareketli bir şehir turu için Atlantic Station’u,
Doğada spor yapmak isterseniz bisiklet bile kiralayabileceğiniz, uçsuz bucaksız Atlanta Belt Line’ı
1929 yılından günümüze kadar gelen ve İslami mimarisiyle dikkat çeken The Fox Tiyatrosunun dışarıdan küçük görüntüsüne aldırmadan, içeride herhangi bir etkinlik olup olmadığına da bakmadan içeriye girilmesi gereken binasını listenize eklemenizi öneririm.
Ayrıca eğer Atlanta’ya gelmişseniz Georgia eyaleti içerisinde görülebilecek daha birçok doğal güzelliklik olduğunu da unutmamak gerekir.
1 Comment
Only registered users can comment.
Teşekkürler.İstifadeli oldu gezilecek yerler öğrenme adına.