Semizotu hakkında bunları biliyor musunuz?
Omega-3 yağ asitleri açısından son derece zengin olan semizotu, kalp damar hastalıklarının önlenebilmesi için de tavsiye ediliyor.
Mayıs ve haziran arasında koyu yeşil renkli, sulu oval yaprakları ile bolca çiçek açan semizotunun anavatanı Asya’dır. Amerika ve Afrika’nın ılık bölgelerinde de artık yetiştirilen semizotu yurdumuzda rahatlıkla pazarlarda bulunabilmektedir. Kalın saplı bir bitki olan semizotunun körpe filizleri salatalarda çiğ olarak kullanıldığı gibi, aynı zamanda yemek olarak da pişirilebilir.
Eski zamanlarda yatağın yanına bir yere konulduğunda, semizotunun uyuyan insanları kötü ruhlardan koruduğuna dair bir inanç bulunmaktaydı.
Semizotunun kullanılan bölümleri yalnızca toprağın üzerinde kalan kısımlarıdır. Yazın toplanılıp kurutularak toz haline getirilebilir veya taze halde dekoksiyon ve yara için lapa yapmakta kullanılır.
Yüz gram taze semizotunda yaklaşık dört yüz miligram yağ asidi bulunmaktadır. Omega-3 yağ asitleri açısından da son derece zengin olan semizotunda ayrıca, iyi birer antioksidan olan E ve C vitaminleri, bitki zamkı, A vitamininin bitkisel şekli olan betakaroten ve bir diğer antioksidan madde olan glutation ile kalsiyum ve potasyum mineralleri de bulunmaktadır.
Omega-3 yağ asitleri kalp damar sistemi ile bağışıklık sistemini kuvvetlendirir. Yangı önleyici ve iltihap giderici etkisi de bulunan semizotu, dolaşımı düzenlediği gibi, atardamarlardaki pıhtılaşmayı önleme özelliğine de sahiptir. Omega-3 yağ asitlerinin genel olarak iltihaplı durumlarda, koroner kalp hastalığında ve otoimmün rahatsızlıklarda oldukça etkili faydaları bulunmaktadır. Semizotu da bu bağlamda sayılan rahatsızlıkların giderilmesi için yardımcı olmaktadır.
Bununla birlikte semizotunun, kalp damar hastalıklarının önlenebilmesi için dahili olarak kullanılması tavsiye edilir.
Semizotunda yüksek oranda antioksidan bulunması hücreleri harap eden ve kansere de yol açan serbest radikal hasarına karşı koruma sağlayabildiği ve yaşlanmanın bazı etkilerini yavaşlatabildiği anlamına gelmektedir. Semizotu ayrıca kandaki kolesterol düzeylerinin normalleşmesine de yardımcı bir bitkidir. Semizotu düz kasları gevşetebilme özelliği taşıdığından kan basıncını düşürerek, tansiyonun normal sınırlarda olmasına da yardımcıdır.
Semizotunda bulunan bitki zamkı, mide bağırsak enfeksiyonları, iltihaplanması ve idrar yolu enfeksiyonlarını da yatıştırıcı özellik taşır.
Kurutulmuş semizotu yaprak ve saplarından hazırlanan bir ekstrenin antienflamatuar ve ağrı kesici tesirinin olduğu ispat edilmiştir.
Semizotunun bağırsak kurtlarına karşı etkili olduğuna dair bilimsel makaleler de bulunmaktadır.
Semizotu kas kramplarında da bölgesel olarak uygulanır.
Semizotu yetiştirelim
Tohumları, mayıs ayından itibaren güneşli bir yere ekilir. Semizotunun verimli bir toprağa ihtiyacı bulunmaktadır ve kurumasına izin verilmemelidir.
Semizotu, kas krampları ve yara tedavisinde, kompres ve yara lapası olarak kullanılır. Bunun için yüz gram taze semizotu, bir su bardağı soğuk suya konularak kaynatılır. Yaklaşık yarım saat kaynama derecesinin biraz altında pişirilir. Elde edilen karışım günde iki kere temiz bir tülbent veya gazlı bezin üzerine konularak problemli bölgeye tatbik edilir.
Taze veya pişmiş semizotunun herhangi bir yan etkisi bulunmamaktadır. Yalnız kapsül halinde alınacak olan kuru ekstresinin aşırı miktarda kullanılması midede bozulmaya yol açabilir.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment