Sarah Sayeed; ‘‘Başörtüsü kadının özgür iradesidir’’
Üç semavi dinde kadının yeri konulu oturum, Peace Island Ensititüsü (Barış Adaları) tarafından Manhattan’da yapıldı. Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam’da kadının toplum içinde, ailede yeri, önemi dile getirilirken toplantıya çok sayıda farklı milletlerden insanların katılması dikkat çekti.
Toplantıda ilk konuşmayı Manhattan Hahamlar Birliği’nin direktörü Carol Levithan yaptı. İsrailoğulları’nın tarihinde iz bırakan kadınların varlığına işaret eden Haham Levithan, çiftler arasındaki evlilik aktine Yahudilik’de ‘‘Kiduşin’’ (şihudin) olarak adlandırıldığına dikkat çekti. Haham Levithan, ‘‘Geleneksel Yahudi evliliğinde aile kurumu kutsaldır ve iki çift arasındaki kutsal birlikteliğin sembolü de yüzüktür. Ancak ailede büyük öneme sahip olan kadının toplumda yeri neredeyse yok gibidir’’ dedi. Yahudi toplumunun günlük yaşamında kadına yeterince değer verilmemesinden yakınan Haham, ‘‘Çiftlerin boşnamasında kadın bu konuda sadece isteğini dile getirebilir. Kadına erkeği boşama hakkı verilmemiştir. Sosyal hayatta bir statü de verilmiş değildir’’ diye eleştirdi.
Barış Adaları Enstitüsü’nün Manhattan’daki yerinde gerçekleştirilen ‘‘Hz. İbrahim Masası’’ adlı etkinliğin ‘‘İbrahimi Gelenekte Kadının Statüsü’’ konu başlıklı programında ikinci konuşmacı olarak Hartford Seminary Fakültesi öğretim üyelerinden Lucinda Allen Mosher oldu. Doç. Dr. Mosher, Hristiyanlık dinindeki mezhepler arasındaki farklılıkların oldukça derin olduğuna işaret etti. Mosher, ‘‘Hristiyanların farklı dinlere gösterdiği hoşgörüyü malesef kendi içindeki farklı mezheplere karşı göstermiyor ki, bunun tarihte öreneği de fazlasıyla mevcut’’ dedi.
Kadının statüsü konusun da Hristiyan dininde yerinin kesin olarak bir tanımlamasından yakınan Mosher, ‘‘Ancak bu konuda Hz. İsa dönemini baz alırsak Hristiyanlık da kadının yeri konusunda birşeyler söyleyebiliriz’’ diye konuştu. İncil’de kadının statüsünün nasıl okunması gerektiğine dair bilgi de veren Doç. Dr. Mosher, ‘‘Kadın fiziki olarak olmasa da birçok anlamda erkek ile eşit tutulmuştur’’ dedi. Kadının Hristiyanlıkdaki lider konumunun Hz. İsa’nın doğumunda açıkca grüldüğünü belirten Mosher, ‘‘Ancak ruhban sınıfı kadının dinde liderliğini kabul etmiyor’’ şeklinde konuştu.
Programın son konuşmacısı ise New York Dinlerarası Birliğin Merkezi’nde görevli Sarah Sayeed oldu. Sayeed, Kur’an ve Hadis örnekleri ile kadının İslam toplumundaki statüsünü aktardığı konuşmasında, ‘‘Kur’an da kadın-erkek diye bir ayrım yoktur. Kadına verilen görevler ile erkeğe verilen görevler vardır’’ dedi. İslam’da başörtüsünün bir zorlama değil kadının tercihine bırakıldığını aktaran Sayeed, ‘‘Allah kullarına baskı yapmadığı gibi kullarının da birbirlerine baskı yapmasını yasaklamıştır. Dolayısıyla başörtüsü kadının özgür iradesidir’’ diye konuştu.
İslam’da evlilik konusunda da bilgi veren Sayeed, bu kurumun dinde yerinin çok önemli olduğunu ifade etti. ‘‘Evlilikte kadının rızası esastır. Kadın istemediği birisiyle evlendirilmesine izin verilmez. Aynı şekilde kadının boşanma hakkı da vardır ve erkeği istemese de kadın evlilik aktini bitirebilir’’ dedi. Bugün Afganistan, Suudi Arabistan gibi ülkelerde kadının toplumdaki yerinin maalesef çok kötü olduğunu hatırlatan Sayeed şöyle konuştu; ‘‘Buna karşılık yeterli olmamak ile birlikte Türkiye ya da Kuzey Afrika’daki müslüman ülkerinde durum daha iyidir. Kadının bugün Müslüman ülkelerinde statüsünün iyi olmamasının nedeni İslam’dan değil bu milletlerin geleneklerinden kaynaklanıyor veya dini yanlış yorumluyorlar’’ dedi.
Hz. Muhammed’in (SAS) hayatında eşleri ile olan ilişkileri ve kadınlara karşı olan tavır-davranışlarıyla günümüzde dahi örnek olacak kadar nezaketli, saygılı olduğunu belirten Sayeed, ancak İslam Peygamberi’nin bu örnek yaşamının Müslümanlar tarafından hayata geçirilememesinden yakındı.
İslam’ın kadına verdiği değeri günlük hayatta karşılığını görememekten dolayı yakınan Sayeed, ‘‘Camilere gidiyorsunuz, orada bile ya kadına bodrumda ya da kıyı köşe de karanlık bir yerde namaz kılacağı yer ayrılıyor. Hatta bazı camilerde kadının namaz kılacağı yer bile olmuyor. Biz Müslüman kadınlar olarak bu ayrımcılıklarla mücadele ediyoruz’’ dedi.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment